Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: Fransa’daki emekçi kardeşlerimiz için endişeliyiz

Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) -  EĞİTİM-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Fransa’da yaşanan işçi protestolarıyla ilgili olarak, “Fransa, kendi ülkesindeki insanların hakkını gasp etme yerine, onları gün aşırı çalışmaya zorlama, sermayenin kapitalizmin esiri olma yerine oradaki emekçilerin hakkını vermeli” dedi.
Yalova’da sendikasının yeni hizmet yerinin açılışına katılan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, her kesimin kazandığı bir toplu söyleşmeyi ortaya çıkardıklarını söyledi. Yalçın, “Memur-Sen ailesi bu ülkede birliğin, beraberliği, kardeşliğin, samimiyetin teminatı bir teşkilat. 1 milyona yaklaşan üye sayısıyla bu ülkede demokratik zeminin güçlenmesini, ülkedeki demokrasinin türbülanstan çıkmasının, ham demokrasinin tam demokrasi olmasını, geçmişten bugüne gelen bariyerlerin, barikatların birikmiş olan tortuların ortadan kaldırılmasını, bu ülkenin yaşanabilir bir ülke olmasını sağlama noktasında, şimdiye kadar üzerine düşeni yerine getirmiş bir teşkilattır. Bundan sonra da aynı gayret ve azimle bu yolculuk devam edecektir. Biz Memur-Sen ailesi olarak bu sene 213 kazanımla, 5 milyon 100 bin insan için masaya oturduk ve güzel bir toplu sözleşme gerçekleştirerek herkesin kazandığı, her kesimin kazandığı bir toplu sözleşmeyi ortaya çıkardık” dedi.
Fransa’da çalışma yasa tasarısı nedeniyle yaşanan protestolara değinen Yalçın, oradaki işçiler için endişeli olduklarını söyledi. Yalçın şöyle konuştu:
“Dünyanın her tarafında emek mücadelesi, ekmek mücadelesi aziz kabul edilir. Gözyaşı ve alın teri dâhil olduğu için mazlumun, mağdurun dini sorulmaz. Dolayısıyla onların emeğinin karşılığını alması, bizim dinimizde alnının teri kurumadan hakkını verin diye öğütlenir. Şu an dünyanın çeşitli yerlerinde sıkıntılar yaşanıyor. Fransa’da emekçiler, alın teriyle çalışanlar, şu an haklarının gasp edilmesi dolayısıyla ciddi sıkıntılarla boğuşuyorlar. Fransa’daki emekçi kardeşlerimiz için endişeliyiz. Onun için Fransa, oradaki emekçilerin hakkını vermeli, Türkiye’deki ‘gezi’dekilere selam çakarak, caka satarak Türkiye’ye hava atarak, alabileceği mesafe yok. Kendi ülkesindeki insanların hakkını gasp etme yerine, onları gün aşırı çalışmaya zorlama, sermayenin, kapitalizmin esiri olma yerine, oradaki emekçilerin hakkını vermeli. Oradaki emekçileri sokaktan geri çekecek adımları bir adım önce atmalı. Onlar Gezi’deki Gezi zekâlılar, çapulcular için endişeliydiler. Biz onlar için değil, onlar bu ülkede bu ülkeyi karıştırmaya ayarlanmış bubi tuzağı gibi bu ülkenin huzuru, sükûnun bozmaya ayarlanmış kitlelerdi ve faiz lobisinin küresel lobinin adamlarıydı. Ama şu an Fransa’da emekçiler çalışma saatinin 12 saate çıkarılması, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi gibi çok radikal çok ağır insani olmayan kararların alınması dolayısıyla haklarını arıyorlar. Memur-Sen ailesi olarak buradan bu hissiyatımızı ifade ediyoruz. Emekçiler için orada yaşanan tablolardan devletin şiddetinden endişeli olduğumuzu buradan belirtiyoruz.”

FOTOĞRAFLI