10 SORUDA PATOLOJİ

Sevgili okurlar bu hafta konumuz patoloji... Patoloji; organ ve dokularda hastalıklar veya kazalar sonucunda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel bozuklukları inceleyen ilim dalıdır.

Haberin Devamı

Patoloji yalnız insan değil hayvan ve bitkilerin de hastalık hallerini inceler. Patolojide fizik, kimya, anatomi, histoloji ve bakteriyolojide kullanılan metodlar uygulanır. Patolojide kullanılan bir diğer metod da otopsidir. Otopsi bütün organların çıplak gözle muayenesini sağlar. Bu muayenelerde ölüm sebepleri ve hastalıklarda organ yapısında ortaya çıkan bozukluklar (lezyonlar) belirlenebilir. Bozukluk her zaman çıplak gözle görülemez, bazen de mikroskobik bir inceleme yapmayı gerektirir. Mikroskobun gelişmesi, tespit metodlarıyla hücrenin canlı organizmada olduğu gibi incelenebilmesinin mümkün olması, elektron mikroskobunun çalışma alanına girmesi, doku kültürlerinin yapılabilmesi, mikroskobik muayenelerde fizik ve kimyasal usullerin kullanılması, patolojinin araştırma alanını genişletmiş ve oldukça ayrıntılı araştırmaların yapılabilmesine imkan vermiştir. Bu hafta köşemizde bu gizemli ve çok önemli konuyu yani patolojiyi, TOBB ETÜ Hastanesi doktorlarından Sitoloji ve Patoloji Uzmanı Dr. A Şafak Bulut’la konuştuk. Hafta boyunca sizden gelen soruları ve tüm merak edilenleri Dr. A Şafak Bulut’a sordum, o da cevapladı.

Haberin Devamı

* Öncelikle patoloji nedir? Sitolojiden farkı nedir?
Patoloji, Yunanca patos (hastalık) ve logos (bilim) kelimelerinin birleşiminden oluşan ve hastalık bilimi anlamına gelen bir kelime olup hastalığa neden olan durumun/etkenin belirlemesi amacı ile hücre, doku ya da organlardaki değişikliklerin incelenmesidir. Sitolojinin kelime anlamı ise hücre bilimi olup gözle görünür bir dokunun değil, vücudun herhangi bir yerinden enjektör ya da sürüntü (smear) yolu ile alınan hücrelerin ya da sıvıların incelenmesidir.

* Peki Patoloji laboratuvarına hangi örnekler, nerelerden, nasıl gelir?
Patoloji laboratuvarına gastroenteroloji, plastik cerrahi gibi bölümlerden küçük biyopsiler; ameliyathanelerden daha büyük dokular ve organlar; kadın hastalıkları ve doğum, endokrinoloji, radyoloji gibi bölümlerden sitolojik materyaller (yaymalar ve sıvılar) ve bazı durumlarda ameliyata yön vermek, yapılacak operasyonun genişliğini belirlemek amacı ile ameliyathanelerden frozen adı verilen acil inceleme için dondurulmuş dokular gelir. Dondurularak incelenecek örnekler herhangi bir sıvı içine konulmadan acil olarak laboratuvara gönderilirken küçük biyopsiler ve daha büyük dokular yüzde 10’luk formaldehit solüsyonu içinde; sitolojik örnekler ya lam üzerine yayılarak, ya da enjektör içinde laboratuvara gönderilir.

Haberin Devamı

* Bu laboratuvarlarda kimler çalışır? Görevleri nelerdir?
Patoloji laboratuvarında patoloji teknisyeni, patolog ve tıbbi sekreter çalışır. Patoloji teknisyeni, genellikle üniversite ya da yüksek okulların patoloji teknisyenliği bölümünden mezun, patoloji laboratuvarının işleyişi ve cihazların kullanımı konusunda bilgisi olan kişilerdir. Patolog 6 yıllık tıp fakültesi eğitiminden sonra 3 yıllık patoloji uzmanlık eğitimini tamamlamış uzman doktordur. Sekreter ise üniversite ya da yüksekokulların tıbbi sekreterlik bölümünden mezun olmuş, tıbbi terimlere aşina, patoloji ve sitoloji raporlarını, kendisine dikte ettirildiği şekilde doğru olarak yazabilen kişidir.

