Madrid yönetimi

G.SARAY’ın ligin dibindeki rakibine karşı düştüğü durum oyunla izah edilemez.

Haberin Devamı

Her ne kadar cezalı oyuncuları da olsa, Madrid’den mağlup da dönülse maçın içindeki görüntü böyle olmamalıydı. Oldu çünkü Real Madrid ile oynanacak çeyrek final maçları düzgün yönetilemedi. Schalke karşısında turun ve maçların favorisi olmak ve turu geçmek bir beklentidir. Olmasaydı bunu yansıması kötü olurdu. Fakat rakip Real Madrid olduktan sonra beklentiyi, hedefi ve oyunu yüksek tutarsan oyuncun da, taraftarın da hayal kırıklığına uğrar. Sonucunda sahada maçtan kopuk oyuncular, tribünde kızgın taraftarlar ve kenarda da çok sinirli bir hocan olur.
Zaten pozisyon vermek için birbiri ile yarışan bir defans kurgun varken iyi rakipler karşısında iddialı olmanın ve beklentileri yukarı çekmenin sonucu yıkıcı olur. Galatasaray’ın dipteki Mersin İY karşısındaki görünmeyen ama asıl problemi Real Madrid’di.

Haberin Devamı

DEĞiŞEN NEYDi?

G.SARAY içeride oynadığı maçlarda hiçbir rakibe karşı bu kadar zor duruma düşmedi. Bunda en büyük etken sarı kırmızılı oyuncuların maçtan kopuk, mücadeleden uzak ve agresif olmayan oyun anlayışlarıydı. İkinci yarı ise herşey değişti. Çünkü...

1-İlk yarı Şampiyonlar Ligi’nden dönmeyen Galatasaray, ikinci yarı lige ve maç döndü.
2-İlk yarı rakibini düşmüş diye hafife alan Galatasaray, ikinci yarı yarıştaki rakibi gibi oynadı.
3-İlk yarı Selçuk gibi bir organizatörü arayan Galatasaray, ikinci yarı Melo’nun dirilişine şahit oldu.
4-İlk yarı kabullenmiş ve düşmüş Galatasaray, ikinci yarı kabuğunu, zincirlerini kırmış Aslan gibiydi.

MUSLERA’NIN MAÇI

BURAK Yılmaz’ın Madrid’de etkisiz görüntüsünün etkisini Arena’ya taşıması moral ve şans açısından aleyhine oldu. Golcünün moralsiz görüntüsü direklerde patlamasına sebep oldu. Fakat maça herkesten daha fazla konsantre olan ve tek başına ayakta kalan Muslera olmasa Galatasaray için sonuç çok farklı biterdi. Uruguaylı sadece golleri değil Galatasaray’ı da kurtardı. Ama efsane unutulmamalı. Ne kadar büyük oyuncu olduğunu tekrar hatırlatan Drogba’yı ayrıca tebrik etmek lazım.

KAYBETMEKTEN KORKMAYINCA

G.SARAY ikinci yarıya bazı şeyleri kaybetmiş ama kaybedecek birşeyi yokmuş gibi oynayan bir takım olarak başladı. 11 oyuncu ile kuramadığı baskıyı kuran, eksik olmasına rağmen rakibi kendi sahasından çıkarmayan, rakibinden daha fazla isteyen Galatasaray bunun sonucunu almayı başardı. Aslında maçın ikinci yarısının anlattığı sadece istek, mücadele ve baskı değildi. Galatasaray’ın içine düştüğü sinir bozucu durumdan iyi faydalanması ve bunu daha iyi oynamaya araç olarak kullanması önemli bir sinyaldi. Bu durumdan en çok faydalanan ve lehine çeviren oyuncu ise Melo oldu. Kenardaki teknik ekip dışarı atıldıkça her hocaya bir gol hediye geldi. Kenara daha fazla hoca lazım.

Yazarın Tüm Yazıları