Güncelleme Tarihi:
Adem YAZICI- Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT, (DHA) - BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Yozgat mitinginde yaptığı konuşmada, mevcut Anayasa'nın Türkiye'nin ihtiyacını karşılamadığını, dertlerine çare olmadığını söyledi. Yıldırım, "Bakın bu Anayasa değişikliği olursa, bir daha 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi darbeler yaşamayacak. Tek patron millet olacak, siz olacaksınız. Kişi başına milli gelir 20 bin dolara çıkacak" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Yozgat Cumhuriyet Meydanı'nda yaptığı konuşmanın başında, PKK'lı teröristlerin kurduğu tuzak sonucu şehit olan Mehmetçiklere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Yıldırım, "Bu ülkeyi bölmeye hiç bir alçağın gücü yetmeyecek. Terörle mücadelemiz kararlılıkla devam edecek" dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden bir yıl daha geçmediğini, acılarının taze, öfkelerinin de bir o kadar fazla olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"15 Temmuz bir kez daha gösterdi ki; bu Anayasa ile çok daha fazla yol alamayız. Her 10 sene Türkiye bir darbeyle, bir dayatma ile karşı karşıya geldi. Mevcut Anayasa'nın her tarafı dökülüyor. Anayasayı yapan darbeciler yok olmuş gitmiş. Bu dünyadan öbür dünyaya gitmiş, hala bunların anayasası ile devam etmek mecburiyetinde miyiz? Bu Anayasa dertlerimize çare bulamıyor,Türkiye'nin gelişen ihtiyacını karşılamıyor. Siyasetteki dertlerin dermanı millettir. Milletin iyileştiremeyeceği, tedavi edemeyeceği hiç bir hastalık, dert yoktur. Biz de bu anlayışla MHP ile bir araya gelerek Türkiye'nin bu artık işe yaramayan, sorunlara çözüm üretmeyen bu Anayasasını değitirmek için çalışma yaptık. Bu değişikliği Meclis'e götürdük, oyladık ve Meclis kabul etti. Ancak Meclis'te vekillerin kabul etmesi yeter mi? Kim karar verecek, yiğidin harman olduğu Anadolu, Yozgat karar verecek. Çünkü bizim dalgalı denizde tek limanımız, tek sığınağımız millettir."
HDP VE CHP BU DÖNEMDE İKİZ KARDEŞ GİBİLER
Bu değişiklikleri yaparken bütün siyasi partilerin katkı yapmasını isteyip, millete götürmek istediklerini belirten Başbakan Yıldırım, "Bu çağrımıza olumlu yanıt sadece Milliyetçi Hareket Partisi'nden geldi. Sayın Kılıçdaroğlu'na dedik ki; Gel bu kervana sen de katıl. Bu tarihi adımda senin de bir katkın olsun. Eğer bizim hazırladığımız Aanayasa değişikliğini beğenmiyorsan, o zaman kendin bir teklif hazırla, getir ikisini de Meclis'te oylayalım, millete götürelim. İkisini de millete götürelim. Diyelim ki eyy ahali, sevgili vatandaşlarım işte iki tane teklif var, birisi CHP'nin ve onu destekleyen HDP'nin, birisi de bizim milletin partisi Ak Parti ile milliyetçi ülkücü kardeşlerimin hazırladığı Anayasa. Millet karar versin, hangisini karar verirse, başımızın üstünde yeri var. CHP ne yaptı, Mecli'te kürsüyü işgal etti, her türlü rezaleti çıkardı. HDP ne yaptı, hendek kazmaktan bu işlere vakit bulamadı. Bakın Kürt kardeşlerimizin verdiği oylara ihanet eden bu HDP, gitti Kandil'in emrine girdi. Milletin oyunu Kandil'e peşkeş çekti. HDP ve CHP bu dönemde adeta ikiz kardeş gibiler. İkisi de hep bir ağızdan hayır şarkısı söylüyorlar. Şimdi gün yaklaştıkça bitane milletvekili çıkıp densiz densiz konuşuyor. Ne diyor; 'İstiklal Savaşı'ndaki gibi eğer buradan evet çıkarsa, evet verenleri, nasıl Yunan'ı denize döktüğümüz gibi İzmir'den denize dökeceğiz. Densiz, alçak, sen kimsin bu milleti böyle tehdit etmeye" dedi.
