Kazım'ın Maradona'sı
Geçtiğimiz hafta ırkçı söylemleriyle gündeme gelen bir sporcu, Akdeniz Oyunları’nda bayrak taşıdığında sporun ruhuna Fatiha okuduk. Bu ırkçı hezeyanda boğulurken can simidi Maradona’dan geldi. Kazım’ın Maradona’sından.
Kazım Koyuncu gerçek bir futbolseverdi.
Hayatın da, müziğin de, futbolun da kilidini çok önemsediği bir anahtarla zorlardı.
Kazım’ın anahtarlığının ucunda sorumluluğun s’si asılıydı.
Sanatçının ve sporcunun sorumluluğu üzerine çok kafa yorardı.
Bir sanatçının, çok sevildiğini bildiği noktada, ürününü koruma güdüsünün onun için bela olduğunu söylerdi.
Etliye sütlüye karışmama gibi kaygıların sanatçının kişiliğini bitirmeye doğru giden bir yol olduğuna inanırdı.
Hiçbir zaman “Etliye sütlüye karışmayayım” demedi.
Dünyaya, ülkesine, memleketine, Karadeniz’e ve Trabzonspor’a karşı hep büyük bir sorumluluk taşıdı.
Sporcuların da böyle olması gerektiğini düşünürdü:
“Konu Trabzonspor olunca, mesela, orada oynayan futbolcuların kendini çok özel hissetmesi ve insanlara bir şeyler vermek zorunda olduklarını bilmeleri gerekir” derdi.
Geçtiğimiz hafta Gezi Parkı eylemleri üzerine ırkçı söylemleriyle gündeme gelen bir sporcu, Akdeniz Oyunları’nda bayrak taşıdığında sporun ruhuna Fatiha okuduk. Bu ırkçı hezeyanda boğulurken can simidi Maradona’dan geldi. Kazım’ın Maradona’sından.
Kazım Koyuncu, futbolu sevmesinde Maradona’nın çok etkili olduğunu anlatırdı hep. 
Maradona’yı sadece büyük futbolcu olduğu için sevmezdi. Uçarı hali, yenilse bile dimdik ayakta kalabilme özelliği, özgürlükçü yanı cezbetmişti Kazım’ı.
Toplu taşıma ücretlerine yapılan zam üzerine Brezilya’da süren eylemler için Pele, “20 sent için sokaklara çıkmaya gerek yok” derken, Maradona, Pele’ye “Sadece 20 sent için değil!” diye cevap verdi. Kazım’ın Maradona’sı.
Kazım Koyuncu’nun, sanatçının ve sporcunun taşıması gereken sorumluluk duygusunu anlattığı bu cümleler, hem Trabzonsporlulara, hem bütün sporseverlere emanettir:
“Bendeki Trabzonspor sadece futbolu temsil etmiyor, zaten etmemeli de... Yöneticilerden, futbolculardan, sizden daha çok başka insanların hayatlarını etkileyen bir olgu. Bununla ilgili büyük sorumluluk taşıdığımı düşünüyorum.”
Dal incesi, dalga sesi, Trabzonspor delisi Kazım Koyuncu, bizi koyverup gideli bugün sekiz sene oldu. Yüzümüzden biraz bile silinmedi hasret bıçağının yarası.
| Yazarın son yazıları |
#22 Haziran 2013 Sevgili Doktor
#18 Haziran 2013 Bu da mı gol değil?
#15 Haziran 2013 Deliler kazandı
#11 Haziran 2013 Yalnızsan Komiği Duyamazsın
#8 Haziran 2013 Sınav sırası şimdi futbolcularda
#4 Haziran 2013 Çarşı sen bizim her şeyimizsin
