Uğur Meleke

Van Bronckhorst ne yaptığının farkında değil

25 Kasım 2024
Hollandalı hoca eğer dünkü maçı İngiltere’de bir statta oynasaydı, tribünler ‘sen ne yaptığının farkında değilsin’ diye inlerdi.

Göztepe, ligin ne yaptığından tam anlamıyla emin olan ve izlemesi en keyif veren takımlarından biri. Çok genç bir kadroları var; dün ilk 11’de başlayan Dennis 20, Taha ve Matsuki 21, Juan ve Romulo 22, Solet 23 yaşındalar. Pragmatik oyun tercih ediyorlar. Bölüm bölüm önde şiddetli baskı yapıyorlar. Dennis ve Solet zaten ligin belki de en çılgın presçileri. Duran toplar konusunda hep çok hazırlıklılar, dün de Beşiktaş’a iki korner golü attılar. Beşiktaş’ın bu sezon boyunca (penaltı hariç) duran toplardan bulduğu gol sayısı 1 (yazıyla bir). Göztepe tek bir maçta Beşiktaş’ın tüm sezon duran top istatistiğini geçti yani!

TAÇ ATIŞLARIYLA FARK YARATIYOR

Göztepe’nin çok iyi olduğu bir başka husus da taç atışları... 1,90 üzeri Bokele, Heliton, Taha ve Romulo’ya sahipler. Taçları ceza alanı yan çizgisine uzun kullanıyor, oradaki iki adamları sayesinde arkaya aşırıyor ve pozisyon yaratıyorlar. Bu formülle Samsun’a attılar, Sivas’a attılar, geçen hafta Konya karşısında da penaltı kazandılar.

AYNISINI GEÇEN HAFTA YAPTILAR

Dün 31’de Beşiktaş’a karşı yaptıkları (ve devamında ikinci golün geldiği) taç organizasyonu, geçen hafta Konya’ya karşı uyguladıklarının bire bir aynısı. Biz bunu biliyorken, Giovanni van Bronckhorst’un ve teknik ekibinin bilmiyor, ya da en azından önlem alamıyor olması garip.

GiO’NUN TUHAF TERCiHLERi

Dünkü Dolmabahçe gazetesinin esas manşeti elbette Van Bronckhorst’tu. Hollandalı teknik adam eğer dünkü maçı İngiltere’de bir statta oynuyor olsaydı, tribünler “you don’t know what you are doing (sen ne yaptığının farkında değilsin)” diye inlerdi. Van Bronckhorst’un sol açıkta bir oyuncuya ihtiyacı var diye Emirhan’ı beke, Masuaku’yu öne koyması en hafif tabirle tuhaftı. Oysa Beşiktaş kadrosunda o bölgenin orijinal bir oyuncusu var: Bahtiyar Zaynutdinov...

BAHTiYAR NiYE OYNAMIYOR?

Yazının Devamını Oku

Futbolda maçları dizilişler kazanmıyor

24 Kasım 2024
Bodrum karşısına Metehan-Kaan-Abdülkerim üçlüsüyle başlayan G.Saray, koca bir ilk yarı hiçbir şey üretemedi.

Süper Lig’de bu sezon bir “üçlü savunma” rüzgarı var: Ligdeki 19 takımın neredeyse yarısı (Galatasaray, Göztepe, Sivas, Gaziantep, Konya, Antalya, Kayseri, Alanya ve Adana) en az bir maça üçlü defansla başladılar. Son şampiyon Galatasaray elbette bu trendin belirleyicilerinden. Okan Buruk dün de Bodrum’da Metehan-Kaan-Abdülkerim savunma üçlüsüyle maça başladı. Kanatlarda Barış ve Sallai’li bir 3-4-2-1 denediler ilk yarıda. Koca 45 dakika hiçbir şey üretemediler. Organizasyondan uzak, hatları kopuk, dağınık bir takım vardı sahada.

ÇOK MU FAZLA KURCALIYOR?

