Paylaş
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’le sohbet ediyoruz... 30 yıla yakın dostluğumuz var. Hiç futbol konuşmamıştık. Bu defa sordum: “Geçen ay Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’la Real Madrid stadını ziyaret etmiştik. Kupalarla dolu müzesine hayran olup sormuştum; ‘Bu kulüpler kar ediyor, bizimkiler borç içinde. Türk futbolu böyle nereye gider?’ İspanya’daki bu soru içimde kalmıştı. Federasyon Başkanı olarak ne diyorsun bu duruma?”
Nihat Özdemir derin bir iç çekti.. Ve aynen şöyle dedi: “Fatih ne yazık ki, kulüpler kendi başarılarıyla değil, birbirlerinin cesedi üzerine basarak yükselmek istiyorlar.” - Nasıl yani?.. - İşte transfer kısıtlamaları için gösterilen tepkilerin sebebi budur.
14 milyarlık borcun 11 milyarı 3 büyüklerin
Çok ciddi borçları olduğunu biliyoruz. Toplamda ne kadar borçları var?
-Yaklaşık 14 milyar lira borç var. Bunun 11 milyar lirası Fenerbahçe, Galatarasay, Beşiktaş ve Trabzonspor’a ait. Tabii döviz borçları ve faiz sıkıntı yaratıyor. ·
Bu durumda Türk futbolu batmış gözüküyor. Federasyon da ‘kayyım’ gibi bir durumda. Ya da TMSF gibi bir şey...
(Nihat Özdemir bir yorum yapmıyor..) Ama gerçek ortada.. Devam ediyor: -Biz bu transfer kısıtlamalarını, lisans kısıtlamalarını koymasak UEFA koyacak. Cezalar gelecek. Biz onu engellemek için kuralları koyuyoruz. Buradan geri dönüş de artık yok.
Bütçe disiplini sağlanırsa en geç 4 yılda rahatlık olur
Peki Türk futbolunun bu bataktan kurtuluşu yok mu? Böyle giderse, giderek kan kaybedecek...
-Eğer kulüpler gelirlerine göre harcama yaparsa ve bütçe disiplinini sağlarsa, 2-4 yıl içinde rahatlık olur.. Özdemir kısa ve net konuştu.
Açık olan şu ki; Borç batağına saplanan kulüplerimizden Avrupa standardı beklemek artık bir hayal.. Evet.. Hepimiz bir takım tutuyoruz. Hepimizde bir renk sevdası var. Ama bu borç batağında ‘kara sevda’dan ileri gidemiyoruz.
Paylaş