Paylaş
Tanıl Bora “Klişeler veya kalıp-sözler, ilk yumurtlandıklarında, özgün hatta bilgece olabilirler. Ama tazelikleri geçtiğinde, ekşidiklerinde, yani adı üstünde: kalıp-sözlere, klişelere dönüştüklerinde, zihni daraltan kıskaçlardır artık. Algı kapılarını kaparlar. Önyargı jeneratörleridirler. Dili şaşılaştırır, söz dağarını büzerler. Hayal gücünü zapturapta sokarlar. Akla, hayale zarardır, belki hepsinden önce samimiyete zarardır klişe” demişti.
Memlekette saygı üzerine o kadar çok klişe kullanılır ki, saygı ile ilgili kafa karışıklığımızın günahı bu klişelerin boynunadır. “Sevmek zorunda değilsin, ama saygı duymak zorundasın” cümlesi, en kıymetli klişelerimizden biridir mesela. Her tür duruma, her tür ilişki biçimine kolaylıkla uydurulur.
Hele bir de “Kendi düşüncesidir, saygı duyuyorum” biçiminde lafı bağlama klişesi vardır ki, Tanıl Hoca’nın dediği gibi akla, hayale, samimiyete zarardır.
Dünya Kupası’na veda maçının ardından saygı üzerine konuşulup duruyor. Sneijder ve Kuyt, iki takım ısınmak için sahaya çıktığında, Türkiye’deki takım arkadaşları ile bir araya gelmiş, Sneijder eski teknik direktörü Fatih Terim’e de başarı dilemiş, işte bunlar hep saygıymış.
Sneijder, attığı golden sonra sevinmemiş. Klişesiyle söyleyelim “Sevinmediği dikkatlerden kaçmamış”, Türk taraftarlara duyduğu saygıyı göstermiş, aferinmiş. Burak sahayı terk ederken ıslıklanmış, yuhalanmış, bunca emeğine saygısızlık edilmiş, ayıp değil miymiş?
Bütün bu saygı tartışması, Hollanda milli marşına saygı göstermek, iki dakika efendi durmak bir yana, marş boyunca stadı ıslıklarla inleten taraftara tek laf etmeyen futbol uleması tarafından yürütülüyor.
Peki elli bin kişi milli marşlarını ıslıklarken sahanın ortasında duran on bir adama, o on bir adamdan Türkiye liginde oynayan Dirk Kuyt ve Wesley Sneijder’e, Hollanda taraftarına, Hollandalılara duyulması gereken saygı? Onu ne yapacağız?
Şaka gibi; sanki hep bir ağızdan Hollanda marşı ıslıklanmamış gibi, ballandıra ballandıra Arjen Robben’in İstiklal Marşı üstüne söyledikleri anlatılıyor, yazılıp çiziliyor. Aynen şöyle: “Arjen Robben, İstiklal Marşı’nın kendisini oldukça etkilediğini söyledi. ‘Maçtan önce okunan milli marş tüylerimi diken diken etti’ diyen Robben, muhabirin ‘Sözlerini bilmek mi istedin?’ sorusuna da ‘Ben de onlarla söylemek istedim’ diye cevap verdi.”
Bana kalırsa Robben, top ustası olduğu kadar bir ironi ustası. İnceden bir şey demeye, mesaj vermeye çalışıyor. Kendi düşüncesidir, saygı duyuyorum!
Yazarın son yazıları |
#15 Ekim 2013 Çöz beni arapsaçı
#12 Ekim 2013 Üşümeyelim diye
#08 Ekim 2013 Altı tam puan İlhan Mansız’ın
#05 Ekim 2013 Milli profesyonellik
#01 Ekim 2013 Üç büyüklerin sonuncusu
#28 Eylül 2013 Kabile şefini nasıl seçer?
Paylaş