İkinci devrede Batshuayi/ Metehan değişikliyle bu kez karo orta sahalı bir 4-3-1-2’ye döndü Okan Hoca. Bu elmas görünümlü orta sahada sol iç pozisyonuna geçen Mertens 20-25 dakika boyunca o kanadı hareketlendirdi, Batshuayi’nin golünü de o yarattı zaten. 72’de bir radikal hamle daha geldi Buruk’tan: Mertens çıktı; Jelert sağ beke, Barış sol öne geçtiler. Tabii ki maçı kazandığı için Okan Buruk’u tebrik etmek gerek ama sanki çok mu fazla kurcalıyor Galatasaray’ın formasyonunu?

SiNAN KALOĞLU DA 3’LÜ OYNATTI

Dün gündüz saatlerinde üçlü savunmayı deneyen bir başka hoca da Kayserispor’un genç teknik adamı Sinan Kaloğlu idi. 7 Kasım gecesi Alkmaar’da sezonun en kötü oyunuyla en kötü skorunu alan Fenerbahçe, üç gün sonra Sivasspor’a karşı çok ciddi bir rotasyonla sahaya çıkmıştı. Belli ki Sivasspor karşısındaki kadro ve oyun Jose Mourinho’nun kalbini kazanmış; o temel ayarları koruyarak çıktı Kayseri önüne.

OYUNUN ANAHTARI MERT HAKAN

Aynen Sivasspor maçındaki gibi beklerde Osayi Samuel-Filip Kostic başladılar. En önde En-Nesyri görev aldı. Oyunun anahtarı, orta sahanın patronluğuysa Mert Hakan Yandaş’a verilmişti. Mert Hakan Yandaş, Sivasspor maçında olduğu gibi Kayseri’de de maçın kahramanıydı. Sahada kaldığı 65 dakika boyunca Fenerbahçe’nin neredeyse tüm akınlarının kalbinde o var. Hem birinci-ikinci, hem de ikinci-üçüncü bölge bağlantısında ilk seçenek hep oydu.

KOSTiC VE OĞUZ DA YILDIZLAŞTI

Yazının Devamını Oku

Montella’nın içine Kuntz kaçmış gibiydi

20 Kasım 2024
İlk 11’deki 3 değişikliğinin stoper, bek ve ön libero olması, 3-1’e kadar hücumcu almaması inanılmaz.

Kamuoyunda Uluslar Ligi’nin önemi konusunda tuhaf bir yanılgı var. Bu maçların neden oynandığını (maalesef spor profesyonelleri dahil) kimse bilmiyor gibi. Dünya Kupası’na hiç değinmeden, Uluslar Ligi’ni yalnızca kategori ve sıralama için oynuyormuşuz gibi berbat bir hava söz konusu. Uluslar Ligi A kategorisini ilk ikide bitiren sekiz takım, Dünya Kupası elemeleri kura çekimine doğrudan seri başı olarak girdiler. Sonraki torbalarda da hem FIFA sıralaması, hem de Uluslar Ligi play-off turu etkili olacak. Karadağ gibi ekipler de kesinlikle hedefsiz değiller. Belki Uluslar Ligi’nde küme düştüler ama Dünya Kupası torbalarındaki pozisyonlarını yükseltmek için herkes kazanmaya çalışıyor maçlarını.

3 PUAN iÇiN ÇIKMALIYDIK

Ayrıca tüm bunlardan daha önemlisi şu: Dünya Kupası elemelerinde ilk ikiye giremeyecekler için, Uluslar Ligi’nden tam 4 play-off bileti fırsatı söz konusu. Ve bu biletler de Uluslar Ligi genel puan tablosuna göre verilecek. Biz dün gece Karadağ maçına beraberlik değil galibiyet hedefiyle çıkmalıydık. Ve bunun sebebi sadece A Ligi’ne yükselmek değil; Dünya Kupası play-off opsiyonunu da cebe koymak olmalıydı. Eğer dün Karadağ’ı yenip grubu 14 puanla lider tamamlasaydık, Uluslar Ligi genel tablosunda 18’inci basamakta yer alacak ve çok çok büyük ihtimalle 2026 Dünya Kupası play-off opsiyonunu cebe koyacaktık. Ve sanırım ülkede hiç kimse bunun farkında değil.

