Güncelleme Tarihi:
Harun GÖKÇEOĞLU/ÇEKEREK(Yozgat), (DHA)- BAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ, Suriye'nin kuzeyinde terör koridoru oluşturulmaya çalışıldığını anlatırken "Bu bölgede bir terör koridoru oluşturulmasına Türkiye izin vermez. Biz buna karşıyız, karşı olmanın gereklerini de yaptık, bundan sonra da yapacağız" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yozgat'ın Çekerek İlçe Belediyesi tarafından düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Bozdağ, törende Suriye'nin kuzeyinde yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, şöyle konuştu:
"Her defasında ABD'li yetkililere görüşmelerimizde PYD'nin ve YPG'nin, PKK terör örgütünün birer uzantısı olduğunu ve yaklaşık 3 bin 500 TIR dolusu silahın bunlara aktarıldığını, bu silahların kimlere karşı kullanılacağını hep sorduk, sorguladık. Bu bölgede bir terör koridoru oluşturulmasına Türkiye izin vermez. Biz buna karşıyız, karşı olmanın gereklerini de yaptık, bundan sonra da yapacağız. Bunu çok net söylüyorum. O bölgede milletimizin ve devletimizin güvenliğini tehdit edecek gelişmelere ve risklere Türkiye'nin izin vermesini hiç ama hiç kimse beklememeli. Fırat Kalkanı Harekâtı ile bu konudaki tutumumuzun laf olmadığını ve bir gerçek olduğunu ortaya koyduk ve hem terör örgütü PKK, PYD, YPG'ye hem de DEAŞ'a karşı en etkili mücadele yöntemini seçtik, gereğini yaptık. Şimdi oradayız."
"TÜRKİYE, ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİNİ OLUŞTURMAK İÇİN ORADADIR"
İdlib'de Heyet Tahrir Şam terör örgütünün hakimiyet kurmaya çalıştığını kaydeden Bozdağ, terör koridoru oluşturmak isteyen güçlerinse İdlib ile Afrin'i birleştirip, Akdeniz'e doğru giden bir koridor açmak istediklerini vurguladı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İran, Rusya ve Türkiye'nin Astana'da aldığı kararları anımsatarak şöyle konuştu:
"Türkiye hükümeti, elbette devletini ve milletini tehdit eden bu gelişme karşısında yapması gerekeni yapacaktır. Şu anda askerimiz huzur, barış, güven ve istikrarı temin etmek için İdlib'dedir. Niçin? Çatışmasızlık bölgesini tahkim etmek için. Bu çerçevede uluslararası meşruiyeti de gözeterek bu adımı attı. Hem Türkiye'ye gelecek göç akımını durdurmak hem Heyet Tahrir Şam ve benzeri terör örgütlerinin yuvalanmasını önlemek, oradan uzaklaştırmak hem PYD, YPG, PKK terör örgütlerinin oradan Afrine'e doğru gidişine ve terör koridoru oluşturmasına engel olmak hem DEAŞ'ın Türkiye'ye ve bölgeye dönük terör saldırılarını önlenmek; sınırlarımızı güvenlik altına almak, orada çatışmasızlık bölgesini fiilen oluşturmak ve bunu denetlemek ve gözetlemek için Türkiye oradadır. İşbirliği içerisinde oradadır."
