Özal’ın partisi ANAP’ın genel merkezi Nene Hatun’daydı. Turgut Sunalp’in MDP’si Cinnah Caddesi’ndeki Mavi Ev’de kurulmuş ama genel merkezi olarak önünde kocaman bir horoz maketinin bulunduğu Gaziosmanpaşa’daki bir müstakil binaya yerleşmişti. Necdet Calp’in sola hitap eden Halkçı Partisi ise Küçükesat’taydı. Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş ise yasaklıydı.
Tüm bunları neden yazdım? 1980’den sonraki siyasi hayatı izledim. Birçok şeye tanıklık ettim. Ama Meral Akşener’in, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı yaptırmak için gösterdiği çabaya tanık olmadım.
İKİNCİ FATİH
1 2019 yerel seçimlerinde CHP’ye ittifak önerisini Meral Akşener götürdü. İYİ Parti desteği olmasa Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş seçimi kazanamazdı.
2 Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu’na sınırsız kredi açtı. ‘İkinci Fatih’ dedi, yüzünde Rabbi Yessir gördüğünü söyledi.
3 Ekrem İmamoğlu yerel mahkemede cezaya çarptırılınca Saraçhane’ye ilk koşan Akşener oldu. İmamoğlu ile birlikte otobüsün üzerine çıkarak çok güçlü bir şekilde destek verdi.
4 Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adayı olması için 6’lı Masa’yı terk etti. İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olması koşuluyla masaya geri döndü.
SARAÇHANE MEDYASI
Turgut Altınok’un mal beyanını satır satır incelemedim. 60 kalemden 53’ü anne ve babadan miras kalmış, 5’i satın alma yoluyla edinilmiş, 2’si de eşinin üzerine kayıtlı.
KAYNAĞI ŞEFFAF MI
Bu konuda prensip şudur:
1- Mal varlığının kaynağı ne? Mal varlığının kaynağı temiz mi?
2- Belediye başkanlığı döneminde makamının gücünü kullanarak haksız mal edinmiş mi?
Bu iki kriter açısından Altınok’un mal beyanını inceledim.
MAL VARLIĞI ARTMAMIŞ
3-
Siyasetin sıcak gündemi, para kuleleriyle ilgili soruşturmada yaşanan gelişmeler ve Gökhan Zan olayı varken, bugün yine kulislere ara verip PKK ile mücadele ve Irak’la yaşanan yeni süreci yazacağım. Çünkü bu bizim beka sorunumuz. Daha dün şehit verdik. Gece yarısı operasyon yaptık.
Irak sınırımızdan içeride, 90’lı yıllardan bu yana PKK’nın kullandığı kampların olduğu bölgede geçici ve kalıcı askeri üslerimiz var. Pençe-Kilit Operasyonu devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle bu yaz Irak sınırımız terörden temizlenecek, çember kapatılacak.
GÜVENLİ HAT
Peki bu nasıl olacak?
Irak’a düzenlenecek harekâtın askeri boyutuna girecek değilim. Sadece şunu söyleyebilirim; Irak sınırımızdan 30-40 km derinlikte bir alana inip Hakurk, Metina, Zap, Avaşin ve Haftanin’den aşağıda, Gara’nın altındaki düzlük alanda bir güvenli hat kurulacak. Böylece sınırımızda teröristlerin geçisini engelleyecek olan fiili bir tampon bölge oluşturulacak.
ORTAK OPERASYONUN MANTIĞI
Operasyonu elbette ki Türk Silahlı Kuvvetleri yapacak. Ancak biz PKK’yı yasaklı örgüt ilan eden Irak merkezi yönetimi, Erbil ve Haşdi Şabi’nin de operasyonda görev üstlenmesini istiyoruz. Çünkü PKK aynı zamanda Irak için de bir tehdit hatta Irak için daha büyük bir tehdit. Çünkü Irak’ın topraklarını kullanıyor.
