Güncelleme Tarihi:
Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) - YALOVA’nın Çınarcık ilçesinde, 2016 yılında, Alman Rita Darı Winkler'in (39) öldürdükten sonra varile konulup, götürüldüğü Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde gömülerek, üzerine beton dökülmesiyle ilgili davadan karar çıktı. Cinayet şüphelisi Ali Kemal Seyhan'a (48) ömür boyu hapis cezası verildi. 'Delilleri yok etmek' suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan kardeşi Hüseyin Muharrem Seyhan (46) ise tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak, tahliye edildi.
Antalya'da kuaförlük yapan Rita Darı Winkler, 2016 yılında, İstanbul'da kaldığı otelden ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamadı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce yürütülen soruşturma kapsamında, Winkler'in arkadaşı Ali Kemal Seyhan'nın ifadesi alındı. İfadesinde, ilişkisinin olduğu Rita Darı Winkler ile birlikte Yalova'nın Çınarcık ilçesine gidip, geldiklerini ileri süren Seyhan, serbest bırakıldı. Daha sonra Ali Kemal Seyhan'ın kardeşi Hüseyin Muharrem Seyhan da gözaltına alınarak, ifadesine başvuruldu. Hüseyin Muharrem Seyhan'ın ifadesinden yola çıkan ekipler, Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki bir evin bodrumunda Winkler'in parçalara ayrıldıktan sonra gömülüp, üzerine beton dökülen cesedine ulaştı.
Cesedin gömülmesinde yardımcı olduğu öne sürülen Hüseyin Muharrem Seyhan, tutuklanırken, cinayet şüphelisi Ali Kemal Seyhan da geçen yılın Eylül ayında Almanya'da yakalanıp, Türkiye'ye iade edildi. Ali Kemal Seyhan, işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp, kardeşinin konulduğu Silivri Cezaevi'ne gönderildi.
'SUÇUMU KABUL ETTİM'
Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’nde, haklarında 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, ruhsatsız silah bulundurma ve yağma' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan Ali Kemal Seyhan ve kardeşi Hüseyin Muharrem Seyhan’ın yargılandığı davada savcı, mütalaasını açıkladı. Tutuklu Seyhan kardeşler, duruşmaya Silivri Cezevi’nden Ses ve Görüntülü Bileşim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Cumhuriyet Savcısı Muhittin Üzmez, mütalaasında, Ali Kemal Seyhan’a Çınarcık’ta cinayeti işlediği ve maktulün öldürüldükten sona bacaklarının kesildiğinin Adli Tıp Kurumu raporuyla belli olduğu gerekçesiyle 'canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme' suçu yerine 'kasten öldürme' suçundan ceza verilmesini talep etti. Savcı Üzmez, Hüseyin Muharrem Seyhan’a ise 'suç delillerini yok etme' suçundan ceza verilmesini istedi.
Duruşmada son sözü sorulan Hüseyin Muharrem Seyhan, suçsuz olduğunu ve olayla ilgisi bulunmadığını ileri sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Ali Kemal Seyhan ise “Ben suçumu kabul ettim. Ailem boşanma davası açtı, durum bu vaziyete geldi. Bunu ben istemedim” dedi.
KARDEŞLERDEN BİRİNE ÖMÜR BOYU HAPİS, DİĞERİNE TAHLİYE
Kararı açıklayan Mahkeme Heyeti Başkanı Dursun Hayati Yurtbaşı, sanık Ali Kemal Seyhan’ın 'tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek ve bir suçu gizlemek', 'delillerini ortadan kaldırmak ve işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmek suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmışsa da kabul edilen oluş şekline binaen sanığın kasten öldürme' suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini söyledi. Sanık Ali Kemal Seyhan’a ömür boyu hapis cezası verildi. Seyhan, ayrıca ruhsatsız tabanca taşıdığı gerekçesiyle de 6 yıl hapis ve 500 gün adli para cezasına çarptırıldı.
Mahkeme Başkanı Yurtbaşı, yine aynı suçlamalarla hakkında dava açılan Hüseyin Muharrem Seyhan için ise 'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası istedi. Hüseyin Muharrem Seyhan'ın tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak, adli kontrol kararıyla tahliyesine karar verildi.
ÜST MAHKEMEYE BAŞVURULACAK
Duruşma sonrası gazetecilere açıklama yapan Alman Rita Darı Winkler'in ailesinin avukatı Salim Baki, şunları söyledi:
“Bundan sonraki süreç yüksek mahkemedir. Bu süre içerisinde bizim birtakım eksiklikler gördüğümüz maddi vakaların incelemesiyle ilgili dilekçe verdik. Sanıkların ve tanıkların ifadelerindeki bir takım çelişkilerin açıklanması için. Bunları mahkemenin takdirine bıraktık. Mahkemenin takdiri bu yönde değildi. Yeterli gördü şimdiye kadar olan açıklamaları. Tabi ki öldürülen, katledilen kişinin ailesini bir nebze rahatlatır mı bu karar bilmiyorum. Bundan sonra üst mahkemeyle devam edecektir her iki taraf açısından da. Bu suça katılmış olan kişilerin ifadelerindeki birtakım çelişkileri raporlarla beraber teyit ettik, delillendirdik. Bu konunun biraz daha araştırılmasını düşünüyorduk ancak mahkeme yaptığı araştırmada bunu yeterli gördü; ancak bu hukuki süreçte devamını düşüneceğiz. Bu karar bir noktada öldürenin tespiti konusunda doğrudur. Bu bizim kabul edeceğimiz bir nokta. Ancak orada ek unsurları ve bu suça katılanlar açısından araştırmanın tamamının yapılıp yapılmadığı konusunda tekrar değerlendirip üst mahkemeyle ilgili sürece devam etmeyi düşüneceğiz.”
Türkiye’deki mahkemeleri takip ettiğini söyleyen Winkler'in teyzesinin arkadaşı Abraham Akbıyık ise “Beni üzen; mahkeme, Adli Tıp raporunu düşündüğüm tarzda kale almadı. Hunharca, eziyet ederek, üzerinde sigaralar söndürerek, ellerini tellerle bağlayarak, arkadan vurulduğu şeklinde gayet açık Adli Tıp raporları varken, mahkeme, çok erken karar aldı. Türk adaletine güvenmekten başka da yapacak bir şey yok” dedi.
FOTOĞRAFLI