Güncelleme Tarihi:
Ersin ERCAN- Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, (DHA) - ZONGULDAK'ta, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan 4 eski komutan hakkında hazırlanan iddianamede örgütün gelir kaynakları belirtilerek, örgütün şirketleri aracılığıyla piyasayı ele geçirdiği, kamu mallarının üzerine çöreklendiğini görüşü savunuldu. Örgütün gelirleri arasında kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredilmesi, belediyelerce yapılan imar değişikliklerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek, veya şirketler lehine yapılması, işadamlarının şantajla saf dışı bırakılması yer alması dikkat çekti.
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmada meslekten ihraç edilen Zonguldak Garnizon Komutanı Tuğgeneral Birol Şimşek, Garnizon Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Kamil Günler, Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Hasan Doğan ile Karadeniz Bölge Komutanlığı Üst Savunma Birlikleri Komutanı Deniz Albay Mustafa Kemal Öztürk hakkında hazırlanan iddianame, Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Zonguldak Cumhuriyet Savcısı Gökhan Yüksel'in hazırladığı iddianamede şüpheliler hakkında, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.
PİYASA ÖRGÜT FİRMALARINA TESLİM EDİLMİŞ
16 sayfalık iddianamede örgütün kuruluşu, amacı, yönetim modeli, istihbarat ağı, yapılanması, haberleşmede kullandığı yöntemler, hiyerarşik yapısı ile birlikte mali yapısı ve gelir kaynakları da anlatıldı. İddianamede örgütün gelir kaynakları maddeler halinde şöyle yer aldı:
-Kamu ihalelerinin örgütle bağlantılı firmalara verilmesi.
-Örgütle ilişkili firmaların rakipleri hakkında adli ve idari işlemler yaparak, piyasanın örgüt firmalarına teslim edilmesi.
-Kurumların gizli kalması gereken finansal ve yatırım planlamaları bilgilerinin ilişkili firmalara sızdırılması.
-Kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredilmesi.
-Belediyelerce yapılan imar değişikliklerinin, örgütle ilişkili vakıf, dernek veya şirketler lehine yapılması.
-Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nda görevli adamları vasıtasıyla, iş adamlarının yurt dışı iş bağlantılarını sağlama karşılığında örgüt adına kendilerinden para alınması.
-Kamu hibe destekleme ve teşviklerinin takibi ve proje kabullerinde PDY firmalarının kayırılması.
-İş adamlarından, adli ve idari süreçlerdeki işlemlerini iş adamları lehine sonuçlandırma karşılığı alınan paralar.
-Özel hayatları ile ilgili çeşitli zafiyetleri ses ve görüntü kaydına aldırılan iş adamlarından tehdit ve şantaj yoluyla alınan paralar.
-İş adamlarının iş bağlantılarını sağlama karşılığı alınan paralar.
İddianamede örgütün sivil toplum faaliyetleri, eğitim faaliyetleri ve gönüllülük esaslı sağladığı gelirlere de yer verildi.
'DİNDARLIKTAN ZİYADE 'PARA' ÖNCELİK ARZEDİYOR'
İddianamede örgütün sosyo-kültürel ve zihin yapısının anlatıldığı bölümde ise örgüte üyelik için kesin bir kriter olmadığı Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni, Sünni, Alevi, hatta yapıya uzak duran gruplardan, ateist ya da Yahudi, Hıristiyan kişilerden üyelerin bulunduğu belirtilerek şöyle denildi:
"Bir başka ifade ile FETÖ/PDY'ye üyelik için dindar olmak veya inançlı olmak şartı aranmadığı gibi Müslüman olmak da gerekli değildir. Bu örgütün içerisinde her türlü suça bulaşmış, alkol müptelası, kumarbaz, hırsız, tefeci, rüşvetçi kişiler de vardır. Ancak örgüt anlayışında dini vecibelerin yerine getirilmesi veya Kuran'ın yasakladığı eylemlerden kaçınmaktan ziyade 'para' öncelik arz ettiğinden, himmetini veren kişinin işlediği suçun veya günahın bir önemi bulunmamaktadır. Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmiş ise işlenen günahın ya da suçun üzeri örgüt tarafından organize şekilde örtülmektedir."
ÖRGÜT MENSUPLARI EŞLERİNİ KATALOGDAN SEÇİYOR
İddianamede örgütün yönetim modeli anlatılırken de örgüt üyelerinin, iş ve özel hayatlarındaki bütün kararlarını örgütün tasarrufuna bıraktığına dikkat çekilerek şöyle denildi:
"Hatta örgüt mensuplarının evlilikleri dahi çoğu zaman bağlı bulundukları imamların izin ve talimatları doğrultusunda gerçekleşmektedir. Evlilik kararı veren örgüt mensubu bu durumu kendisinden sorumlu imama iletmekte, müstakbel eşini yine örgüte bağlı olan bayanların resimlerinin bulunduğu bir katalogdan seçmektedir. Böylece hem mensupların örgüte bağlılığı artırılmakta, hem de örgütten ayrılma durumunda ayrılan kişilerin eş ve çocukları örgüt talimatı ile kendisinden uzaklaştırılarak baskı oluşturulmaktadır."
FOTOĞRAFLI