IRAK-SURİYE SINIRI
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun merkezinde yer aldığı, “kafa koparan” gibi, “yüzde 7’ci” gibi unvanlarla anılan yakın ekibinden oluşan ve İstanbul’un rantı üzerine kurulu bir düzenden söz ediyorum. Bakalım böyle kaç çanta para taşındı, kaç balya para sayıldı, kaç tane paradan kuleler yapıldı?
ÇANTACILAR KURULTAYDA
İlişki ağı, CHP’ye İstanbul’da il binası alınıp alınmaması olayını aşmış durumda. İmamoğlu ve ekibi İstanbul’da bir rant düzeni kurmuşlar. Bu rant düzeniyle CHP’de kongre kazandılar. CHP Kurultayı’nda gece yarısı döviz büfelerinin açıldığı söylendi.
Kurultayda İmamoğlu ekibiyle birlikte hareket eden CHP Muş eski Gençlik Kolları Başkanı Erkan Çakır, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile Ankara’da bir otelde görüşmeye giren Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın ismini vererek, “İl Başkanı içeri girdiğinde morali bozuktu, çıkarken yüzü gülüyordu. Gözlerinde dolar işareti gördüm. Eli boş girdi, çantayla çıktı” dedi.
EKİBİN LİDERİ İMAMOĞLU
Şimdi bu rant düzeniyle İstanbul’da seçimi almaya çalışıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imkânlarının 9 bakanlığa bedel olduğu ifade ediliyor. Ama İstanbul’daki rant düzeni dokuz ülkeye bedel. Bu rant düzeninin merkezinde Ekrem İmamoğlu var. Bu yapının liderliğini İmamoğlu yapıyor. Zaten satış işlemlerini takip eden Avukatı Gökhan Taşkapan, “Alım işini Ekrem Bey’in talimatıyla Fatih Keleş yürüttü” diyor.
Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz ve Ertan Yıldız dörtlü bir ekip. Özgür Karabat, Turan Taşkın Özer ve İl Başkanı Özgür Çelik’le birlikte İmamoğlu’nun operasyon ekibini oluşturuyorlar.
ERTAN YILDIZ
“Kafa kopartan” lakabı ile tanınan Fatih Keleş, İmamoğlu şirketlerinin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, İmamoğlu’nun avukatı ve son seçimde milletvekili seçilmesini sağladığı Beylikdüzü eski İlçe Başkanı Turan Taşkın Özer. Bu olayda ismi gündeme gelmedi ama İmamoğlu’nun yakın ekibinden Ertan Yıldız. Ama biri var ki İmamoğlu için çok önemli bir isim.
BİLGİLERİNE BAŞVURULMALI
İl Başkanlığı binasının alımı sırasındaki görevleri nedeniyle Canan Kaftancıoğlu, Kılıçdaroğlu ve Bülent Kuşoğlu’nun da bilgisine başvurulması gerekiyor.
CHP kulislerinden edindiğim bilgi, bina sahibi ile elden para verilmesi şeklinde bir pazarlık yapılmamış. Zaten Siyasi Partiler Yasası’na da aykırı. Kayıp trilyon davasında Erbakan’ın başına gelenleri biliyorsunuz. 2 yıl 4 ay Erbakan hapis cezasına çarptırılmıştı.
BİNA SAHİBİ İFADE VERDİ
Savcılık dün binanın sahibi Ali Rıza Braka’nın ifadesini aldı. Bu paranın nereye ödendiğini anlamak için Braka‘nın banka hesaplarının kontrol edilmesi yeterli olur. Sanıyorum mahkeme bunu yapacak. Bu arada savcılık, binanın alınmasıyla ilgili olarak CHP’nin kasasından yapılan ödemeyi sorarsa, banka dekontlarının hazır olduğu söyleniyor. CHP’nin resmi banka hesabından yapılan ödeme ile balya balya sayılan paralar arasında fark çıkarsa, işte o zaman para kulelerinin arkasındakiler korksun.
Temiz siyaset için para kulelerini unutma, unutturma diyorum...
