Üç büyüklerin sonuncusu

Turgut Özakman ceketini sahici bir saygıdan ilikleyen bir kuşağın temsilcisiydi. “Ya ya ya, şa şa şa!” tezahüratını duymuş bir kuşağın temsilcisi.

Haberin Devamı

Melih Cevdet Anday, Haldun Taner ve Turgut Özakman, Türkiye tiyatro yazarlığının üç büyükleridir. Turgut Özakman üç büyüklerin yaşayan son temsilcisiydi. Onu sadece Şu Çılgın Türkler ve sonrasıyla anmak, Tuncel Kurtiz’i sadece Ramiz Dayı’yla anmak kadar büyük bir haksızlık olur.

Üç büyüklerin sonuncusu


Turgut Özakman çok büyük bir tiyatro yazarıdır. Ocak oyunu Türkiye tiyatrosunun santrasında durur. Bir Şehnaz Oyun, Fehim Paşa Konağı gibi oyunları hiç eskimeyecek oyunlardır, nereden ne zaman vurulsa gol olur. Korkma İnsancık Korkma Türkiye edebiyatının “Ağlamak istiyorum sayın seyircileri”dir, bu dilde yazılmış en etkileyici romanlardan biridir. Yılların yazarlık ve hocalık deneyimi ile yazdığı Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği denebilir ki, dramatik yazımı anlatan dünyadaki en yetkin kitaplardan biridir. Okuyup da hocanın her zaman dehadan üstün tuttuğu zanaatı öğrenmeyen kırmızı kartlıktır.

Haberin Devamı

Üç büyüklerin sonuncusu
Turgut Özakman, çok iyi bir hocadır. Öğrencileri ondan sadece tiyatroyu, yazmayı, çalışmayı, düşünmeyi öğrenmezler. Mesleklerine duymaları gereken saygıyı onun anılarından öğrenirler.


İlk oyununu yazdığı zaman Büyük Tiyatro’ya davet edilir. Ön kapı, arka kapı, kulis derken kaybolur tiyatronun dehlizlerinde, kendisini karanlık sahnede bulur. Birkaç ürkek adımla sahnenin ortasına ilerlerken seyir yerinden bir ses duyar: “Ceketinin önünü ilikle!” Sesin nereden kimden geldiğini anlamaya çalışır, sahnenin önüne doğru ilerler. Ses Muhsin Ertuğrul’undur, “Sahneden geçiyorsun, o yüzden ceketini ilikle dedim!”


O, ceketini sahici bir saygıdan ilikleyen bir kuşağın temsilcisiydi. “Ya ya ya, şa şa şa!” tezahüratını duymuş bir kuşağın temsilcisi.


Futbolla ilgili konuşurken; akıl almaz sloganları, taraftarların birbirini bıçaklayıp, kulüplerin birbirini boğazlamasını, futbolcuların gırtlak gırtlağa gelmesini konuşurken, rakibe saygıdan, centilmenlikten, adil olmaktan konuşurken hep o anektodu anlatırdı:

Haberin Devamı


Kulüpler ve isimler önemli değil. Zamanın ünlü bir futbolcusu kendisine yapılan“… pabucu yarım çık dışarıya oynayalım!” tezahüratına çok alınır. Kulübün bir ileri geleni, tezahüratı yapan kulüpten yine ileri gelen bir arkadaşına, bu tezahürata çok alındıklarını söyler. Cevap nettir:“Aman efendim! Çok ayıp! Ama bizimkiler değildir! Bizimkiler pabuç demezler, iskarpin derler!”


Dün hocayı yolcu eden öğrencilerinin ceketlerinin önü ilikliydi. Gösterişten değil, hocadan öğrendikleri sahici bir saygıdan.

Yazarın son yazıları



#28 Eylül 2013 Kabile şefini nasıl seçer?
#24 Eylül 2013 Hepimiz Pluton’uz!
#17 Eylül 2013 Beşiktaşlı Amca
#14 Eylül 2013 Özrü kabahatinden büyük
#07 Eylül 2013 Olimpiyat için sorular


Haberin Devamı

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>


Yazarın Tüm Yazıları