Ezber Bozan

Önder Özen, Türkiye futbol kültürü için bir ezber bozan. Kendini çok övmenin en iyi olmak anlamına gelmediğini biliyor, kibir ve özgüveni birbirine karıştırmıyor, kendini eğitmekle kendini pazarlamak arasındaki uçurumun farkında.

Haberin Devamı

Önder Özen’in Beşiktaş futbol direktörlüğü görevi açıklandığından beri, kimi “spor” programlarında, kimi yorumcuların yaklaşımları gerçekten akla durgunluk verecek cinsten. Bu kimi yorumcuların itirazlarındaki temel argümanlarından biri, Özen’in Fenerbahçe’de görev yapmış olması. Bu akıl yürütmenin vardığı “Beşiktaş’ı içten ve en tepeden çökertmek istiyorlar” sonucu, herhalde bugüne kadar üretilmiş en komik komplo teorisidir.

Lafa “Ama Önder Özen Fenerbahçeli” diye başlayanların istisnasız tümünün, bugüne kadar futbolla ilgili kurdukları her üç cümleden birinde, anlamını çekiştire çekiştire sündürdükleri “profesyonellik” kavramını kullanıyor olmaları çok ironik. Altyapıdan yetişen futbolcu sayısının parmak hesabıyla yapıldığı bir ülkede, futbol direktörü için yuvadan yetişme şartı aramaları ayrıca ironik, sadece ironik değil, komik.

Çok basit bir akıl yürütmeyle, sadece Mustafa Denizli örneğini düşünseler bile, futbol direktörünün ya da teknik direktörün tuttuğu takımı tartışmanın saçmalığı açığa çıkar.  Ama bu durumun altında yatan, artık genlere işlemiş olan başka bir şey var:  Mesele icat etmek, hadiseyi nimet bilmek, sansasyonel karakter sevmek.
Ama Önder Özen; hadiseden, sansasyondan, meseleden ekmek yiyenler için tam bir ezber bozan. Daha ilk dakikadan açık etti bunu. Beşiktaş’taki görevinin açıklandığı toplantıda, teknik direktörlük ile ilgili sorulara “Beşiktaş teknik direktörlüğünde gözüm yok, haddime de değil. Benim için Beşiktaş teknik direktörlüğü kolay ulaşılabilecek pozisyon değil” cevabını verdi.

Ezber Bozan

Bu cümlelerde gizlenmiş olanı görmek yerine; cevvallik, cebbarlık, yırtıcılık eksikliği telaşı sardı ulemayı. “İlk günden böyle söylerse” diye söze başlamaları, yetersizlikten dem vurmaları, tecrübeden söz açmaları, lafı illa ki vizyona bağlamaları da hep aynı bozulan ezberden kaynaklanıyor.
Bir diğer tuhaf itiraz da “Yorumculuk ve yönetmek arasında fark var” diyenler tarafından geliyor. İtirazın sahibi yorumcuların, Önder Hoca’nın futbol eğitiminden ve antrenörlük kariyerinden haberdar olmadıklarını düşünemeyeceğimize göre, iş yine dönüyor dolanıyor, mesele icat etmek, suyu bulandırmak fikrine dayanıyor.
Çünkü dibi görünen suda,  sansasyonu can damarı bellemiş futbol ulemasına ekmek çıkmıyor. Hep “Ben” diyen, küçük dağları yarattığına emin olan, işler istediği gibi gitmediğinde esip gürleyen, yetmezse her türden marazayı çıkaran, sürekli hadiseyi, gerginliği, sansasyonu, “Şok şok şok” sevdalarını besleyen ve kendilerine hep malzeme verenlerin dışında bir tavırla karşılaşınca ezberleri bozuluyor. “Ama Beşiktaşlı değil” gibi bir yaklaşımın başka bir açıklaması olabilir mi?

Özen, göreve başladığını ilan ettiği aynı toplantıda, hem de transfer mevsiminin orta yerinde edilecek son lafı ediverdi “Bomba transfer karşı olduğum bir iş/images/100/0x0/55ea4397f018fbb8f874c376. Bombanın sahada yeri yok” dedi.  Alt anlamlarla yüklü bu ifadesi üzerine, içinde illa ki “vizyon” geçecek olan kimbilir kaç tartışma dönecektir. “Bomba transfer”i reddeden bir futbol direktörü bazılarının canını nasıl sıkacaktır. “Başarıp başaramayacağımı bilmiyorum. Öğrenmeye gayret edeceğim” cümlelerinde takılacakları ne çok sözcük olacaktır. Kendi hikâyesini anlatırken söylediği “Eskişehirspor’a transferim gerçekleşmedikten sonra küstüm. O dönemden beri vatansızım” ifadesindeki “vatansızlık” kavramı için ne yaratıcı yorumlar yapılacaktır.

Önder Özen, Türkiye’deki futbol kültürü için tam bir ezber bozan. Kendini çok övmenin en iyi olmak anlamına gelmediğini biliyor, kibir ve özgüveni birbirine karıştırmıyor, kendini eğitmekle kendini pazarlamak arasındaki uçurumun farkında. Tüm bunlardan dolayı, kimileri tarafından hiç istenmeyecek, beğenilmeyecek, takdir edilmeyecek bir figür. Neyse ki, Beşiktaş taraftarı da ezber bozmayı iyi bilir.
Önder Özen’in bilgisi, samimiyeti, tevazuu, tavrı ve kişiliği futbolun güzel günleri için bir vaattir. Önder Özen, neresinden tutsak elimizde kalan futbolumuz için bir umuttur. Önder Özen, mahallenin en güvenilir abisinin maça girdiği andır.

Futbolseverlerin Özen’in yeni görevi ile ilgili tek bir kaygısı olabilir, o da, ufuk açıcı yorumlarından, sabaha kadar konuşsa dinlenecek analizlerine hasret kalacak olmaktır. Umudumuz, hasretin Önder Özen’in Beşiktaş’a ve Türkiye futboluna katacaklarıyla giderileceğidir.

 

Haberin Devamı

Yazarın son yazıları


Haberin Devamı

#25 Mayıs 2013 Biz futbolla uğraşırken
#21 Mayıs 2013 Bana lakabını söyle
#18 Mayıs 2013 Üstünü örtmeden üstüne gitmek
#14 Mayıs 2013 Hepsi sizin olsun!
#7 Mayıs 2013 Kalplerden cennete
#4 Mayıs 2013 Büyüklük sizde kalsın
#30 Nisan 2013 Gizli spor emekçileri Bayramınız kutlu olsun!


YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>

Yazarın Tüm Yazıları