Haberin Devamı

10 SAATLİK İŞLEME TABİ TUTULUYOR

* Patoloji laboratuarına gelen örnekler nasıl bir işlemden geçer?
Patolojik inceleme, makroskopik inceleme ile başlar. Makroskopik inceleme, patolog tarafından, gönderilen örneğin çıplak gözle ve elle incelenmesi, normal olmayan/hastalıklı alanların saptanmasıdır. Bu alanlar saptandıktan sonra yine patolog tarafından bu alanlardan temsil edici örnekler alınır. Bu örnekler, parafine gömülmeye ve daha sonra kesit yapmaya hazır hale gelebilmeleri için yaklaşık 10 saat süren bir işleme (doku takibi) tabi tutulurlar. Bu işlemden geçen örnekler, önce parafine gömülür (bloklanır), daha sonra mikrotom denilen cihaz ile 4-5 mikrometre kalınlıkta kesilir. Kesitler lam üstüne alınır, sıcak ortamda içlerindeki parafin eritildikten (deparafinizasyon) sonra boyama işlemi uygulanır. Boyanmış kesitlerin üstü lamel ile kapatıldıktan sonra artık mikroskopta incelemeye hazırdır. Temsil edici örneklerin alınmasından mikroskopik incelemeye kadar olan basamaklar patoloji teknisyenleri tarafından yapılır. Lam üzerindeki sitoloji örneklerine ise teknisyenler tarafından yalnızca boyama ve kapatma işlemi uygulanır. Hazırlanan kesitler ve sitolojik yaymalar patolog tarafından mikroskopta incelenir. Bulgular ve tanıyı içeren raporun sekreter tarafından yazılması ile süreç tamamlanır.

Haberin Devamı

* Okuyucuların çok merak ettiği bir konu patolog nasıl tanı koyar? Çünkü biliyoruz ki nihai teşhis patolojiye göre konur.

Patolog, hücresel düzeyde tüm dokuların normal yapısını çok iyi tanıdığından, hazırlanan kesitleri mikroskopta inceleyerek normal dışı hücre ve dokuları tanır, bu normal dışı bulguların hangi hastalığa özgü olduğunu belirler ve böylece teşhisi koyar.

* Bu çok önemli teşhis koydurucu rapor neleri içerir?
Patoloji ve sitoloji raporu; makroskopi, mikroskopi ve histopatolojik tanı olmak üzere üç bölümden oluşur. Makroskopi bölümünde incelenen örneğin ne olduğu, kaç adet olduğu, nasıl göründüğü gibi gözle görülen özellikleri, temsil edici örneklerin nerelerden ve kaç adet alındığı belirtilir. Mikroskopik incelemede normal ve normal dışı olan tüm bulgular verildikten sonra normal dışı bulguların hangi hastalık ile uyumlu olabileceği yorumlanır. Histopatolojik tanı kısmında makroskopik ve mikroskopik bulguların birlikte değerlendirilmesi ile varılan teshis belirtilir. Tüm bu bölümler, hastanın anlayamayacağı tıbbi terimler içerir çünkü patoloji raporu hasta için değil, hastayı izleyen doktor için yazılmıştır. Hastaya gerekli açıklama da bu doktor tarafından yapılır.

Haberin Devamı

TAM TANI KONULMAYABİLİR

* Peki Patolojik ve sitolojik tanı kesin tanı mıdır?
Patolojik inceleme ile çoğu zaman hastalığın kesin tanısı konabilmekle birlikte birden fazla hastalığa ait ortak bulguların bir arada bulunduğu olgularda ya da herhangi bir hastalığa özgü bulguların bulunmayıp özgün olmayan değişikliklerin bulunduğu durumlarda tam olarak tanı konulamayabilir. Bu gibi durumlarda histopatolojik tanı verilmeksizin bulgular yalnızca yorumlanabilir. Bu tür vakalarda iki farklı patoloğun yorumları da birbirinden farklılık gösterebileceğinden patologlar birbirlerine danışabilir (konsültasyon) ya da bazı özel yöntemlere (histokimya, immünhistokimya, immünfloresan inceleme gibi) ihtiyaç duyulabilir. Bu özel yöntemlerle bir tanıya varılabilmesi halinde kesin histopatolojik tanı içeren yeni bir rapor düzenlenir. Sitolojik tanı ise patolojiden çok daha fazla yoruma dayandığından, kesin tanı verememe olasılığı ya da tanıda yanılma payı patolojiye göre daha fazladır. Bu nedenle sitolojik tanının mutlaka biyopsi ile doğrulanması gereklidir.

