Sefer Levent

Bankacılar: ‘Merkez’ tecrübesi fark edildi

13 Şubat 2024
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Fatih Karahan, dün Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar ve TBB Yönetim Kurulu Üyesi banka genel müdürleri ile bir araya geldi.

TBB’den yapılan açıklamaya göre, toplantıda Türk Lirası mevduatların payını artırmaya yönelik düzenlemeler, makroihtiyati çerçevede sadeleşme ve miktarsal sıkılaşma adımlarıyla birlikte dezenflasyon süreci kapsamında para politikası görünümü değerlendirildi. Resmi açıklama böyleydi ama acaba perde arkasında neler yaşandı, konuşuldu? Dün toplantıya katılan bazı isimlerle konuştum. İşte elde ettiğim bilgiler:

Önceki başkan Hafize Gaye Erkan’ın ayrılışı üzerinden kısa bir zaman geçti. Bankacılar daha önce Erkan ile de bir araya gelmişti. İki isim arasındaki farkı sorduğum bir bankacı şu yorumu yaptı:

“Hafize Gaye Erkan oldukça tecrübeli, işini iyi bilen bir isimdi. Merkez Bankacı değildi ama hızlıca öğrenip konusuna hakim olan zeki biriydi. Dr. Fatih Karahan ise bizde, buram buram ‘Ben bu işi biliyorum’ algısına neden oldu. Çünkü Karahan merkez bankacılığını iyi bilen çok tecrübeli bir isim. Teknik bilgisi, altyapısı çok sağlam.”

Peki ya Karahan dönemiyle bir değişiklik algısı oluşmuş mu? Sorduğum bankacıdan aldığım yanıtı aktarayım:

“Hayır, temelde hiçbir değişiklik algılamadık. Başkan Karahan bize net bir şekilde, ‘Biz Merkez Bankası Yönetim Komitesi olarak geride bıraktığımız dönemde tüm kararları birlikte aldık. 4 kişiydik. Şimdi yola 3 kişi olarak devam ediyoruz. Parasal sıkılaştırma ile yüzde 36’lık enflasyon hedefimizde en küçük bir değişiklik yok’ dedi. Ekip ve kararlılık vurgusu önemliydi.”

BAŞKANA 4 NOT İLETTİLER

Başkan Karahan daha çok bankacıları dinlemiş, onlar ise temelde 4 konu üzerinde durmuşlar.

1. Aylık kredi büyümesiyle ilgili sınırlamaların gözden geçirilmesi.

Yazının Devamını Oku

Merkez’de takım ruhu

9 Şubat 2024
TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yeni başkanı Fatih Karahan, yılın ilk enflasyon raporunun sunumu için dün ilk kez kamuoyunun karşısına çıktı.

Bir önceki başkan Hafize Gaye Erkan’ın ayrılması sonrasında ilk sınav olarak adlandırılan bu buluşma Karahan için kritik bir virajdı. Ataması sonrasında hem içerden hem de yurtdışından yapılan yorumlar son derece olumluydu. Deneyimli ve liyakatlı bir isim olarak anılan Karahan’ın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile uyum içinde çalışacağı, kalıcı fiyat istikrarı için sıkı para politikasını sekteye uğratmadan devam ettireceği ifade edildi. Ancak yine de piyasalar Karahan’dan gelecek ilk mesajları çok önemsedi çünkü olası bir geri adım mesajı bir anda bütün planları değiştirebilirdi. 

Toplantı sonrasında Karahan’ın geri adım bir tarafa kararlılık bayrağını bir adım daha öteye koyduğunu söyleyebiliriz. Nedenini açıklamaya çalışayım. 

