Paylaş
Maçtan önce Aykut Kocaman’a “Kasımpaşa nasıl oynasın” diye sorsak sanırım bu kadarını hayal etmezdi. Fenerbahçeli oyuncular ikili-üçlü oyunlarla topu getirip getirip Kasımpaşa altı pasına ortaladılar ama dokunacak olanların hiçbiri sahada değildi.
Bir takımın bütün forvetleri de cezalı, sakat ya da “hazır değil” olabilir mi?
Özellikle sağ kanadın iyi işlemesi forvetsiz bir ekibin gol atamasa bile gol pozisyonu üretmekte sıkıntı çekmediğini ortaya koydu.
‘UYUMA’ ALIŞKANLIĞI
Ama sezon başından beri bu takıma musallat olan “uyuma” alışkanlığı bir kez daha ortaya çıktı.
Normal olarak 3-0 bitmesi gereken birinci yarının 1-1’e gelmesi Aykut Kocaman’ın sezon başından beri yakındığı “şanssızlık” ile açıklanabilir mi?
Ben olsam böyle açıklamazdım. Dirar-Şener ikilisinin sağda çalıştığı gibi Aatıf, İsmail’e katılamayınca aynı iş sol kanatta yapılamadı ve oyun sağ kanada sıkışıp kaldı.
Hatta 18 ve 29. dakikalarda rakibi az oyuncuyla yakaladıkları hızlı hücumlarda Aatıf’ın ne yapacağını bilemez gibi davranması pozisyonların yaratılmasını engelledi.
Aatıf belki çok koştu, çalıştı ama bunun verimli bir faaliyet olmadığını da gördük.
O zaman şanssızlıktan önce şunu sormak lazım: Valbuena neredeydi?
67. dakikaya kadar kulübedeydi!
İkinci yarı birincisinin tekrarı gibi başladı ve öyle de devam etti.
Fenerbahçe yine sağdan geldi ve işi bitirdi.
Şener’in rolünün altını çizmek gerek. Dirar da sanıyorum geldiğinden beri en efektif oyununu oynadı.
Seyircinin uzun aradan sonra geri dönüşü de Fenerbahçe için 3 puan kadar önemli sayılmalı.
MAÇIN ADAMI: GIULIANO
YERİNİ bulduğunda ne kadar etkili olduğunu gösterdi. Defanstan top çıkardı, orta sahada oyunu kontrol etti, ileriye gitti gollerini attı. Bir oyuncu daha fazla ne yapabilir ki?
Paylaş