19 Mayıs’ın yerine ‘Kutlu Doğum’ mu?

ŞEKER ve kurban bayramlarında uzun tatil trafik kazalarına sebep değil midir? Öğrencilerin bu bayramlarda motivasyonu düşmüyor mu? Bu uzun tatil iş sektörünü etkilemiyor mu? Eğitime önem verdikleri her köşede bir özel dershaneden belli oluyor, ailelerin kazancı dershaneye gidiyor. MEB’in umrunda mı aileler?

Haberin Devamı

MEB duyumlarla mı yönetiliyor

19 Mayıs kutlamaları ile ilgili ailelerden şikayet duyumları alıyorlarmış. MEB’in müsteşarının afaki açıklamasına gülmeyin de ne yapın! MEB duyumla mı yürüyor? Madem derslerden kalmalarını istemiyorlar Kutlu Doğum Haftası’nda neden küçücük çocukları okuma yarışmasına sokmak için hazırlatıyorlar?
19 Mayıs’ı kaldırmak istemekteki nedenini açıkça ve cesaretle söyleyemeyen insanların nasıl demokratik ve samimi bir Anayasa yapacaklarını takdirinize bırakıyorum.
Doç. Dr. Melis SEZER R. KANADA

İstifa etsinler
MEB iyi niyetli değil

TÜRKİYE Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamaları ile ilgili ayrıntılı bir açıklama yaptı; “Öğrencilerin bayram kutlamalarına katılımının açıkça engellenmeye çalışıldığını” söyledi. “MEB Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik tarafından valiliklere gönderilen yazıda iyi niyet yoktur” diyen Koncuk, “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Müsteşar M. Emin Zararsız açıkça 19 Mayıs Bayram kutlamalarını sulandırmak ve okul duvarları arasına hapsetmek istemektedir. Milli değerlerimize bakış açılarını ortaya koymaktadırlar. Zararsız, geçmiş yönergelere aykırı davranmakla suç işlemiştir. Bakan da, suçun işlenmesine göz yummuştur. Adının başında milli olan bir bakanlığın başında bu kişilerin olması Milli Eğitim Bakanlığı’nın varlık sebebine aykırı bir durumdur ve derhal istifa etmeleri gerekmektedir. Sendikamız her ikisi ile de ilgili suç duyurusunda bulunacaktır.”

Haberin Devamı

“Bu bayramı (19 Mayıs) statlarda atletizm ve spor gösterileri yaparak kutlamaya devam edelim. Tüm gençlerimiz spor marifetlerini Yetenek sizsiniz Türkiye (Acun Ilıcalı) programında mı sergileyecek?
Ersin ÖZDİL-ANKARA

Allah’tan korkuları da yok

ZİRAAT Bankası’nın personeli için lojmanları vardır. Sözleşmeli personele 5 yıllık verilir. İstanbul’da bunlar belki 100 adettir veya daha fazladır. Bir genelge ile hafta başında lojman kiralarına inanılmaz zam yapıldı; %650 dersem inanır mısınız? Maaş olarak 1300 artı 300 ulaşım parası alıyorum. Lojman kiralarının bedeli 15-200 lira arasında. Her yıl da TÜFE’ye göre 12-13 lira artıyordu. Şimdi yıl zamlarıyla bu lojmanların kirası 930 ile 1470’e çıktı. İtirazlarımız dikkate bile alınmadı. Ben şimdi kış ortasında kaç liraya ev bulacağım ve üç çocuğuma nasıl bakacağım.

Haberin Devamı

Beethoven ve Mozart’ımı istiyorum
TRT Radyo 3'ün 'kalitesizleştrilmesi'ne tepki yağıyor

- ÇALIŞMA hayatımda sürekli Radyo-3 dinledim, dinliyorum. Yayınının kısıtlanması ve kalitesizleştirilmesini ben de protesto ediyorum. Son dönemlerde program aralarında yapılan reklamlara da çok kızıyorum. Çok güzel bir Beethoven yorumundan sonra, mobil telefon hattı reklamı duymak gibi..
  Ülker A. KALFA

- KLASİK müzik bitiriliyor yazınızda tamamen haklısınız. Ankara’da bile TRT3’ü sağlıklı dinleyemiyoruz. Hatta TRT Nağme’yi bile net dinleyemiyoruz.
Yazınızda %90’ın üzerinde halkın bu programları dinlemediği yazıyor. Peki halka sorsunlar bakalım, bırakın Beethoven’ı, Bach’ı, Mozart’ı, Dede Efendi’yi, Itri’yi, Tamburi Cemil’i, Hacı Sadullah Ağa’yı 3. Selim’i sorsunlar (bestekarlığını) %90’ı tanımayacaktır. Nasıl yaşadığımız dünyanın doğasına, çevresine sahip çıkmak zorundaysak, sanatına da sahip çıkmak zorundayız; Beethoven’ıyla, Çaykovski’siyle, Dede Efendisi ve Tanburi Cemil’iyle Ravi Shankar’ıyla sahip çıkmak zorunda olmalıyız. 
Dr. Ali TAN

- TRT RADYO 3’e değinmeniz çok önemlidir. Bu radyo büyük bir değerdir; sahip çıkmalıyız. Yoksa klasik müzik ve de cazından Anadolu’nun pek çok kesimi mahrum kalacaktır. Bir de Orhan Süer’in müzik sergisinden tablolar programı vardı, onu da çok özlüyoruz. Radyo3’ü kurtarmak için elimizden geleni yapmalıyız.
Gökbora LEBLEBECİLER

- ÇOCUKLUĞUMUZDA, gençliğimizde bize müzik zevkini aşılayan, Türkiye’nin batıya açık yüzü olan TRT 3 ve değerli yapımcılarının dışarı bırakılmasını, iktidarın sindirme ve yok etme politikası olarak değerlendiriyorum. Gerçekten zevkle dinlediğim bu yapımcıları artık dinleyememek büyük bir üzüntü kaynağı benim için. Toplumsal olarak bu durumu niye protesto etmiyoruz.
Özlem KARPUZCU

- TRT Radyo 3’ün başına gelenleri üzüntüyle izliyoruz. Konuyu gündeme getirdiğiniz için size minnettarız. Radyo 3’ü kurtarmak için neler yapılabilir? TRT’ye bir ileti gönderebiliyor muyuz, siyasi liderlere sesimizi duyurabiliyor muyuz; STK’lar nerede?        ? İnci GÖL

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Yargı bir ‘öç alma’ mekanizması değildir. Öç alandan, gün gelir öç alınır. Ancak öç almaların birbirini takip ettiği bu kısırdöngü kırılmadığı sürece, zalimlerin ve mazlumların adları değişir, mezalim devam eder.”
(Ankara Barosu Başkanı Av. Metin Feyzioğlu)

Biliyor musunuz

DSP eski Milletvekili Uluç Gürkan’ın, İngiliz Kraliyet Başsavcılığı’nın ‘Ermeni katliamı’ iddiaları konusunda ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı (29 Temmuz 1921) verdiğini hatırlatarak, “Türkiye, soykırım iddialarının geçersizliğini belgelendiren en temel dosyayı İngiltere’den istemeli” dediğini...   

- CHP Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç’un “Daha önce Sayın Genel Başkanımızın da verdiği sözler doğrultusunda, hazırlanan tüzük değişikliği ile ilgili kurultay çağrısına destek vermeyi bir siyasi görev ve ödev sayıyor ve imza verdiğimi açıklıyorum” dediğini...

Yazarın Tüm Yazıları