KARARLILIK MESAJI

Öncelikle yeni yeni başkanın ilk sunumu oldukça net ve anlaşılırdı. Karahan dezenflasyonu tesis etmeye yönelik çalışmaların kararlılıkla devam edeceğini belirtti. Enflasyon hedefleriyle uyumlu seviyelere gelene kadar parasal sıkılığı korumakta kararlı olduklarına dikkat çeken Karahan, enflasyon görünümünde bozulmaya kesinlikle izin vermeyeceklerini, kalıcı fiyat istikrarına ulaşana kadar politika duruşlarını sürdürerek enflasyonu hedef patikaya düşürecek ve orta vadede ekonomiyi kalıcı fiyat istikrarına ulaştıracaklarını söyledi. Aslına bakarsanız bu mesajlar önceki dönemle benzerlikler taşıyordu. Oysa Karahanlı yeni dönemin en büyük farkı ekranlara sunumdan sonra yansıdı. Karahan sunum sonrasında soruları yanıtlamak için iki başkan yardımcısının yanına geçti. Bazı başkanlar geçmişte Para Kurulu üyeleriyle benzer görüntüler vermişti ancak biz ilk kez YÖNETİM KOMİTESİ’nde yer alan başkan yardımcılarının basın toplantısının soru-cevap kısmında aktif rol üstlendiğine şahit oluyorduk. İki Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Hatice Karahan ve Cevdet Akçay gerekli hallerde bazen başkanın yönlendirmesi bazen de bizzat inisiyatif alarak kendi alanlarıyla ilgili sorulara yanıt verdiler. İşte bu tablo düne damgasını vuran en önemli gelişmeydi. Yeni başkan Fatih Karahan kurumsallığın yanı sıra kamuoyuna güçlü bir TAKIM RUHU mesajı da vermiş oldu.

TECRÜBELİ YARDIMCILAR

Bilmeyenler için başkan yardımcılarıyla ilgili küçük bir iki hatırlatma yapayım. Hatice Karahan 1999 Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. 2006’da ABD Syracuse Üniversitesi’nde ekonomi doktorasını tamamlayan Karahan, aynı üniversite bünyesindeki Center for Policy Research’te araştırmalar yürüttü. Türkiye’ye döndükten sonra çeşitli üniversitelerde ders verdi; TÜBİTAK, TİM, DEİK ve İSO gibi gibi kuruluşlarda uzun yıllar ekonomi danışmanlığı yaptı. 2020 yılında profesör unvanı aldı. Temmuz 2017’de T.C. Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığına atandı. Harvard Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nde ekonomi alanında misafir akademisyen olarak 2 yıl süreyle görevde bulundu. 28 Temmuz 2023’te de Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atandı.

Osman Cevdet Akçay ise 1983’te Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun. The City University of New York, The Graduate School and University Center’da Ekonomi alanında 1990 yılında M.Phil ve 1992 yılında doktora derecesini aldı. Hunter College, Baruch College’da Manhattan College, New York’da çalıştı. 1992 yılında yardımcı doçent olarak Boğaziçi Üniversitesinde görev yaptı. Koçbank ve Yapı ve Kredi Bankası başekonomistliği görevlerini üstlendi, Temmuz-Ekim 2018’de T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda danışmanlık görevinde bulundu. 28 Temmuz 2023’te Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atandı.

OKSİMORON ÇIKIŞI

Yazının Devamını Oku

Gelecek Mardin’de!

30 Ocak 2024
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK... Son yıllarda ekonomi dünyasında belki de en çok duyduğumuz kelime.

Çok özetle sürdürülebilirliği; insan ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayabilme potansiyelinin hem günümüzde hem de gelecek için korunduğu, dengeli bir ortamda değişimin sağlanması olarak tanımlayabiliriz. Dünya kaynaklarını artan nüfus ve teknolojik gelişmelere karşı koruyabilmenin en önemli yollarından biri ise atıkların tekrar kazanımı.

Eti Bakır’ın davetlisi olarak ziyaret ettiğimiz Mardin Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisi’nin büyüklüğü, modernliği ve bölge ekonomisine, ülke insanına katkısından çok etkilendiğimi belirtmem şart. Ancak beni asıl büyüleyen, Mardin’e ve Diyarbakır’a 45’er km uzaklıktaki bu devasa tesisin adeta sürdürülebilirliğin ete kemiğe bürünmüş hali olması oldu.