OYUNU DOĞRU OKUYAMADIK

Beni dün esas üzense şuydu: Sadece spor kamuoyu değil sanki futbolcularımız da, hocamız da Uluslar Ligi’nin öneminin farkında değil! Dün ilk devrede belki oyunu doğru okuyamadık, belki zemin ve hava koşulları kötüydü. Bunlar anlaşılabilir. Ancak Montella’nın ilk 3 değişikliğinin stoper, bek ve ön libero olması, 3-1 geriye düşene kadar oyuna hücumcu sokmaması inanılmaz.

KARiYERiNiN EN KÖTÜ GÜNÜ

Ben Montella’yı Roma’da santrfor oynadığı günlerden beri izliyorum, anlatıyorum, yazıyorum. Dün sadece Türkiye döneminin değil, tüm kariyerinin en kötü günüydü bence. Kenarda büyük hedeflerden kopmuş, inançsız, hedefsiz bir adam vardı dün. Montella’nın içine Kuntz kaçmıştı sanki.

Yazının Devamını Oku

Yeni formatta 1 puan iki takım için de iyi sonuç

17 Kasım 2024
Kayseri’deki milli maçı doğru okuyabilmek için Uluslar Ligi’nin yeni formatını anlamak gerek.

Dün Kayseri’de oynanan milli müsabakayı doğru okuyabilmek için önce Uluslar Ligi’nin yeni formatını anlamak gerek. Dünkü maçı izleyen sporseverler Galler’in neden 1 puanı hedeflediğini anlayamamış olabilirler. Sebebi şu: Uluslar Ligi’nde format bu sezon değişti. Galler bu grubu ikinci bitirse dahi A Ligi’ne terfi play-off’u oynayacak. Ayrıca grubu ikinci bitirirlerse bir de orta vadede Dünya Kupası play-off turu şansları söz konusu. Bu yüzden de Bellamy kendi ülkesi açısından doğru olanı yaptı, 1 puanı ve grup ikinciliğini hedefledi.

ÖZELLiKLE iLK DEVREDE iYiYDiK

Bizim takımımızsa dün ilk 60-70 dakikada topa sahip olan, parmak uçlarında oynayan, öne doğru deneyen, pozisyon yaratan taraftı. Özellikle ilk devrede iyiydik, tek eksiğimiz goldü Kayseri’de. İlk 45’te şutlarda 11-1, kornerlerde 6-1 üstündük. Ama atamadık bir türlü. İkinci yarıda hem bizde yorgunluklar-sakatlıklar baş gösterdi, hem de Galler’in kontratak silahı Dan James’in girişiyle biraz daha güvenli oynadık. Yine de denedik, bir de penaltı kaçırdık. Dünkü oyun ve 1 puan bizim için kötü sonuç değil.

LiDER BiTiRMEK ÇOK ÖNEMLi 

Uluslar Ligi’nde grubumuzu lider tamamlamak sadece A kategorisine terfi açısından değil, 2026 Dünya Kupası yolu için de kritik. 2026’da ilk kez bir Dünya Kupası 48 takımla oynanacak, Avrupa kıtasının da kontenjanı 16’ya çıktı. Bu da bizim gibi ikinci halka ülkelerin Dünya Kupası bileti iştahını artırdı haliyle.

Dünya Kupası eleme maçları Mart 2025’te başlayacak. Mücadele, dörtlü ya da beşli 12 grupta yaşanacak. Grup liderleri doğrudan Amerika bileti alacaklar, 12 grup ikincisiyle birlikte Uluslar Ligi’nden 4 takım da play-off oynayacaklar. Eğer Dünya Kupası elemelerinde olur da grubumuzda ilk ikiye giremezsek, Uluslar Ligi yoluyla çok büyük ihtimalle play-off bileti alacağımızı düşünüyorum.

