G.Saray'ın gücü ve kalitesi için test maçıydı

AKHİSARSPOR, gücü, konumu ve kalitesi belli bir takımdı ve buna göre planladığı oyunda, sahasında çok adamla kalıp Manu ile pozisyon yakalamaya çalıştı. Galatasaray ise gücünü, kalitesini ve konumu göstermek için oynayacak bir takımdı ve Akhisar’ın planını bozmak için fazlaca ofansif kadro ile oynadı.

Rakibin savunma oynadığı maçlar hem zordur hem kolay. Eğer erken gol atarsanız ki bu fırsat Mitroglou’nun ayağına geldi, iş kolaylaşır ve farka gidilir. Ama mücadele seviyesi düşük olur ve sorun çözecek ayaklar gününde olmazsa mağlubiyetler bile yaşanır. Dolayısıyla Belhanda, Feghouli ve Emre Akbaba’nın sahne alması gereken bir maçtı. Akhisar maçı aslında bu isimlerin kalite ve sorun çözme becerilerinin test maçıydı. İlk yarının büyük çoğunluğunu kendi sahasında geçiren bir rakibe karşı girilen pozisyon sayısının az olmasını sebeplerini şöyle sıralamak mümkün:

1- Akhisarspor’un kendi alanına giren oyunculara karşı dirençli, sert ve yakın mücadelesi.

2- Belhanda ve Emre Akbaba’nın ceza sahasına uzak oynaması yada rakibin baskısı yüzünden uzak oynamak zorunda kalması.

3- Manu’nun hızı ve çabukluğu ile topu Galatasaray alanına taşıması ve orada tutması.

4- Topun rakibin ayağında kalma süresinin fazla olması ve rakibe sert baskı yapılmaması.

5- Oyunu rakip alanda oynamanın ve topa hakim olmanın etkisiyle, bu tip maçlarda çok etkili olan şut kozunun kullanılmaması.

Maçın adamı: Lukac.

DÖNÜM NOKTASI

AKHİSAR, beraberliği hak edecek kadar mücadele etti ama Galatasaray kazanmayı hak edecek oyunu oynadı. Lider Başakşehir’in kazandığı bir haftada iç sahada puan kaybetmek, şampiyonluk kaybedilirse dönüm noktası olacak kadar önemliydi. Maçın en iyi adamı kaleci Milan Lukac’ın yaptığı bir hata maçı kazandırdı ama bu maçtan öğrenilmesi gereken çok ama çok şey var

TAM DIAGNE’NiN ARADIĞI ORTAM!

AKHİSARSPOR’un ligdeki durumu ve iç saha maçı olduğu için fazlaca ofansif oyunuyla çıkılması normaldi. Fakat bu ofansif oyuncular üretemeyince, dezavantaj tarafı öne çıkmaya başladı ve orta sahada kaybedilen topu hemen kazanma sorunu yaşandı. Bunlar, Galatasaray için kalesinde tehlike yaşamasına sebep olacak durumlar değildi ama rakibi baskı altında tutup, bunalıp hata yapmasını sağlayacak kadar rakip alanda kalmayı ve üst üste atak yapılmasını engelledi.

İlk yarıdaki oyun ve kenar ortalarının sayısına bakınca Diagne’nin beklediği ortam vardı ama kendi yoktu. İkinci yarı başlangıcından itibaren baskıyı arttırıp oyunu tamamen rakip alana yığdı ama bu sefer direkler izin vermedi.