1.2 milyar dolarlık yatırımla hayata geçen tesiste, artık ürünlerden farklı metaller ekonomiye kazandırılıyor, hem gübre hem de enerji üretiliyor.

Eti Bakır çatısı altında kobalt üretimi gerçekleştirilen tesis, dünyada madencilik teknolojileri alanında literatüre girmiş tesislerden bir tanesi konumunda ve dünya kobalt üretiminin yüzde 2’sini gerçekleştiriyor.

Eti Bakır Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri Genel Müdürü Emre Kayışoğlu pil, batarya ve katalizörlerin yanı sıra 21’inci yüzyılın kilit sektörleri teknoloji, petrokimya, elektrikli otomobil, uçak endüstrilerinde yoğun olarak kullanılan kobaltın dünyada katma değerli sanayi ürünlerinin en önemli elementlerinden biri olarak kabul edildiğine dikkat çekti.

Pirit konsantresinden kobaltı geri kazanan dünyanın ilk ve tek merkezi olan Mazıdağı Tesisi’nin, aynı zamanda yaklaşık 1.2 milyar dolarlık yatırım bedeliyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun en büyük özel sektör yatırımı olma unvanını taşıdığını belirten Kayışoğlu şu bilgileri paylaştı:

“Tesiste çalışan bin 500 kişinin yüzde 90’ını bölge insanı oluşturuyor. Dünyada bu kadar entegre bir tesis hem gübre tesisi hem metal geri kazanım tesisi bir arada yok. O yüzden yabancıların da çok ilgisini çekiyor buraya sürekli olarak dünyanın her yerinden insanlar tesisi görmek için geliyor. Eti Bakır tarafından Mardin Mazıdağı’nda bugüne kadar Türkiye’de hiç

Yazının Devamını Oku

11 yaşında tanıştığı elektrik hayatı oldu

23 Ocak 2024
ROYAL markasını ne kadar biliyorsunuz? Peki ya küçük ev aletlerinde Avrupa’nın ve Türkiye’nin en büyük iki üreticisinden biri olduğunu; Arnika, Arçelik, Fakir, Arzum, King, Karaca, Korkmaz gibi markalar için kimi bir kısmı kimi tüm ürün grubu olmak üzere airfryer, süpürge, kettle ısıtıcı, kahve ve çay makinesi, mutfak robotu, mikser, tost makinesi gibi küçük ev aletlerini ürettiğini duymuş muydunuz?

Eminim, Royal Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Türkeş Öngel ile bir araya geldiğimizde anlattıklarını aktardığımda çok şaşıracaksınız.

Öngel, Ahıska Türkü. Kars Arpaçay’da doğmuş. Elektrikli ev aletlerinde bir dünya markası yaratan Öngel elektrikle 11 yaşında Kars’ın merkezine gittiğinde tanışmış. Iğdır’da bir kasabada oturan akrabalarının yanında okula gidebilmiş.

Ankara Hukuk Fakültesi’nde okurken çalışmaya başlamış ve Fenerbahçe’nin eski başkanlarında Emin Cankurtaran ile yolu kesişmiş. Rowenta’nın Ankara temsilciliğinde pazarlama bölümünde işe girmiş. 12 yıl Rowenta’da çalıştıktan sonra kendi işini kurmuş.

ÜRÜN GAMI GENİŞLEDİ

Öngel, “Bağcılar’da bir binanın alt katında ilk olarak bir elektrikli ısıtıcı – kettle kalıbı yaptırdım. Üretime beş altı kişiyle başladık. Daha sonra mutfak robotu da yapmaya başladık ve sonra diğer ürünlere de geçerek bugünlere geldik” dedi.

