Yolsuzluk ‘Komisyona havale’ değilse

SENİN, benim cebimden çalınıyor o paralar. Hepimizin bugününden ve geleceğinden çarpılıyor.

Haberin Devamı

Yıllardır gelen çalıyor, giden çarpıyor. Bunun adına genel olarak, yolsuzluk deniyor.

Sel, deprem ya da bir başka doğal afette bu kadar çok insanın hayatını kaybetmesi, binaların kibrit kutusu gibi yıkılması, hatta durup dururken aniden çökmesi yolsuzluk yüzünden.

Özelleştirmede, yatırımlarda, ihalelerde, satın almalarda, kiralamalarda, akla gelebilecek çeşitli ekonomik faaliyette katakulli dönüyor. Yolsuzluk tek taraflı değil. İki taraflı, bir yanda devlet, öte yanda özel sektör. Biri rüşvet alıyor, öteki veriyor.

Yolsuzlukla mücadele için kurulmuş Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Türkiye verileri hiç iç açıcı değil. Türkiye şeffaflıkta alt sıralarda.

Bu örgütün yolsuzlukla mücadele ve şeffaflık adına geliştirdiği bir kavram var: Dürüstlük Sözleşmesi.

KOMİSYON KURULDU


Bugünkü hükümetin iktidara gelirken, halka verdiği sözlerden biri de, yolsuzlukla mücadele.

Aradan yedi yıl geçiyor, bir süre önce nihayet yolsuzlukla mücadele için bir komisyon kuruluyor.

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlığında Adalet, İçişleri, Maliye ve Çalışma Bakanlıklarından oluşan bir komisyon. Buna TOBB ile Türk-İş temsilcileri de katılıyor.

Yolsuzlukla gerçekten mücadele edilecekse, mücadele komisyona havale edilmeyecekse, bunun koşulları var. Onlar da, Amerika’nın yeniden keşfi filan değil.

Dürüstlük Sözleşmesini hayata geçirmek gerek.

Bu toplumsal sözleşme, yolsuzlukla mücadele ve şeffaflık adına hem devlete, hem özel sektöre, yani yolsuzluğun taraflarına, yükümlülükler getiriyor.

Getirirse getirsin, yaptırımı olmadıktan sonra ne fark eder? Gerçi, yasalarda cezalar var ama, bu yetmiyor.

Onun için Dürüstlük Sözleşmesi’nin aşamaları var.

1- Kamu kurumları ihalelerde şeffaflığın sağlanması, kurallara aykırılığın ihbar edilmesi gibi yükümlülük üstleniyor, attıkları imza ile bu yönde söz veriyor.

2- Özel firmalar ise, etik dışı ve yasalara aykırı ilişkiler kurmayacaklarına ilişkin söz veriyor.

Verilen sözler yerine gelecek mi? Tam bu noktada, Dürüstlük Sözleşmesi’nin en can alıcı noktası devreye giriyor.

GENEL GÖZLEMCİ


İhale sürecini gözetlemek amacıyla, sivil toplum örgütlerinin haklarıyla donatılmış genel gözlemci seçiliyor.

Genel gözlemci ihaleleri denetliyor, ihale hakkında topluma bilgi veriyor. Yolsuzluk varsa, sıradan vatandaşın yolsuzluğun peşine düşmesini sağlayacak verileri sunuyor.

Örneğin, rüşvet veren bir firma kara listeye alınıyor ve ilan ediliyor.

Örneğin, rüşvet alan kamu görevlisinin ceza alması için, toplum harekete geçiyor.

Yolsuzluk her ne kadar iki kişi ya da iki kurum arasında geçiyorsa da, bununla mücadele sivil toplum örgütleri ve doğrudan halkın bu yönde bilinçlenmesinden geçiyor.

Haksız rekabeti önlemek. Yatırımlara daha fazla kaynak ayırmak. İşsizliği azaltmak. Ülkeye genel anlamda güven sağlamak. Sıradan vatandaşa güven aşılamak.

Bunlar yolsuzlukla mücadelenin akla gelen ilk sonuçları.

Ama, bütün bu sürecin işlemesi için, sivil toplum örgütlerinin desteği ile tarafsız genel gözlemci seçilmesi şart.

Cemil Çiçek başkanlığında oluşan komisyon, yolsuzlukla gerçekten mücadele edecekse, Dürüstlük Sözleşmesi’ne geçmesi ve oradaki kuralları uygulaması gerek.

Ve bu sürecin her aşamasını halkla paylaşması şart.

Yazarın Tüm Yazıları