"TEZKERE'YE 'EVET' DEDİNİZ, ŞİMDİ NİYE BAŞKA LAF SÖYLÜYORSUNUZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İdlib harekatına ilişkin açıklamalarını eleştiren Bekir Bozdağ şu ifadeleri kullandı:
"Kılıçdaroğlu çıkmış, 'Oradan şehitler gelirse onun sorumluluğu Erdoğan'dadır' diyor. Peki yurt dışına asker gönderme tezkeresi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde onaylandı mı? Onaylandı. CHP'nin Genel Başkanı olarak sen ve ekibin bu tezkereye 'Evet' diyeceğinizi açıkladınız ve 'Evet' dediniz mi? Dediniz. Şimdi niye başka bir laf söylüyorsunuz? Buradan vatandaşlarımızı istismar etmek için bunu söylüyorsunuz. Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden bir konuda Türkiye adım atmayacak mı? Orada bir terör koridorunun oluşmasına izin mi vereceğiz, göz mü yumacağız? Elbette adım atacağız, elbette oraya ülkemizin hukukunu korumak için gideceğiz. Gittiğimizde de eğer bir şey olduğunda onun karşısında elbette mücadelemizi yapacağız. Bu ülke için, bu millet için ve güvenliğimiz için bu ülkenin evlatları mücadelenin alasını yaptıkları gibi şahadete de gaziliğe de seve seve her zaman koştular, bundan sonra da koşacağız. Neden? Buralarda huzur içerisinde yaşamak için her yerde huzuru temin etmek de bizim görevimiz. Ama şimdi başka bir şey söylüyor. O zaman elimizi kıpırdatmayacağız demektir. 'Kuzey Suriye'de ne olursa olsun dönüp bakmayacağız, Irak'ta ne olursa olsun dönüp bakmayacağız.' Bunların mantığı bu; görmeyin, duymayın, elinizi oraya atmayın, adım adım gelsinler. Yarın Ankara'ya gelir, böyle bir şey olabilir mi? Terör örgütleriyle, PKK ile ve diğer terör örgütlerine destek veren çevrelerle milletvekilleri de beraber oluyor. Ama buradan şunu çok net söylüyoruz; kim kiminle beraber olursa olsun, biz milletimizle beraber olmaya, milletimiz ve devletimizin hukukunu bedeli ne olursa olsun korumaya ve o bedeli ödemeyi de en büyük şeref görmeye devam edeceğiz."
"KILIÇDAROĞLU VE ARKADAŞLARI MEMURA GİTSİN, ONA NİKAH KIYDIRSINLAR"
Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi veren kanun düzenlemesinde CHP'nin ayağa kalktığını belirten Bozdağ şunları söyledi:
"CHP ayağa kalkmış durumda, CHP’li kadın örgütleri ayağa kalkmış durumda, 'Olmaz böyle bir şey' diyorlar. Yahu niye olmaz? Ne yapılıyor, yanlış olan nedir? 'Müftüler nikah kıyamaz'; köy muhtarı kıyıyor, ilçenin belediye başkanı kıyıyor, belediye başkanı yetki ve görev verdiği kişi kıyıyor, konsoloslar kıyıyor. 'Bunlar kamu görevlisi, o yüzden kıyıyor.' Peki, müftü kamu görevlisi değil mi? Müftüler bugün en az ilahiyat fakültesi mezunu, pek çoğu yüksek lisans yapmış, doktora yapmış insanlar. Bu ülkenin okullarından yetişmiş, bu ülkenin kanunlarına göre memur olmuş ve görevini yapıyorlar. O da kamu hizmeti yapıyor. Bugün Türkiye'de insanlar evlendiği zaman resmi nikah kıyıyorlar mı? Kıyıyorlar. Peki resmi nikah kıyan hangi siyasi görüşten olursa olsun, yanına gidip bir de başka dini nikah kıydırıyor mu? Kıydırıyor. Bu ülkenin bir gerçeği mi? Bir gerçeği bu. Yani herkes gidip bir de onu yapıyor. İhtiyaç duyduğu için, manen öyle hissettiği için onu yapıyor. Bu bizim toplumumuzun uyguladığı bir gelenektir. Ha sen kıymazsın o senin bileceğin bir iş. Ama başka biri gider, bunu yapar. Onun için de bu kayıt dışılığı tamamen ortadan kaldıran kadınlarımızın lehine düzenleme yapan bir değişikliktir. Kaldı ki bu herkesi müftülere nikah kıymaya zorlayan bir düzenleme değildir. İsteyen müftüye gidip kıydırır, isteyen muhtara gider kıydırır, isteyen belediye başkanına gider nikahını ona kıydırır. Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları müftülerin nikah kıymasından rahatsızlarsa yolları açık, gitsin muhtara, nüfus müdürüne, belediye başkanına, belediye başkanının yetkilendirdiği memura. ona nikah kıydırsınlar. Buna mani bir hal yok. Öyleyse müftüye gidip nikah kıydıracak kişiye de sen karışma."
FOTOĞRAFLI