Royal’in önce 2 bin metrekarelik üretim ve depolama alanı ve sonrasında 2 bin 500 metrekarelik ikinci fabrika, 2020 yılında Beylikdüzü’nde devreye alınmış. Zamanla üretim ve depolama alanı 15 bin metrekareye ulaşmış. Öngel ürettikleri ürünlerin bazılarını şöyle sıraladı:

“2020 yılında ürünlerimiz arasına dikey şarjlı süpürge girdi. Toz hazneli süpürge, robot süpürge üretimlerini devreye aldık. Royal ürün ailesinde elektrikli şofben, saç maşaları, doğrayıcı grubu, rondo, et kıyma makineleri bulunuyor. Ayrıca tost makineleri, mikser grubu, elektrikli cezve grupları, çay makineleri de üretiyoruz.”

Yazının Devamını Oku

Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ beklentilerini paylaştı... Tüketiciye, yatırımcıya sanayiciye 2024 ipuçları

20 Ocak 2024
Garanti BBVA Genel Müdürü Bursa’da bir basın toplantısı düzenleyerek 2023 gerçekleşmelerini değerlendirdi, 2024’e ilişkin beklentilerini açıkladı. Önümüzdeki dönemin ana konusunun enflasyon olduğunu söyleyen Baştuğ, faizlerin yüksek seviyesini korumasını, enflasyonun yıl sonu yüzde 40-45 aralığında kalmasını bekliyor. Baştuğ’a göre, kredi kartlarında bazı yeni kısıtlamaların gelmesi ise sürpriz olmayacak.

GARANTİ BBVA’nın Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı “İhracatta Sürdürülebilir Gelecek” buluşması, Bursa’da gerçekleştirildi. Karbon ayak izi, yeşil ekonomi ve sürdürülebilirlik konulu panelin hemen ardından bir basın toplantısı düzenleyen Garanti Bankası Genel Müdürü Recep Baştuğ, 2024’ün geçen yıl başlayan ekonomide dengelenmenin devamı niteliğinde olacağını belirterek, sadeleşmenin kendini hissettireceğini kaydetti. Basın mensuplarından gelen soruları da cevaplayan Baştuğ; tüketiciye, yatırımcıya ve iş dünyasına 2024’e ilişkin bankacı gözüyle önemli ipuçları verdi.

İşte Recep Başbuğ’un, 2023 değerlendirmesi ve 2024 beklentileri:

ENFLASYON YÜZDE 40-45 OLUR

“Ekonomide sadeleşme bu yıl daha da kendini hissettirecek. Daha çok iç talepteki düşüş kaynaklı olarak büyüme yüzde 3.5’lar seviyesinde gerçekleşecek. Bunun da tüketim öncülüğünde gelişmesini bekliyoruz.

2024 ve 2025’in ana konusu enflasyon olacak. Bir süre yüksek faiz ortamının içinde kalacağız. Uygulanan ekonomi politikalarının sonuçlarını, son dönemde hızlı artan rezervlerimizde ve enflasyon eğiliminde elde edilen düşüşte gözlemlemeye başladık. Yılın ilk yarısında enflasyonun tepe noktasını görüp ardından gerilemesini bekliyoruz. Yıl sonu enflasyon beklentimiz yüzde 40, yüzde 45 aralığında. 2023’te yapılan vergi düzenlemeleri ve kur artışları, enflasyona ve dolayısıyla faiz maliyetine etki etti. Bu kapsamda, maliye politikasının para politikasıyla eş güdüm içinde çalışması elzem. Alınan önden yüklemeli tedbirlerle, bütçe açığı 2023’ü OVP’de tahmin edilenin çok altında bir seviyede bitirdi (Yüzde 5.4 tahakkuk eden, yüzde 6.4 OVP, yüzde 2.5 nakit açık). Depremle ilgili harcamalar elbette devam edecek. Deprem dışı harcamalar tarafında kamu dahil daha net tasarruf yapılması gerekecek.

GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜRÜ RECEP BAŞTUĞ

KUR ORTALAMA 36.8 TL

2023’ü 47 milyar dolar civarında, 2024’ü de iç talepteki yavaşlamayla birlikte 30-35 milyar dolar cari açıkla bitireceğiz. Kur beklentimiz OVP’ye paralel olacak. (2024 yılında ortalama 36.8 TL) TL’nin enflasyonun altında nominal olarak değer kaybetmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bu ortamda, yabancı girişlerinin de hızlanmasıyla, yılın ikinci yarısında ekonomi yönetiminin Kur Korumalı Mevduat konusunda rahatlayacağını düşünüyoruz.