GÖKHAN ZAN OPERASYONUNUN ARKASINDA KİM VAR
Ama bu benim Irak’a yapılacak olan harekât konusuna eğilmeme engel olamadı. Çünkü çok kritik bir sürecin içinden geçiyoruz. Türkiye ile Irak ilişkilerinde çok iyi bir ivme yakalandı. Sadece güvenlik değil, ekonomik ilişkilerin de konuşulduğu bir iklime girildi.
İRAN TOPUK DİKENİ
Ama söz konusu Irak olunca bir gözünüzün de İran’ın üzerinde olması gerekiyor. Maalesef ki İran birçok başlıkta karşımıza engel çıkarıyor. İran hem Irak hem Suriye konusunda ‘topuk dikeni” gibi.
İran faktörünün altını çizdikten sonra önemli başlıklara maddeler halinde değinmek istiyorum.
1- ORTAK HEYET TOPLANTISI
14 Mart’ta Bağdat’ta, Türk ve Irak heyetleri arasında verimli bir toplantı yapılmıştı.
Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın temsil ettiği toplantıya Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Irak Savunma Bakanı, Irak Ulusal Güvenlik Müsteşarı, Haşdi Şabi Komisyonu Başkanı, İstihbarat Teşkilat Başkanı Vekili ve IKBY İçişleri Bakanı katılmıştı.
Irak’la ortak toplantı sürecini başlatan ilk adım 19 Aralık’ta Ankara’da atılmıştı. Bağdat’taki toplantının ardından ise Türkiye-Irak heyetinin üçüncü kez, 1 hafta 10 gün içinde Türkiye’de bir araya gelmesi bekleniyor.
Başkan Hilmi Güler’in bu mücadelesini 22 Ağustos 2022 tarihli Hürriyet’te “Ordu belediye Başkanı Hilmi Güler: Fındık için savaşacağım” diye manşetten duyurmuştuk. Karadeniz’deki fındık üreticisini sevindirecek bir gelişme yaşandı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, Ferrero firmasına karşı verdiği mücadeleyi kazandı.
FİYATLARI DÜŞÜRDÜ
Ferrero hakkında 2022 tarihinde soruşturma açan Rekabet Kurulu firmanın alım gücünü kullanarak fındık alım fiyatlarının düşmesine neden olduğu sonucuna vardı. Ferrero firması Rekabet Kurulu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan fındık taban fiyatının altında alım yapmayacağı yönünde taahhütte bulundu.
İtalyan firma bunu kamuoyuna açıklayacak. Ferrero firması Nutella, Kinder, Ferrero, Rocher ve Raffaello ürünlerinin üreticisi.
SAVAŞACAĞIM DEMİŞTİ
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler, Ordu’nun fındığı için savaşacağını belirterek, “Fındığı birkaç spekülatörün insafına bırakamayız. Buna yeni bir boyut kazandıracak çalışmalar içindeyiz” demişti.
SÖZÜNÜ TUTTU
CHP İstanbul İl yönetimi tarafından yapılan her açıklama ise kuşkuların daha da artmasına neden oluyor.
KURUŞUNA KADAR ÖDENMİŞ
İşin merkezinde CHP’ye alınan il başkanlığı binası var. Ama il binasının parası CHP’nin Hazine yardımından kuruşu kuruşuna kadar ödenmiş. Ödemeler CHP’nin resmi banka hesabından yapılmış. Zaten Siyasi Partiler Kanunu’na göre partiler elden ödeme yapamaz, elden bağış alamaz. O kayıtdışılığa girer.
CHP’NİN HESAPLARINDA YER ALMIYOR
CHP’nin hesapları Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay tarafından incelenmiş. İl binası için ödenen paraların banka dekontu CHP’nin hesapları arasında yer alıyor. Ama tam aksine CHP’nin hesaplarında bir avukatın bürosunda sayılan paralardan, tutulan tesellüm tutanağında yer alan 15 milyon 510 bin lira yer almıyor.
Yok eğer tapuda 24 milyon TL gösterilip üstü elden ödendiyse, o zaman CHP kayıtdışı para kullanmış ve vergi kaçırmış demektir. Bu da suçtur.
‘NAMIDİĞER KAFA KOPARAN’
Para sayma görüntülerinde