* Patoloji/sitoloji raporu sonuçlanınca ne yapılır?
Patoloji raporu sonuçlanınca hastada şikayet oluşturan hastalığın ne olduğu aydınlanmıştır. Rapor, hastanın başvurduğu doktor tarafından incelenir ve bundan sonraki tedavi seçenekleri (ilaç, ameliyat gibi) hastaya sunulur.

* Patoloji laboratuarına gönderilen örneklere, tanı konulduktan, rapor yazıldıktan sonra ne olur?
Formaldehit içine konmuş örnekler, çok aydınlık ya da sıcak olmayan ortamda 3 ay kadar saklandıktan sonra atılır. Parafin içine gömülmüş dokular (parafin bloklar) ise en az 5 yıl, kesitler en az 10 yıl patoloji arşivlerinde saklanır. Ancak bu süre dolduktan sonra da genellikle blok ve kesitler atılmaz, mümkün olduğunca saklanır.

* Son olarak yine okuyuculardan gelen bir soru,Hastanın gideceği doktoru seçme hakkı olduğu gibi patoloğu seçme hakkı var mıdır?
Hastanın, kendisinden alınan örneği hiç incelenmeden kendi istediği bir laboratuara/patoloğa götürme hakkı olduğu gibi, bir laboratuarda incelenmiş örneğine ait parafin bloklar ve kesitlerini, ilk inceleyen yere geri getirmek şartı ile, başka bir laboratuara/patoloğa götürme hakkı da vardır. Bazen de, kemoterapi ya da radyoterapi alacak hastalarda, tedaviyi verecek merkez tarafından, ilk incelenen örneklerin hasta yakınları tarafından alınıp kendi merkezlerinde yeniden incelenmesi ve raporlanması da istenebilir. Bu, günlük uygulamada sıkça karşılaşılan bir durumdur.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Gelişimi engellenebilen tek kanser rahim ağzı kanseridir çünkü rahim ağzında kanser gelişmeden önce orta çıkan hücresel değişiklikler, jinekolojik muayene sırasında alınan yaymanın (smear’in) patolog tarafından incelenmesi ile tanınabilir. Bu değişikliklerin tedavisi ile de rahim ağzı kanseri hiç gelişmeden durdurulmuş olur. Bu nedenle yıllık jinekolojik muayenenizi ve smear testinizi aksatmadan yaptırınız.

KISACA ŞAFAK BULUT

1973 yılında Sivas Divriği’de doğdu. İlk ve orta öğretimini Mersin, Manisa, Ankara ve Kayseri’de tamamladı. TED Kayseri Koleji’nden 1991’de mezun olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi. 1998-2001’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde Patoloji uzmanlık eğitimi aldı. 2005 yılında MESA Hastanesinde Patoloji Uzmanı olarak başladığı görevini 8.5 yıldır devam ettiriyor.

SİZ SORUN UZMANLAR YANITLASIN

Önümüzdeki hafta konumuz radyoterapide ve özelikle kanser tedavilerinde kullanılan ‘Cyberknife’ yani sözlük anlamı ‘uzayneşteri’ veya ‘robotik bıçak’ olacak. Ancak bu tedavinin isminde neşter adı geçse de, tedavinin özünde ışın kullanılmaktadır ve tumoral kitle ışınla küçültülmektedir. Önümüzdeki hafta konuğumuz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Cengiz olacak. Bu konuyla ilgili tüm merak edilenleri Dr. Mustafa Cengiz’e soracağım. Sizler de bu hassas ve çok bilinmeyeni olan konu ile ilgili merak ettiklerinizi hafta boyunca jineklinik@senolkalyoncu.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları