Güncelleme Tarihi:
YOZGAT (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terör örgütünün propagandasını yapan bazı akademisyenlerin tutuklanmasına ilişkin, "PKK terör örgütüne ve eylemlerine, teröristlere, manevi destek anlamı taşıyan ve bunu da çok açık bir şekilde her satırında gördüğümüz bir metne Sayın Kılıçdaroğlu katılıyor mu katılmıyor mu? Bu akademisyenlerin yayınladığı metnin altına Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sıfatıyla imzasını atabilir mi atamaz mı?" dedi.
Bozdağ, Yozgat'taki programı sırasında bir gazetecinin "Türk Ceza Kanunu'nda terör ve terörist tanımı yeniden yapılacak mı?" şeklindeki sorusunu, ''Türk Ceza Kanunu'nda ve diğer özel ceza kanunlarında çalışmalarımız devam ediyor. Şuanda çalışmalar üzerinde netleşmiş bir şey yok ama bu konular da dahil diğer konularda çalışmalarımız sürüyor.'' diye yanıtladı.
Terör örgütü propagandası yapmak suçundan tutuklanan bazı akademisyenlerle ilgili soru üzerine de Bozdağ, tutuklama konusundaki takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğunu ifade etti.
Tutuklama konusundaki kararın eleştirilebileceğini, "mahkeme kararları eleştirilmez" diye bir kural olmadığını belirten Bozdağ, şunları söyledi:
"Ama ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun tutuklama kararına gösterdiği tepki gibi bu akademisyenlerin yaptığı açıklamaya, bu açıklamanın içerisindeki görüşlere de tepki gösterip göstermediğini merak ediyorum. Bildiğim kadarıyla Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir tepki göstermedi. PKK terör örgütüne ve eylemlerine, teröristlere, manevi destek anlamı taşıyan ve bunu da çok açık bir şekilde her satırında gördüğümüz bir metne Sayın Kılıçdaroğlu katılıyor mu katılmıyor mu? Bu akademisyenlerin yayınladığı metnin altına Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sıfatıyla imzasını atabilir mi atamaz mı? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni suçlayan, terör örgütünü aklayan, oradaki hendekleri, barikatları, tuzakları, askerimize, polisimize yöneltilen roketleri, bombaları, silahları, mermileri, şehitleri görmeyen ama her şeyi gördüğünü zanneden bu kişilere karşı siz gerçeğe neden körsünüz, gerçeğe neden sağırsınız, olup bitenleri neden terör örgütünün gözüyle, aklıyla, kulağıyla algılıyor ve değerlendiriyorsunuz? Biraz objektif olun, bu kadar olup bitenlerde terör örgütünün hiç mi suçu yok, hiç mi bir tane kusuru yok?"
Ankara'daki terör saldırısında onca insanın şehit olduğunu, buna o akademisyenlerin destek verdiği terör örgütünün canlı bombasının neden olduğunu anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Kılıçdaroğlu'na soruyorum; o zaman Merasim Sokak'taki canlı bomba, Güvenpark'taki canlı bomba, Sultanahmet'te, başka yerlerdeki canlı bombalar var. O zaman bu bombayı patlatan terör örgütlerine, kalbi, fikri, manevi destek verenlerle, destek çıkarak acaba bu canlı bombayı patlatanlara da destek çıkmış olmuyor mu? Soruyorum bu canlı bombayla ilgili eleştirileri Sayın Kılıçdaroğlu yaptı, o zaman bu canlı bombaları üreten, kirli iklimi büyüten, besleyenlere karşı da Sayın Kılıçdaroğlu'nun söyleyeceği laflar olması lazım. Maalesef söylemiyor.''