ULUSLAR LiGi BÜYÜK TABLOSUNDA 17. VEYA 18. OLABiLiRiZ

Salı akşamı Karadağ’da kazanırsak, Uluslar Ligi büyük tablosunu (A Ligi’ndeki 16 takımın ardından) 17’nci veya 18’inci tamamlayacağız. Uluslar Ligi büyük tablosunda yukarıdan başlayarak (Dünya Kupası gruplarında ilk ikiye giremeyen) 4 takım, play-off biletini hak etmiş olacaklar.

Yazının Devamını Oku

Altmış altı saatin faturası

11 Kasım 2024
Galatasaray ve Fenerbahçe, Avrupa Ligi’ndeki maçlarından sonra 66’şar saat dinlenerek sahaya çıktı.

Avrupa Ligi’nde üçer temsilcisi olan iki ülkeden biriyiz. Diğeri de Hollanda. Avrupa Ligi’nde 3 temsilciniz olunca hepsinin birden pazar günü oynamaları gibi bir durum oluştu dün. Üstelik üçü de ciddi testler yaşadılar: Galatasaray takipçisi Samsunspor, Fenerbahçe haftaya altıncı giren Sivasspor önüne 66’şar saat dinlenerek çıktılar. Beşiktaş da bir başka Avrupalı Başakşehir’le oynadı.

SAMSUN’UN YERi TESADÜF DEĞiL

Önce saat 16’da ligin ilk ikisini karşı karşıya getiren süper bir kapışma izledik Seyrantepe’de. Samsunspor’un puan tablosundaki yeri tesadüf değil, bu sezon kaybettikleri maçlar dahil tüm müsabakalarda iyi futbol ortaya koydular. Beşiktaş’a 2-0 yenildiler ama şutlarda 19-10 üstünlerdi. Konya’ya kornerlerde 12-1 üstünlük kurdukları maçta kaybettiler. Zaten Thomas Reis’in karakteri bu, proaktif oyun. Bochum’un başındayken Bayern Münih’i geriden gelip 4-2, Halaand’lı-Bellingham’lı Borussia Dortmund’u 4-3 alt etmişliği var.

THOMAS REiS ÇILGIN BiR HOCA

Çılgın bir teknik adam. Dün de Seyrantepe’de hep parmak uçlarında oynadılar, hep savunmayı yükseğe kurdular, hep risk aldılar. Bu cesur oyunlarının bedelini de süperstarlardan yedikleri gollerle ödediler. O süperstar listesinin tepesinde tabii ki Osimhen var. Nijeryalı gerçekten bu ligin çok üzerinde bir futbolcu. Eğer bir sakatlık-şanssızlık yaşamazsa bu sezon 30 golü bulması bana sürpriz olmaz. Maçın bir başka kader adamı da Davinson’du. Evet, dün bir penaltıya da sebebiyet verdi ama Samsun’un birçok akınını olgunlaşmadan kesti. Net fırsata dönüşmeden, önde ve öngörülü müdahalelerle öldürdü akınları.

KADERi MERT HAKAN BELiRLEDi

Süper Lig akşam seansında Kadıköy’de Fenerbahçe, Sivasspor önüne sezonun en sert rotasyonuyla çıktı. Maçın kaderini sağ kanatta Samuel-Tadic’e yakın oynayarak sürekli dengesizlik yaratan Mert Hakan belirledi. İlk golde de, penaltıda da kader pası ondan geldi. Başakşehir’de iki Avrupalı’yı karşı karşıya getiren müsabakaysa isminin vadettiği futbolu izletmedi. Tempo bir türlü yükselmedi. Beşiktaş’ın Kasımpaşa önünde yaşadığı prese çare bulamama ve uzun vurma hastalığının Başakşehir’de de sürdüğünü söyleyebiliriz rahatlıkla.

Yazının Devamını Oku

Eksikliği hissedilecek ancak Osimhen'in varlığı büyük lüks

9 Kasım 2024
Icardi son iki sezon G.Saray’ı şampiyon yapan, ligde en büyük farkı yaratanlardandı. Bu sezon da Osimhen’le ikili oynadığı maçlarda derinde pozisyon aldı, çok çalıştı, pres yaptı.

