22 yıllık iktidarın yenilenmeye ihtiyaç duyması ve bunun zorunlu hale gelmesi olağan. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisine yönelik yaptığı “vatandaşa dokunmama, kibir” eleştirileri de diğer nedenler. AK Parti seçim sonuçlarını, değişimi, atılacak adımları değerlendirdiği bir sürece girdi. AK Parti kampında bu sürecin önemli ipuçları ortaya çıkacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan adım atmadan önce çok sayıda araştırma yaptırır, çeşitli kesimlerden görüş alır, dinler ve bu adımları da sürece yayarak atar. Şimdi de ayrıntılı bir çalışma yürütülüyor.
‘TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU EKONOMİ’
Çok kısa bir süre önce tamamlanan, yani bu ayın 25’inde tamamlanan Optimar Araştırma ve Danışmanlık AŞ’nin anketi, partideki araştırmalarla bu başlıkta önemli ölçüde uyuşuyor. Optimar 26 ilde farklı yaş aralıkları ve mesleklerden 2 bin kişi ile hibrit bir anket yaptı. Bugün Türkiye’nin en önemli sorunu nedir sorusuna yüksek çıkan yanıtlar açısından baktığımızda sonuç şöyle:
- Yüzde 61.6 ekonomi
- Yüzde 7.3 her şey sorun
- Yüzde 6.3 Suriyeliler ve düzensiz göçmenler
- Yüzde 5.9 adalet...
EKONOMİDE UMUT VAR MI?
Hatırlayacaksınız bu mesajı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Valiler Toplantısı’ndaki konuşmasında vermiş, Ankara büromuzdan Ebru Karatosun da haberini yapmıştı. Beklenen tasarruf genelgesi 16 Mayıs 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Genelgeyle, kamunun artık elini taşın altına koyacağı ortaya çıktı. Ayrıntıları açıklandı; kamu kurum ve kuruluşlarının 3 yıl süreyle her ne şekilde olursa olsun yeni taşıt edinemeyecek olmasından yine 3 yıl süreyle yurtiçinde ve yurtdışında hiçbir şekilde yeni hizmet binası alınmaması, kiralanmamasına; temsil ve ağırlama ödeneklerinin zorunlu haller dışında kullanılamayacağına kadar birçok başlık içeriyor. Herkes doğal olarak uygulamayı merak ediyor.
KABİNE’YE ÖZEL BİLGİ NOTU
- Bakanlıklarda genelgenin uygulanmasından sorumlu bakan yardımcıları belirlendi.
- Görevleri hem genelgeye uyulması hem de uyulduğunu Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı’na bir anlamda raporlamak.
- Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu konudaki hassasiyeti biliniyor.
- Son bakanlar kurulu toplantısına girer girmez, her bakanının oturduğu masaya bilgi notu koyduğunu öğrendim.
- Bu notta Şimşek hem tasarruf tedbirleri hakkında bir kere daha bilgi verdi, hem de bakanlara Ankara ve İstanbul’da ihtiyaç duyulması halinde kullanabilecekleri iki konferans salonunun ismini de verdi.
Kısacası kamuda otellerde ya da başka alanlarda kiralanarak organizasyon yapma döneminin bittiğini alternatif adreslerle de hatırlatmış oldu.
Şok diyorum çünkü komplo teorilerini dışarıda bıraksanız bile baştan sona yanlışlarla dolu bir ziyaret aracı ve yolu seçiliyor. Neden mi? Ayrıntılara yazının ilerleyen bölümlerinde gireceğim. Yaklaşık 600 km’lik bir yol. Nedense 600 km’lik yol için uçak değil, helikopter tercih ediliyor. Bu tercihin nedeni tamamen anlaşılmaz durumda.
DEVRİM MUHAFIZLARI VE İRAN İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ ANKARA’YI ARADI
Azerbaycan dönüş yolundaki İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın bulunduğu helikopter, yanlarında heyetin diğer üyelerini taşıyan iki ayrı helikopterle birlikte yola çıkıyor. Sonrası simsiyah bir boşluk. Reisi’nin helikopterinden ses seda çıkmıyor, sinyal yok. Yok çünkü helikopterde uluslararası sinyal sistemi bulunmuyor.
Sonra olanları şöyle sıralayabiliriz:
- Devrim Muhafızları ve İran İstihbarat Örgütü Ankara’yı arıyor.
- Ankara tüm kurumlarıyla harekete geçiyor.
- İran önce gece görüşlü helikopter talebinde bulunuyor. Ankara ise sadece helikopter değil, kurtarma timinden elinde bulunan her türlü araç gerece kadar her türlü hazırlığı yapıyor.
- Ankara bölgedeki hava durumuna bakıyor, helikopterin uçması neredeyse imkânsız.
Ben ise çok tartışılan “cemaat” meselesine gireceğim. Bakan Tekin’e açık açık “Siz cemaatçi misiniz?” diye sordum. Yanıtı şöyle oldu:
-“Hayır değilim. Sosyal medyaya bakıyorum, beni bütün cemaatlere yazdılar.
- Benim geldiğim çizgi belli. Ben Milli Görüş geleneğinden geliyorum.
- Herkesin kaçtığı bir dönemde demokratik ve siyasi mücadele tarafında yer aldım. Erbakan Hoca’ya saygım sonsuz. Akademisyenliği seçmem onun sayesindedir.”