- Belçika hükümetinin PKK'ya çadır kurma izni
Bir gazetecinin, Belçika hükümetinin, terör örgütü PKK'ya Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılacağı Türkiye-AB zirvesinin yapılacağı AB Konsey Binası'nın hemen arkasında çadır kurmasına izin vermesi konusundaki görüşlerini sorması üzerine Bozdağ, terörün dini, milliyeti, vatanı olmadığının, nerede ve kime karşı olursa olsun, hedefi ne olursa olsun, terörle uluslararası toplumun birlikte ve dayanışma içerisinde mücadele etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Diğer ülkelerde terörle yeterince mücadele edilmediğini ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa’da bir saldırı olduğunda ayağa kalkanlar, Türkiye’de benzer saldırılar olduğunda ayağa kalkmıyorlar maalesef. Paris’te bir saldırı oldu, Paris’te herkes yürüdü. Ama dikkat edin Türkiye’de garın önünde, Merasim Sokak'ta, Güvenpark’ta, Sultanahmet’te, Suruç’ta, pek çok yerde terör saldırıları oldu. Yüzlerce vatandaşımız bu saldırılarda hayatını kaybetti, pek çok insanımız yaralandı. Sadece taziye mesajları var, üzüntü mesajları var. Ama bu saldırıları yapan teröristlere dönük, hiçbirinde operasyonlar yok, hukuklar işletilmiyor. Belçika’da başka ülkelerde de bu saldırıları yapan terör örgütleri, legal görünümlü bir takım yapılarla terör faaliyetlerinde bulunuyorlar. Dernekleri, vakıfları, para toplayanları var. Türkiye tarafından yakalama kararı çıkartılan azılı teröristler, kırmızı bültenle arananlar oradalar. Ama onların gözü önünde faaliyet yapıyorlar, hiç bir şey yapmıyorlar. Belçika’da da Fehriye Erdal yıllarca himaye edildi. Türkiye'nin yetiştirdiği çok değerli bir iş adamını öldürmüştü. Ama iade etmiyorlar. Onlara bir çete gözüyle bakıyorlar. Terör örgütü gözüyle bakmıyorlar. Onun için diyoruz ki; Avrupa'daki dostlarımıza, ülkelere terör konusunda çifte standartlı olmayalım. Terör örgütü hangi örgüt olursa olsun. Hedefinde hangi ülke, millet, grup olursa olsun, ona karşı birlik beraberlik içerisinde olalım."
Bozdağ, DAEŞ gibi PKK'nın da "vahşi canavar terör örgütü" olduğunu, DAEŞ nasıl kural tanımadan herkesi katlediyorsa, PKK’nın da aynısını yaptığını dile getirdi.
Güvenpark’ta durakta beklerken yaşamını yitiren insanların sivil olduğunu, aralarında kadınların, çocukların , yaşlıların, gençlerin bulunduğunu belirten Bozdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Onların bir günahı var mı? Durakta bekleyenlere gidip orada canlı bomba, onların hayatını yok eden terör örgütü bunu kabul edecek. Sonra siz kalkıp, terör örgütünün canlı bombalarını, askere, polise kurşun sıkan teröristlerin resimlerini içeren bir sergiye izin vereceksiniz. Bunun adı çifte standarttır. 'Türkiye’ye karşı terör olursa bizim için bir sorun yok' demektir. 'Bize karşı bir terör olursa hep beraber hareket edelim' demek fevkalade yanlış bir durumdur. Umarım ki bu konularda daha fazla çifte standarda devam etmezler, işbirliğine yanaşırlar. PKK terör örgütüne karşı kağıt üzerinde değil gerçekte operasyon yaparlar. Belçika hükümetinden beklentimiz bu yöndedir. Geçmişte üçlü bakanlar zirvesinde de biz bu konuları muhataplarımızla detaylı görüştük. Kendilerine Türkiye’nin görüşlerini ve taleplerini ilettik. Onlar da ilgileneceklerini söylediler. Ama bu görüşmeden sonra ortaya çıkan bu fotoğraf bizi fevkalade üzmüştür. İlgilenmenin böyle olmaması gerektiğini düşünüyoruz.''
(Sürecek)