Paylaş
MAÇIN 20’nci dakikası oynanırken yayıncı kuruluşun paylaştığı istatistiğe göre topla oynama oranları şöyleydi: Galatasaray yüzde 77, Antalyaspor yüzde 23.
Bu rakama bakarak Galatasaray’ın boğucu bir baskı kurduğunu düşünenler çıkabilir maçı izlemeyenler arasında.
Ancak topla oynadığı yer, meşhur “ikinci bölge” ile “üçüncü bölge” arasında, hakkını vererek söylemek gerekirse “iki buçukuncu” bölgeydi.
Nafile bir top çevirme sistemi ile kapanan ve bekleyen Antalyaspor’un kilidini açacak anahtar arayışı seyredenleri esnetecek bir tempoda sürüp gitti.
Uzun bir süre de Rodrigues’in zayıf kalan şutu dışında bir pozisyon bulamadı, topu Sinan Gümüş’e aktaracak bir formül üretemedi.
Sarı kırmızılılar ilk yarı sona ererken nihayet biraz kıpırdadı, tehlikeli olabileceğine dair sinyal çakmaya başladı ancak katı ve disiplinli Antalya savunmasını esnetmek mümkün olmadı.
İkinci yarıda perde ilk yarının sonlarındaki oyunundan umut devşiren Galatasaray’ın akınlarını sıklaştırmasıyla başladı.
Rodrigues’in yerine Feghouli oyuna girdi, baskı arttı, ufukta gol pozisyonu işaretleri belirdi, daha derli toplu hücumlarla yüklendikçe yüklendi Antalya savunmasına.
Herkesin bildiği ve en azından ligin ilk yarısı sona erene kadar çözülmeyecek problemi işaret etmek kabak tadı veriyor ama malum işte, golcü olmayınca zor oluyor, olmuyor olamıyor derken.
Fatih Terim krizi aşmak için defansif orta saha oyuncusu Donk ve stoper Maicon’u santrfor olarak saha sürdü.
Bu yeni dizilişle aklı karışan Antalya “Ne oluyor yahu?” demeye vakit bulamadan Donk ile gol geldi.
Golü Donk’a mı yazarsınız Fatih Terim’e mi bilemem ama bu mucize çözüme şapka çıkartırım ve 3 puanın karşısına bir “İmparator Terim” imzası çakarım.
Antalya’nın hakkını vermek gerek
SEZON başında çok ciddi problemlerle yola çıktı Akdeniz temsilcisi.
Ciddi bir mali krizin gölgesinde hazırlandılar sezona; hatta Hollanda’da otelde rehin bile kaldılar.
Ligin zayıf halkaları arasında gösterilirken inanılmaz bir direnç gösterdiler ve ligin başaltı takımı olarak belirdiler puan cetvelinde.
Bu performans kalıcı olur mu şimdiden kestirmek elbette mümkün değil. Ama ligin ilk döneminde toplanan puanlar en azından “zayıf halka” olmayacaklarını işaret ediyor.
Bu başarıda aslan payı dirençli, pes etmeyen bir takım çıkartan teknik direktör Bülent Korkmaz’a aittir.
Yiğidin hakkını vereceksin, tebrik ederim.
Rodrigues’e ne oldu?
SEZONA müthiş başlayan, golleri ve gol paslarıyla takımı sırtlayan Rodrigues’te “nazar değdi” şeklinde açıklanamayacak bir durgunluk var.
Gönüllü olup kaçırdığı penaltıdan beri ara ki bulasın.
Sevgili Rodrigues, bu yoklukta bir de sen kaybolma kardeşim,
Sevenlerinin gözü yollarda, evine dön kardeşim.
MAÇIN ADAMI:
DONK
Paylaş