Yunan subayını kim heyecanlandırdı?

Yunanlı bir subay Türk tarafında ölü bulunuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Girne’de.

Ve yeni bir "Soğuktan Gelen Casus" filmi başlıyor. Uluslararası bir serüven.

İşin içine Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, yetmiyor ve hatta Birleşmiş Milletler giriyor.

Sorular hep aynı. Yunanlı subayın KKTC’de işi ne? Ne zaman ve nasıl gidiyor Girne’ye? Kim gönderiyor? Hangi amaçla? Girne’ye gidişinden kimin haberi var? KKTC tarafı Yunanlı subayı nasıl tespit ediyor? Ve hepsinin ardından, subayın ölüm nedeni ne? Öldürüldü mü? Kim, neden? Yoksa, sıradan bir ölüm mü? Sıradan ise, ölüm nedeni?

Al başına belayı.

Doç. Dr. Coşkun Yorulmaz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi. Adli tıp uzmanı. Otopsi yapıyor. Pek çok polisiye olayı otopsi ile aydınlatıyor.

İstanbul Üniversitesi ile KKTC arasında özel bir protokol var. Şüpheli durumlarda üniversitenin otopsi yapmasını öngören bir protokol. Sorular taşıyan ölümlerde KKTC Sağlık Bakanlığı, İstanbul Üniversitesi’ne başvuruyor ve adli tıp uzmanı istiyor.

Doç. Dr. Yorulmaz’a gelen telefon KKTC Sağlık Bakanlığı’ndan. "Yunanlı bir subay ölü bulundu, ölüm nedenini öğrenmek istiyoruz".

BM İŞİN İÇİNDE

"İstiyoruz" derken, çoğul eki sadece KKTC için değil. Çoğul eki, pek çok kişi ve kurumun ölüm nedenini öğrenmek isteği ile eş anlamlı.

Subay Girne’de otel odasında ölü bulunuyor. Yalnız. Durum şüpheli. Sıradan bir Yunanlı olsa, belki mesele o kadar büyümeyecek. Ama, adam subay.

Üstelik, otelde subay olduğuna ilişkin kayıt yok.

Asıl sürpriz başka: Hastanede Birleşmiş Milletler’den askeri ve tıbbi bir ekip var. İki Amerikalı, bir Pakistan askeri doktor. Ölüm nedenini Birleşmiş Milletler de bilmek istiyor.

Adam ölü olarak bulununca, Yunanlı olduğu ortaya çıkıyor. Subay olduğu ortaya çıkıyor. Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan olaya katılmak istiyor. İş Birleşmiş Milletler’e yansıyor. Birleşmiş Milletler üç askeri doktoru Girne’ye gönderiyor. Otopside hazır bulunmak üzere. Ölüm nedenini öğrenmek üzere. Zehirleme mi, başka bir öldürme biçimi mi?

Doç. Dr. Yorulmaz otopsiye başlıyor. Kameralar çalışmaya başlıyor. Çift kamera. Yorulmaz’ın vurduğu her neşter, elde ettiği her bulgu kameraya kaydediliyor.

Subaydan çıkartılan her organ tartılıyor, inceleniyor, fotoğrafı çekiliyor. BM’den gelen Amerikalı:

"Çok iyi bir otopsi, ama Yunanlılar size güvenmez, onlar da ayrıca otopsi yapar".

Bunu dikkate alan Doktor Yorulmaz öyle otopsi yapıyor ki, daha sonra başkalarının da otopsi yapmasına olanak sağlıyor. Tarttığı ve ölçtüğü organları yeniden yerlerine yerleştiriyor.

Yorulmaz’ın teşhisi:

"Kalp öyle büyümüş ki, krize duyarlı hale gelmiş. Heyecanlı bir anda, subay kalp krizi geçirmiş. Ölüm nedeni kalp krizi, kriminal bir olgu yok".

Yunanlı subay neden heyecanlanmış? Araştırılıyor ve bulunuyor. Kumardan.

Subay Rum Kesimi’nden KKTC’ye başka bir kimlikle giriyor, sırf kumar oynamak için. Kumar için kimliğini gizliyor. Kumar oynarken kazandım, kaybettim, derken heyecana kapılıyor, fenalaşıyor, zar zor otel odasına dönüyor. Odada kalp krizi geçiriyor ve ölüyor.

BM’den gelen heyet raporun doğruluğuna imza atıyor.

Serüvende son sahne ölen subayın eşinden Doktor Yorulmaz’a yazdığı mektup:

"Sizin yaptığınız otopsiye burada güven duyuldu. Ölüm nedeni, kalp krizi. Bana emeklilik aylığı bağlandı, size teşekkür ederim".
Yazarın Tüm Yazıları