Yazının Devamını Oku

Yatırım yaparken duygunuza hâkim olun

12 Ocak 2024
Düşünün Türkiye’de 3.5 milyon kullanıcı bir veri şirketine günde 4 milyar adet bağlantı talebi iletiyor.

O şirketin elinde nasıl bir data seti, istatistiksel bilgi olur. Bahsettiğim şirket uçtan uca  veri çözümleri üreten, finansal teknoloji şirketi Matriks. Geçtiğimiz günlerde Matriks Yönetim Kurulu Üyesi Cem Tutar ile bir araya geldik. Buluşmamızda en çok aklımda kalan Türk yatırımcılara tavsiye niteliğindeki tespitleri oldu.

Cem Tutar’ın adeta milyarlarca datayı süzerek dile getirdiği bu tavsiyeleri aktarmamda fayda var:

* Borsa her gelenin kazanabileceği bir yer değil.

* Yatırım yaparken her şeyden önce duygulara hakim olmak gerek.

* Yatırımcı kendini ve risklerini doğru analiz edip, duygularını da iyi yönetebilmeli.

* Yatırımcı kendi risklerini, parasının değerini, parasının zaman değerini ve kendisinin risk iştahını doğru tarif edebilmeli.

* İki ayrı kişi için aynı yatırım stratejisi her zaman doğru değildir. Aynı miktardaki kar ya da zarar oranı iki yatırımcı için aynı şeyi ifade etmez.

* Yatırım çok kişiseldir.

Yazının Devamını Oku

En çok atığı hangi başkan toplayacak

11 Ocak 2024
TÜRKİYE mart ayında yerel seçime hazırlanıyor. Adaylar netleşmeye başladı. Yaklaşık üç aylık bir propaganda dönemi yaşayacağız. Mevcut başkanlar yaptıklarını, diğerleri yapacaklarını anlatacak. Etrafımızı adayların posterleriyle süslenmiş araçlar saracak, müzikler, anonslar sokaklarda yankılanacak vs. Seçmenin gözüne girme yarışında en önemli vaatlerden biri bence atık olmalı. Bakın neden...

Önceki gün bir grup gazeteci Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir ile bir araya geldik. Başkan Sarıbekir’in sektörüyle ilgili beklentilerine geleceğim ama öncelikle ‘atık’ konusundaki tespitlerini aktarmamda fayda var. Sarıbekir ambalajların insan ömrünü uzattığını savunuyor. Bu savının temel gerekçelerini şöyle özetleyebilirim. Ambalajlanan ürün hijyenik oluyor, markası belli, hesap sorulacak adres belli vs. Ayrıca ambalajlanan ürünün dış etkenlerden korunması da sağlanıyor. Sarıbekir özellikle ucuzluk marketleriyle birlikte dünyada ve Türkiye’de ambalajlanan ürün sayısının katlanarak artığına da dikkat çekiyor. Türkiye’de kişi başı ambalaj harcaması 10-15 yıl önce 150 dolarken şimdi 325 dolara çıkmış. ABD’de bu oran 550 dolar, Japonya’da ise 600 dolar. Tabii ambalaj oranında atıkların da arttığını tahmin etmek güç değil.

Zeki Sarıbekir 

RENK RENK TOPLANIYOR

Sarıbekir geri dönüşümün önemi, ekonomilere katkısı ve gelişmiş ülkelerde atıkların toplanması ile ilgili sürece dikkat çekti ve şunları söyledi:

Gelişmiş ülkelerde ihale yapılıyor. Hangi firmanın hangi atık ürünü toplayacağı belirleniyor. Sonra bu ürünler renklerle örtüştürülüyor. Plastik yeşil, cam mavi, kağıt sarı gibi... İlgili firmanın sarıya boyanmış aracı geliyor. Sarı renkteki konteynerdeki sarı ürünleri alıyor. Süreç evlerde başlıyor. Ev halkı kağıt atığı ayrı, camı ayrı, plastiği ayrı apartman yönetimine teslim ediyor. Yönetim de toplama merkezlerine...”