Çok iyi bir profesyonel gerçekten. Elbette çok hissedilecek yokluğu. Ancak İcardi’nin sakatlığında sırada Osimhen’in beklemesi, herhalde lig tarihi boyunca hiçbir takımın sahip olmadığı bir lüks.

Osimhen sezon sonuna kadar kalırsa, bir sakatlık-şanssızlık yaşamazsa bence tüm cephelerde 30 golü bulabilecek seviyede. Genç, dinamik, atletik, iştahlı. Lige daha önce hiç kıtasında yılın futbolcusu ödülünü alıp gelen bir santrfor olmamıştı! Çok büyük bir yıldız.

4-2-3-1’E DÖNÜŞ

Ayrıca Galatasaray artık Mauro İcardi’den faydalanamayacaksa, sezonun geri kalanında klasik 4-2-3-1 dizilişine döneceklerdir diye tahmin ediyorum. Ben zaten Galatasaray’ın Dries Mertens’siz 4-4-2’sini anlamlı bulmuyorum, Belçikalı olmadığında ikinci-üçüncü bölge bağlantısı aksıyor.

Avrupa’da uyguladıkları 3-5- 2’de de önde çok iyi kalabalıklaşıyor ama geride çok açık veriyorlar. Zaten 3-5-2 oynanan iki karşılaşmanın sonucu 4-3 ve 3-2... Victor Osimhen sezon boyunca burada kalır ve bir sakatlık yaşamazsa, Galatasaray alışık olduğu 4-2-3-1’le devam eder mevcut çizgisine.

Yazının Devamını Oku

İlk 3 saat iyiydik, son 1 saat kötü

8 Kasım 2024
Galatasaray birinci dakikadan doksana kadar büyük takım davranışı gösterdi, Fenerbahçe’yi ise değişiklikler geriletti.

Bu sezon Kupa 1’de yokuz ama Avrupa Ligi’nde en fazla takımla temsil edilen iki ülkeden biriyiz. Avrupa Ligi’nde Hollanda’yla Türkiye’nin üçer, İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa’nın ikişer temsilcileri var. O açıdan dün gece temsilcilerimizin İngiliz ve Hollandalı rakiplerine karşı oynadıkları maçlar, ülke futbolu için de kritikti.

Dün akşam önce 20:45’te Seyrantepe’de unutulmaz bir maça şahitlik ettik. Geçen yıl Şampiyonlar Ligi’nde iç sahada Galatasaray, Bayern ve Manchester’a karşı çok cesur oynamış, futboluyla bizi gururlandırmıştı. Dün o cesur ruh sahadaydı tekrar. Tottenham’a karşı bayıltan bir hücum pres uyguladı Galatasaray. Esas etkileyici olansa bu presin birinci dakikada da, 1-0’da da, 2-1’de de, ikinci yarıya 3-1 galip başlandığında da devam etmesi. Dün birinci dakikadan doksana kadar sahada büyük takım davranışı gösteren tek bir ekip vardı. O da Galatasaray’dı.

ORKESTRA ŞEFi MERTENS

Galatasaray'ın şahane bir takım performansı ortaya koyduğu akşamda bir özel parantezi Mertens hak ediyor. Belçikalı Benjamin Button dün iki gol attırdı ama arkadaşları daha becerikli olsa asist rekoru kırabilirdi. 32 ve 39’da iki gol attırdı, 46’da Icardi, 49’da Yunus, 52’de Osimhen, 63’te de Barış’a iyi servisler yaptı Mertens. Dün Galatasaray’ın orkestra şefi gibiydi yaşsız Belçikalı.