KİŞİ BAŞINA MİLİ GELİR 20 BİN DOLARA ÇIKACAK
CHP ve HDP'nin kol kol kola girmesine şimdi de Avrupa'nın, buradaki bazı yöneticilerin Türkiye'ye karşı ibretlik bir tavır içinde olduklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, "Bazı siyasetçiler, gazeteciler PKK' ve FETÖcü teröristlere adeta kol kanat germiş vaziyetteler. Kardeşim siz kendi ülkenize bakın. Katil PKK'ya, FETÖ'ye kucak açmak, ülkenizi damarlarınıza kadar zehirler. Bunların hepsi terör örgütü, hepsi insanlığın, çağımızın belası. Bunların derdi başka, yükselen Türkiye'nin önünü kesmek, Anayasa oylamasında 'evet' çıkarsa, dünyanın en büyük hava limanı hızla tamamlanacak ve bitecek. Bunların derdi başka. Yeni köprüler, otoyollar, hastaneler, limanlar yapılmaya devam edecek. Ne istiyorlar; yapılmasın. Kişi başına milli gelir 20 bin dolara çıkacak, çıkmasın. Bölünmüş yol uzunluğu kat be kat artacak, artmasın. Yozgat'a hızlı tren gelecek, gelmesin. Yeni organize sanayi bölgeleri kurulacak, kurulmasın, Doğu'da, Güneydoğu'da yeni fabrikalar kurulacak, işsizlere iş verilecek, aş verilecek, Türkiye büyüyecek milletimiz kalkınacak. Sakın bunların hiç birisi olmasın, bunun için uğraşıyorlar. Terör örgütlerinin sırtını sıvazlıyorlar, her türlü hayır propagandasını yaptırıyorlar. Bekir Bozdağ gidiyor, Almanya'da konuşturulmuyor. Bunun hesabını soracak mısınız, cevabını verecek misiniz?" diye sordu.
TÜRKİYE, YENİ ANAYASA İLE TERÖR BELASININ ÜSTESİNDEN GELECEK
Başbakan Yıldırım, Anayasa değişikliği ile Türkiye'nin terör belasının üstesinden geleceğini belirtirken şöyle devam etti:
"Bakın bu Anayasa değişikilği olursa, bir daha 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi darbeler yaşamayacak. Tek patron millet olacak, siz olacaksınız. Milletin iradesi dışında hiçbir irade kalmayacak milet. Yeni Anyasa ile Türkiye terör belasının tamamiyle üstesinden gelecek. Onun bunun kolu kanadı altında gezen, terör örgütleri artık ortalıkta dolaşamayacak. Biz memlekete hizmet ederken, Türkiye'yi kalkındırırken, refahı, huzuru artırırken sizden izin mi,icazet mi alacağız? Bizim Allah'tan sona tek hesap vereceğimiz aziz Türk milletidir. Yeni anayasa ile Avrupa, CHP ne derse desin, Türkiye 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerleyecek. Büyük gün yaklaşıyor."
