1 Mayıs demokrasinin neresinde?

BİR türlü palazlanamayan demokrasimizin bir bacağını, askerin siyasete müdahalesi yine yaraladı.

Bizim civcivin öteki bacağı da 1 Mayıs’ta, İstanbul’da fena zedelendi.

Onu da AKP kırdı ama nedense görmezden gelindi.

Çünkü bugünlerde demokrasinin ihlali dendiğinde sadece cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahaleyi anlamak zorundasınız.

Onu eleştirebilir, kınayabilirsiniz.

Ya 1 Mayıs? İstanbul’u, büyük bir hapishaneye çeviren o zihniyet?

Hiçbir hükümet, bir valiye fatura çıkartarak, böylesi büyük ağır bir baskı girişiminin siyasi sorumluluğundan sıyrılamaz.

O gün Taksim Meydanı’ndaydım.

Çok 1 Mayıs’lar gördüm, işgaller, sokağa çıkma yasakları, sıkıyönetim kuşatmaları yaşadık ama böyle ağır bir baskı atmosferini anımsamıyorum.

Bu kadar çok biber gazı solumadım. Cop ya da tokat yemeyen şanslı İstanbullular arasında olduğuma şükrediyorum.

Önde, görünürde polis; geride asker vardı.

***

1977
1 Mayıs’ının Türk siyasi tarihinde ne kadar önemli bir dönüm noktası olduğunu biraz biliyoruz, ileride daha çoğunu da öğreneceğiz.

34 kişinin ölümüne, iki yüzden fazla insanın yaralanmasına ve işçi sınıfı ile Türk solunun büyük buluşmasının tuzla buz edilmesine yol açan bu olayın failleri kimdi?

30 yıldır yanıtsız kalan bu soruyu gündeme getirmek için düzenlenmişti toplantı.

Belki DİSK daha iyi çalışmalı, daha geniş bir ittifak arayışına girmeli, sağlam siyasi hazırlık yapmalıydı.

Ama, "provokasyon kokusu aldık" gerekçesiyle bütün İstanbul’u kapatmak neyin nesiydi?

"Taksim izinsizdi, Kadıköy’e gitselerdi!" Böyle söyleyenler de oldu.

Kadıköy’e ulaşmak kolay mıydı? Çok mu izinliydi Kadıköy?

Türkiye o gün, Anayasa Mahkemesi kararına kilitlendiği için, yüzlerce kişinin coplandığı, şiddet gördüğü, bir kentin kuşatıldığı 1 Mayıs rezaletini anlayamadı.

***

DÜN
, Dünya Basın Özgürlüğü günüydü.

Ülkemizde 23 gazeteci ve yazar cezaevinde. Çok sayıda yazar, çizer düşünceleri nedeniyle yargılanıyor.

Bu yıl bir meslektaşımız, arkadaşımız Hrant Dink öldürüldü. Hem de ihbarlar değerlendirilmediği, önlemler alınmadığı için.

Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan değişikliklerle basın özgürlüğü hedef alındı.

Gazetecilerin önceki yıllarda yapılan değişikliklerle sağladığı düzeltmeler geri gitti. Hapis cezası kaldırılmıştı, yeniden yasalara girdi.

Ne zaman yapıldı bu değişiklikler? Kim yaptı? AKP iktidarı, AKP Hükümeti.

Başkalarından demokratik anlayış bekleyenler, önce kendi demokrasi anlayışlarında adil olmayı öğrenmeliler.

Ne oldu 301’inci maddeye? Neden değiştirilemedi?

Birileri mi engelledi?

Keşke AKP, geçen cuma akşamı yayınlanan Genelkurmay bildirisine karşı gösterdiği "kararlı" tavrı, iktidarı süresinde demokrasinin gerçekten kök salması için gösterebilseydi.

Bugün demokrasiden söz ederken, inandırıcı olurdu.
Yazarın Tüm Yazıları