Gelelim TBMM’de çok tartışılan ve Milli Eğitim Bakanı Tekin’i tarikat ve cemaatlerle yapılan protokollere sahip çıktığı iddialarına neden olan konuşmasına... Bakan bu konuda diyaloğun eksik yansıtıldığına dikkati çekerek, şu yanıtları verdi:
‘BEN HUKUK DEVLETİ SINIRLARI İÇİNDE HAREKET EDİYORUM’
Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu “Kılıçdaroğlu dışında bir aday çıkarsa masa dağılır” demişti. Geçtiğimiz günlerde ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk televizyonunda yaptığı açıklamalarda isim vermeden; “Kılıçdaroğlu aday olmazsa masa dağılır demek yanlıştı” dedi. Biliyorsunuz Özgür Özel ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında zaman zaman önemli görüşmeler yapılıyor. Kuşoğlu ile sohbet ettik. O tarihi açıklama ve süreçte yaşananları, Kılıçdaroğlu’nun yol haritasını ve masanın bugünkü durumunu konuştuk.
‘ADAY BELİRLEMEDE GEÇ KALINDI’
Kuşoğlu önce Özel’in açıklamasına yanıt verdi. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne alışamadığını belirterek, aday belirleme sürecindeki sıkıntılara değindi. “Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan gibi bir isim olmasa, orada da sıkıntı yaşanırdı” diyerek şu mesajları verdi:
“* Altılı masada aday seçime üç ay kala belirlendi, geç kalındı. Adaylık öncelikli meseleyken, aylarca başka metinler üzerinde çalışıldı.
Bu Türkiye’de zaten yaşanıyordu, yaşanıyor. Ancak siyasetin aşırı dozda birbirini hedef alması, bunu adeta bir sözlü ya da yazılı savaşa dönüştürmesi, troll ordularının destekleriyle de ne yazık ki toplumları içinde kutuplaştırır. Bu kutuplaşma büyüyüp içinden çıkılmaz hale gelince de, hem güçsüzleşirsiniz hem de dışarıdan her türlü etkiye fazlasıyla açık hale gelirsiniz. Bu nedenle son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan- CHP Genel Başkanı Özel, MHP Genel Başkanı Bahçeli- CHP Genel Başkanı Özel arasındaki görüşme trafiğini olumlu buluyorum. Diyecekseniz ki, içinde yine siyasi adımlar barındırmıyor mu? Mutlaka barındırıyordur:
- Özel’in liderliğinin güçlenmesi,
- İmamoğlu’na karşı Özel’in güçlendirilmesinin tercih edilmesi,
- 2028’e doğru stratejik kazanma arayışları,
- Belki sistem sorunları ve bu sorunları “Kazan kazan” yöntemi ile çözme arayışları.
Bunlara daha birçok madde ekleyebilirsiniz. Yine de...
- Diyalog, birbirini anlamak,
- Karşılıklı hassasiyetlerin, emeklilerin maaşları başta olmak üzere toplumdaki sorunların konuşulması hatta ortak çözüm arayışları,
Türkiye’nin dikkat çekici katkısıyla oluşturulan 7 bakanın yer aldığı Temas Grubu Batılı ülkeler dahil birçok ülkenin başkentini ziyaret ederek, acil ateşkes ve kalıcı barış çağrısında bulunmuşlardı. Toplantılara Türkiye adına Dışişleri Bakanı Hakan Fidan katıldı. Türkiye’nin Gazze konusundaki önceliklerini, iki gün boyunca toplantı ve ikili görüşmelerde verdiği mesajları şöyle sıralayabiliriz:
TÜRKİYE’NİN TEMEL ÖNCELİĞİ
* Gazze’deki katliamın en kısa sürede durdurulması, bunun için de uluslararası toplumun acilen harekete geçirilmesi.
* Gazze’deki adaletsizliklerin daimi çözümü için iki devletli çözüme odaklanılması ve bunun yönteminde uzlaşılması. Türkiye 1967 sınırları temelinde, Doğu Kudüs’ün başkent ilan edilmesiyle, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe haiz bir Filistin Devleti kurulana kadar, Ortadoğu’da barış ve istikrarın sağlanmasının mümkün olmadığını tüm ülkelere iletiyor.
* İnsani yardımın acil ve kesintisiz biçimde Gazze’ye ulaştırılmasının sağlanması.
‘NETANYAHU BÖLGEYİ SAVAŞA SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞIYOR’
Türkiye tüm görüşmelerinde İsrail’in Gazze halkının yaşam hakkını elinden aldığını söyledi. Özellikle İsrail’i destekleyen ülkelere şöyle denildi:
* Bu adaletsizlik karşısında tepki vermeyen ülkeler var.
“İçini kanatan acını resme dökebilir misin?
İçinde yarım kalmış sevgilerin resmi kaç gecede biter?
İnsan acılarıyla nasıl barışır?
Kaç kere düşer, kaç kere kalkar, aynı döngüyü kaç kere yaşar?
Yüzünü tam güneşe çevirecek iken, ölüm döngüsü yüzünü kaç kere yere düşürür?
Sırlar; ayrı ayrı acıların yaşandığı, karanlık gözyaşı kuyularında boğulan sırlar, güçlü omuza konulan o küçük baştaki saçları okşayan büyük ellerin kokusunda köklere duyulan özlemde gizli kalan sırlar.
Bir babanın elleri, bir çınarın kökleridir.
Baba, dallarında kuşlar saklayan kocaman bir çınardır.