Güncelleme Tarihi:
Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK, (DHA)- TÜRKİYE'nin biyoçeşitlilik haritasını ortaya çıkarmak için çalışmalar yapan Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Zonguldak'ta envanter ve izleme çalıştayı düzenlendi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce başlatılan 'Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi' kapsamında bir otelde düzenlenen çalıştaya Vali Yardımcısı Hüseyin Ergi, akademisyenler ve proje görevlileri katıldı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürü Hasan Başyiğit, biyolojik zenginliğin ortaya konulması ve korunması maksadıyla hazırlanan projenin 2013’de Kalkınma Bakanlığı’ndan onay alınarak başladığını söyledi. Çalışmalar sonucunda Türkiye'nin biyoçeşitlilik haritasını ortaya çıkaracaklarını ifade eden Başyiğit, "Bu kapsamda genel müdürlüğümüzce gerçekleştirilene çalışmalar neticesinde 2018 yılı sonuna kadar 81 ilimizde biyolojik çeşitlilik projesi tamamlanarak, ülkemizin ‘Biyolojik Çeşitlilik Haritası’nın ortaya çıkarılması hedeflenmektedir" dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Biyoçeşitlilik Daire Başkanı Hüseyin Avni Çatal ise dünyada yaklaşık 5 ila 50 milyon biyolojik canlı türü olduğunun tahmin edildiğini, yalnız 2 milyon türün teşhis edildiğini ve teşhis edilmeyi bekleyen milyonlarca türün bulunduğunu söyledi. Tüm Avrupa kıtasında yaklaşık 12 bin 500 civarında tür bulunduğunu, yalnızca Türkiye’de bir o kadar türün yer aldığını belirten Çatal, şöyle dedi:
“Bu türlerin üçte biri endemik. 3 bin 500’e yakın endemik türümüz var. Endemik türümüz ne demek; yalnızca Türkiye’de bulunan türler. Dünyada bu kadar canlı varken belki rahat olmamız gerekebilir. Ama her gün dünyada on binlerce tür yok oluyor. Şimdi diyeceğiz ki; 'yok olursa yok olsun ne olacak?' Ama derler ki; 'derdi yaratan Allah dermanı da yaratmış.' Dermanı tabiatta. Belki o yok olan türlerden bir tanesi gelecek nesillere yardım edecek. Onlar için çare olacak bir tür. Ama biz onu yok etmiş oluyoruz. Çünkü her derdin çaresi var. Nitekim dünyadaki mevcut ilaçların en az yüzde 70'i tıbbi kökenli. Ve bundan sonraki bulunacak ilaçların da çoğu tıbbi kökenli olacak.”
FOTOĞRAFLI