PUSULA BOZULDU, YOL GÖSTERMİYOR
Ak Parti'nin 15 yıldır arkasında, sağında, solunda, Anadolu'nun tertemiz insanlarını görmeden bir adım atmadığını belirten Başbakan Binali Yıldırım, "Milletin yolundan başka hiçbir yolu tanımadık, kirli pazarlığın içinde olmadık, Anayasa bir ülkenin pusulasıdır. Pusula bozuldu, yol göstermiyor. Sürekli engeller, dayatma, sürekli darbe tehditi. Türkiye zaman kaybediyor zaman. Ak Parti'den önceki dönemi, 2001'i hatırlayın. O gün doğan çocuklarımız bugün 15 yaşını geçti, onlar bilmez. Ama anneleri babaları bilir, Cumhurbaşkanı bir şey söylüyor, Başbakan başka bir şey söylüyor. Sonra Anayasa kitapçığını fırlatıyor Başbakanın kafasına. Ondan sonra olan oluyor? Bedeli millet ödüyor millet. Sabah uyanıyoruz cebimizdeki para yarı değerine düşmüş, borç iki kat artmış, Merkez Bankası'ndan dövizler uçmuş gitmiş, faizler yüzde 7 bin 500'ü geçmiş. Bu acı tecrübeleri yaşadık. 2001 krizi yaşandı, bu krizin Türkiyye maliyeti 638 milyar lira. 2002'den 2011'e kadar bu borçları ödedik. 638 milyarı borçlara, faizlerine ödemeseydik, ne yapabilirdik. 74 tane daha Yavuz Sultan Selim köprüsü gibi köprü yapardık. 140 tane Avrasya Tüneli, 34 tane Marmara Tüneli, 15 tane Kanal İstabul yapardık. 127 bin kilometre bölünmüş yol yapardık. Kişi başı milli gelirimiz 11 bin dolar değil, 14 bin dolar olurdu. Anayasa kitapçığı fırlatılmasının bedeli bu" dedi.
SİYASİ YASAK GETİRDİLER
2002'den sonra Ak Parti'nin çıktığını belirten Başbakan Binali Yıldırım şöyle devam etti:
"Kurucu genel başkanımıza siyasi yasak getirdiler, milletvekili olmasını engellediler. yetmedi, Ak Parti'yi kapatmak için dava açtılar. Yetmedi, Cumhurbaşkanının seçilmesini engellediler. Bu işin arkasında da bugün hayır kampanyası yapan CHP var CHP. CHP'nin bu memlekete bir hayrı, güzel işi yok. Ne kadar hayırsız iş varsa, her yerde CHP. Hayırdan hayır gelmez, CHP'den hiç hayır gelmez bu memlekete. Hayırcılardan bir şey duydunuz mu? Korku, tehdit, karamsarlık. Sayın Kılıçdaroğlu kahvecilerle, minibüsçülerle, muhtarlarla bir araya geliyor, 16 Nisan'da evet verirseniz, muhtarlıklar kapanıyor, iş adamları ile toplantı yapıyor, '16 Nisan'dan sona evet çıkarsa fabrikalarınıza, mallarınıza el konacak.' Yav kardeşim; gün görmemiş yalan var bunda. Bu kadar da olmaz be kardeşim. Yeni Anayasada de var, ne getiriyor; huzur var, güven var, millet iradesi var. Patron millet, darbecilere, vesayetçilere ekmek yok. Çalışmadan, yorulmadan ter dökmeden iktidar yok. Onun için hayır, hayır diye bağırıyorlar."
ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN DE HAYALİ BAŞKANLIK SİSTEMİYDİ
Başbakan Yıldırım, 1950'den bu güne kadar 67 yılda 48 hükümet kurulduğunu belirtirken, "Almanya'da 15 tane, Fransa'da o kadar, İngiltere'de daha az. 17 ayda kurulan bir hükümetten hayır gelir mi? Hızlı tren, barajlar, şehir hastaneleri yapılır mı?" diye sordu. 5 Nisan'ın rahmetli Türkeş'in 20'nci ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Alparslan Türkeş'in de hayali başkanlık sistemiydi. Milliyetçilerle, Alperenlerle bir olduk, Başbuğun hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Biz bu eski Türkiye siyasetinin aksayan yönlerini ortadan kaldırmak istiyoruz. Artık milletin kararının üstünde başka karar olsun istemiyoruz. Sistemin tıkanan, iflas edenen yönlerini bir bir elden geçiriyoruz, 16 Nisan'dan itibaren daima istikrar güven ve kalkınma. Yüzde 50 alabilmeki için Doğu'dan da, batıdan da, kuzeyden de, güneyden de oy alacaksın. Aksi halde iktidarı göremezsin. Kulağının arkasını görsen bile iktidarı göremezsin. Onun için avaz avaz bağırıyorlar, hayır diye çalışıyorlar. Bu sistemde çalışmak var çalışmak" diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasını tamamladıktan sonra beraberindekilerle birlikte Yozgat Şehir Hastanesi'ni gezdi, Kırıkkale'ye hareket etti.
FOTOĞRAFLI