IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2015 09:56
BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI AD ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. MELTEM TOR, 5 MAYIS DÜNYA ASTIM GÜNÜ DOLAYISIYLA AÇIKLAMA YAPTI.
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Tor, 5 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla açıklama yaptı.
Türk Toraks Derneği olarak çeşitli aktivitelerle astım hastalığı hakkında farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Meltem Tor, “Her yıl “Mayıs ayının ilk Salı günü” olarak ilan edilen Dünya Astım Gününde Türk Toraks Derneği olarak bizler de çeşitli aktivitelerle astım hastalığı hakkında farkındalık oluşturmaya çalışmaktayız. Bu yıl da “Astımınızı kontrol altına alabilirsiniz” sloganı ve “Astım ilaçlarımı doktorumun önerdiği şekilde kullanıyorum, astımdan korkmuyorum” alt sloganıyla 5 Mayıs 2015 Dünya Astım Günü’nde Zonguldak’ta Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Şebnem Kargı Konferans Salonunda saat 12:45-13:30 arasında hastalara yönelik bilgilendirme toplantısı yapılacak, ve astımla ilgili broşürler dağıtılacaktır. Bu etkinliklere hastalar, hasta yakınları, sağlık çalışanları ve tüm ilgililer davetlidir” dedi.
Prof. Dr. Meltem Tor, astım hastalığı hakkında şu bilgileri verdi:
“Astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek artmaktadır. Astım hastalığının ortaya çıkmasında etken olan faktörlere risk faktörleri denir. Astımın neden bazı bireylerde görülüp, bazılarında görülmediği işte bu risk faktörleri ile açıklanabilir. Bu faktörler kişiyle ve çevreyle ilgili olmak üzere iki gruptur. Kişisel risk faktörleri içinde kalıtım yani genetik yapı, cinsiyet ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise kalıtsal olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler, tekrarlayan akciğer infeksiyonları, sigara dumanına maruziyet, bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava kirliliği ve beslenme tarzıdır. Yakınmaları astımla uyumlu olan hastalarda yapılan muayene ve nefes ölçüm testleri ile koyulur. Astım tedavisinin amacı hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesidir. Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisi ile, astımlılar iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. Özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara gösterilmelidir. Astımlı bir hastanın gündüzleri astım yakınmasının bulunmaması, gece astım nedeni ile uykudan uyanmaması, hastalığı tedavi eden ve kontrol altında tutan ilaçları kullanırken ayrıca sık olarak hızlı etkili nefes açıcı ilaçlara gereksiniminin olmaması, nefes ölçüm testlerinin normal olması ve günlük işlerini engellenmeden yapabilmesi hastalığın tam kontrol altında olduğunu gösterir. Maalesef astımı tamamen kontrol altında olan hasta sayısı hem dünyada hem ülkemizde halen istenen düzeyde değildir. Halen 4 astımlıdan biri yılda bir kez astım alevlenme (atak) nedeniyle acil servise başvurmaktadır. Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmamasının yanı sıra, sigara dumanı, alerjenler ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve obezite sayılabilir. Ülkemizde astımlı hastaların %10’undan fazlasının halen sigara içmekte olduğu ve %30-40’nın obez olduğu bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir.”