Sarıbekir, dünyada belediyeler eli ile atık toplama oranlarına dikkat çekti. Japonya’da atık toplama oranının yüzde 98’leri bulduğunu belirtti. Ben de Avrupa Birliği’ndeki son duruma baktım. Kıskanmamak elde değil...

Avrupa Çevre Ajansı verilerine göre Avrupa Birliği’nde 2021’de ülkeye göre belediye atıklarının geri dönüşüm oranı şöyle:

“Almanya yüzde 67.8, Avusturya yüzde 62.5, Slovenya yüzde 60.8, Hollanda 57.8, Danimarka yüzde 57.4. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 48.7. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre 2020 yılında Türkiye’de bu oran yüzde 27.2.

Yazının Devamını Oku

Kripto paralar nereye koşuyor

5 Ocak 2024
Bitcoin, Ethereum, Solana, Terra ve diğerleri...

Kripto paralar 2024’e hızlı başladı. ‘Bu piyasanın atası’ olarak anılan Bitcoin ani bir sıçrayışla 45 bin 280 dolara kadar çıktı. Ancak buradan gelen satışlarla 43 bin dolara kadar geriledi. 2023’te Bitcoin 16 bin 500 dolar civarlarında başladığı yolculuğunu 42 bin 500 dolar seviyelerinde tamamlayarak yılı yüzde 150’nin üzerinde bir yükselişle noktaladı. 2024 ve 2025 yılları için ciddi bir ‘boğa’ beklentisi mevcut. Bunun nedenlerinin başında, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) Bitcoin spot ETF’sini (borsa yatırım fonu) onaylayacağına ilişkin öngörüler geliyor. Uzmanlara göre, bu onay ocak ayının ilk yarısında gerçekleşebilir. Kripto piyasasında başka ne beklentiler var. Türkiye’de son durum ne? Tüm bunları geçtiğimiz hafta, işin uzmanlarından Onur Altan Tan ile konuşma fırsatı bulduk.

PİYASA RAHATLADI

Onur Altan Tan Cambridge Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’ndan sonra Colorado Boulder Üniversitesi Biyokimya bölümlerini tamamlamış. Sonrasında ise tutkusunun izinden kripto sektörüne adım atmış. Bitci Teknoloji’nin kurucuları arasında yer alan Onur Altan Tan, Temmuz 2023’te ise Bitci’deki görevinden ayrıldı ve Futurance Yönetim Kurulu’na dahil oldu. Tan, son aylarda piyasalarda yaşanan rahatlamaya dikkat çekerek girdi söze:

“Geride bıraktığımız iki yıl, yatırımcıların pek çok aşamada sabır ve stres testine maruz kaldığı bir dönemdi. Son iki-üç aydır ise genel olarak daha da rahatlamış bir piyasa görüyoruz. Ancak verilerin hâlâ tam anlamıyla bir boğa sezonuna işaret ettiğini söylemek çok güç. Psikolojik bir rahatlama var. Bu da çok önemli. ETF konusu piyasalarda ayrı bir hikâye yazabilir. Ama yükseliş hangi tarihte başlayacak, hangi tarihte bitecek. Dip ya da tepe neresi... Bunların hiçbirini bilmiyoruz. Bu sektörde çoğu zaman 2+2, 4 etmeyebiliyor. Bu açıdan baktığımızda, bence kripto paraların geleceğiyle ilgili çok daha kapsayıcı, çok daha uzun vadeli stratejiler geliştirme zamanı geldi.”

BLOCKCHAIN GERÇEĞİ

Kriptoda asıl boğanın kurumsal şirketlerin oyuna dahil olmasıyla başlayacağını sözlerine ekleyen Onur Altan Tan şöyle devam etti:

“Bugün de blockchain’e

Yazının Devamını Oku