F.BAHÇE iLK YARIDA iYiYDi

Gece 23’teyse Kopenhag ve Alkmaar’daydı gözlerimiz bu sefer. Enschede deplasmanında pragmatik oyun tercih ettiği için Mourinho’yu eleştirmiştim ama dün Alkmaar’da ilk yarıda daha proaktif bir Fenerbahçe vardı sahada. İlk 45’te üç net pozisyonu değerlendiremeyen sarı-lacivertliler, iyi bir görüntü verdiler aslında o bölümde. Ancak ikinci yarıda Mourinho’nun (ya da yardımcısı Toti’nin) yaptığı her değişiklik Fenerbahçe’yi geriletti: Önce 57’de Szymanski sol açığa geçti. Sonra Amrabat stopere, Mert Hakan orta sahaya. 80’de Szymanski sol beke, Cenk öne derken, karmakarışık oldu Fenerbahçe. Bir maç içinde temel ayarlarla bu kadar oynanmasına ben anlam veremedim doğrusu. Dün 20:45’ten 23:45’e kadar 3 saat keyfimiz yerindeydi ama son bir saat kötü oldu maalesef.

Yazının Devamını Oku

Farkı kulübe yarattı

4 Kasım 2024
F.Bahçe’de sonradan oyuna giren Dzeko, İrfan Can ve Kostic maçın kaderine etki etti.

Özellikle ilk 45 dakikasının bir o kalede-bir bu kalede pozisyonlarla geçtiği, tek devrede 19 şut-15 korner atılan, kalecilerin toplam 6 kurtarış yaptığı derbi gibi bir derbi izledik Trabzon’da. Sosyal medya çocukları için not düşeyim: Evet, Trabzonspor-Fenerbahçe de bir derbi müsabakası. Derbiler sadece aynı kent takımları arasında oynanan maçlardan ibaret değildir. El Clasico (Real Madrid-Barcelona) gibi, Derby d’Italia (Inter-Juventus) gibi sayısız derbi vardır coğrafya dışında orijinlere dayanan. Trabzonspor’un İstanbullularla maçlarına da 70’li-80’li yıllarda dördüncü şampiyon olarak ortaya çıkışı sebebiyle derbi statüsü verilmiş zamanında.

GÜNEŞ’iN iLK MAÇINI HATIRLADIM

Trabzon'un Fenerbahçe karşısındaki iştahlı-tutkulu oyununu görünce hafızam beni ister istemez Şenol Güneş’in ilk kez sahaya çıktığı Beşiktaş maçına götürdü. O maçta çok erken 10 kişi kalıp sadece savunma yapmışlardı ama o müsabakadaki iştahları, mücadele seviyeleri vardı dün de sahada. Trabzonspor’u Beşiktaş’la Fenerbahçe maçlarında izlediğinizde muhtemelen zirve yarışı yaparlar diye düşünürsünüz. Ancak Gaziantep, Hatay, Göztepe maçlarındaki hallerine bakınca orta sıra takımı zannedersiniz! Mesela dünün bordo mavililer adına en iyilerinden, dört net pozisyona giren, penaltı kazanan Okay Yokuşlu, bir de Beşiktaş maçında bu motivasyon seviyesindeydi. Ama lig sadece bu büyük maçlardan ibaret değil.

DEĞiŞiKLiKLERLE OYUNU ÇEViRDi 

Fenerbahçe içinse ilk 65-70 dakikası oldukça problemli geçen ancak oyuncu değişiklikleri sonrası ibrenin lehlerine döndüğü bir gündü. Şenol Güneş mücadele gücü bu derece yüksek, en üst seviye stresli bir günde 88 dakika oyuncu değiştirmedi (ya da kulübesi yetersiz olduğu için değiştiremedi).

EN-NESYRi EN iYiLERDEN BiRiYDi

Jose Mourinho ise takımı iki penaltıyla 2-1 geriye düştüğü sırada kaliteli kulübesine başvurdu, oyuna sonradan giren Dzeko’nun, İrfan Can’ın, Filip Kostic’in hepsinin maçın kaderine tesir ettiğini söyleyebiliriz rahatlıkla.

Bu isimlerin yanı sıra maça ilk 11’de başlayan ve savunmada-hücumda olağanüstü mücadele eden En-Nesyri de dünün en iyilerindendi.

Yazının Devamını Oku