Çarpışan erler

YANİ, Anderlecht, PSV, CSKA, Inter, Sevilla ve Chelsea, Galatasaray’dan daha mı kötü takımlar? Onlar presi sahanın ortasında yapmayı, Alex’i ölü alanda bırakmayı, Deivid’i ceza sahasına yaklaştırmamayı, Galatasaray kadar beceremediler mi? Yoksa, Galatasaray kazanmayı Fenerbahçe’den çok daha fazla mı istedi? Veya Fenerbahçe, Galatasaray’a gereken özeni göstermedi mi?

45 yıl önce topa vurmayı öğrendiğimde; Abiler şöyle konuşurdu, "Teknik, enerjiden üstündür". 1994’lerde Sir Alex Ferguson, "Topa sahip olamıyorsan maçı kazanamayacağının gerçeğini öğrendim" dedi.

Dün akşam Galatasaray kazanmayı çok daha istedi. Hak etti ve kazandı. Askerlerle, generallerin maçı gibiydi. Komutanlar Fenerbahçe’de; koşan, çarpışan erler Cimbom’daydı. Cimbom’un en mağruf komutanı Linclon de kenara konmuş, askerler kazanma hırsıyla dolmuştu. Ayhan, tekniğine kattığı enerjiyle yıldızlaşıyor, Sabri, hem yerinde hem orta sahada basıyor, Barış ve Mehmet Topal ciğerleri ağızlarında oynuyorlardı. Fenerbahçe de şaşırmıştı bu Galatasaray’a. Alex kitlenmiş, her Fenerbahçelinin 1 olduğu yerde 2 Galatasaraylı topun başına tünemişti.

Galatasaray’ın Servet’i arkada oldukça, Emre yanında dik durdukça ve dediğim gibi rakibin 1 olduğu yerde Galatasaray 2 oldukça maçın kazanılması kolay oldu.

Gol provasını yaptı

Emre’
nin uzun viyagonal pasında, Ümit Karan topla buluşup, mükemmel vurduğunda top direkte kalmıştı, dakikalar 26’ydı... Golün provasını yaptı Galatasaray. 30 ve 31. dakikalarda Nonda, bu gol ataklarından sonuç alamazken, 37. dakikada ikram başladı. Kaleci Volkan ve Edu’nun yüksek gelen aynı topa sahip olma sevdası, ikisini de şaşırtınca Nonda’ya topu kafayla ağlara itmek kalmıştı. Ve Alex... Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki tek atağında, ilk yarının son dakikasında gole gidecekken kaleci Aykut, "Büyüdüm" dedi ve mutlak bir golü önledi.

İkinci yarı, birinci yarıdan çok farklı değildi. Fenerbahçe hiçbir Şampiyonlar Ligi maçında olmadığı kadar dingin, isteksiz ve şevksizdi. Galatasaray, ısırıyor, tırmalıyor, mutlaka kazanmak istiyordu. Enerji, tekniği yenmeye başlamış, Fenerbahçe, Galatasaraylı oyuncuların fizik baskısı altında çaresiz kalmıştı. Yıldızlar da sahne alamıyordu. Maçın son 15 dakikasında Ümit’in çıkarılması ve Song’un oyuna alınmasıyla Galatasaray kurmayları Fenerbahçe’ye "Üstüme gel" sinyali verdi. Fenerbahçe biraz daha silkelendi, Galatasaray kalesine gelmeye başladı. Ama arkasında da büyük açıklar bıraktı.

Dün gece, Adnan beylerin takımı, yüklendiği kazanma hırsıyla son noktasına kadar çarpıştı ve maçı kazandı. Zico’nun Fenerbahçe’si daha profesyonel bir takımdı. Baskıya, güce cevap veremedi. Ve kaderine razı oldu. İki 90 dakika daha var. Galatasaray için her şey Sivas’ta bitecek. Belki de şampiyonluk orda gelecek.
Yazarın Tüm Yazıları