IHA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2016 13:53
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bilimi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, önlem alınmaması halinde Bendimahi çayının ölü bölge haline geleceğini ve burada balık yaşamının son bulacağını söyledi.
Van gölü havzasının biyolojik çeşitlilik bakımından en önemli çayı olan Bendimahi çayının 4 kilometrelik bir kısmında kanalizasyon akıtılmasından dolayı yaşam son buldu. Bendimahi çayında balık popülasyonu üzerinde araştırma yapan YYÜ Su Ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bilimi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, 12 aydır balık popülasyonunu etkileyen faktörle ilgili Bendimahi çayı üzerinde yaptığı araştırmada ilginç bir sonuçla karşılaştı. Prof. Dr. Sarı, Van gölü havzasında biyolojik çeşitlilik bakımından önemli bir değere sahip olan 30 kilometrelik Bendimahi çayının 4 kilometresinde tek bir balık bulamayınca ölü bölge oluştuğunu belirledi.
Prof. Sarı ve ekibi, ölü bölgenin, Muradiye şelalesinin arıtma tesislerinin çalışmamasından dolayı kanalizasyonların çaya akıtılmasından kaynaklandığını belirledi. Sarı, bir yıldır Bendimahi çayının 30 kilometrelik bölümünde araştırmayı yürüttüklerini belirterek şöyle konuştu:
"Bu çalışmada çayda 5 tür balık gözlemledik. Bu balıklar yüz yıldır bu çayda yaşıyordu. Ancak son 10 yıldır Muradiye İlçesinin kanalizasyonun döküldüğü 4 kilometrelik bölgede tek bir balık yok. Yani burada ölü bölge oluştu. Biyoçeşitlilik bakımından bu kadar kıymetli olan bir çayda, önlem alınmaması halinde yaşam son bulacak. Oluşacak ölü bölgelerin yeniden ortadan kaldırılması uzun zaman alacaktır."
Bendimahi çayının Van gölüne dökülen en büyük debiye sahip akar sulardan biri olduğunu ifade eden Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz Bendimahi çayının 30 kilometrelik güzergahında bir çalışma yürütüyoruz. Bu çalışma kapsamında çayda yaşayan balık popülasyonlarını görmeye çalışıyoruz. Balık popülasyonlarını etkileyen fiziksel ya da insan etkisi ile oluşmuş yapı ve faktörler var mı. Geçen yıl şubat ayında çalışmaya başladık, bu 2016’nın Ocak ayında bugünkü son arazi çalışmasıyla da bu projeyi tamamlamış oluyoruz. Yaptığımız bu 12 aylık çalışma süresince 5 tür balığa rastladık. Genel anlamda çayın tamamında. Sazan var, sazangillerden kapueta var. Siraz (kum balığı) yerel adıyla ‘gogort’. Çöpçü balığı var. Dere inci kefali var. Hiç Van gölüne gitmez sadece burada yaşıyor. Üreme zamanında inci kefali geliyor dolayısıyla burada 5 tür balık var. Bu 5 tür balık 30 kilometrelik güzergahda bundan yüz yıl önce her tarafına dağılıyordu. Mesela sazan en son buraya geliyor. Balaklı mahallesinin aşağısına geliyor. Yukarılarda sazana az rastlanır. Dere inci kefali sadece yukarı kısımlarda oluyor. Aşağı kısımlar ve Muradiye’nin daha yukarısında rast gelmiyoruz. Kapuetaya her tarafta rastlıyoruz. Ancak bu 12 ay yaptığımız ve fark ettiğimiz bir şey var. Şu an burada açıklama yaptığımız bölgede 12 ay boyunca bir balığa rastlamadık."
DİLİM SÜRÇMEDİ BİLEREK KONUŞTUM
Yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda bir güzergahta her ay yaptığı çalışmalarda bir balığa rastlayamadıklarını anlatan Sarı, şöyle konuştu: "Bunun nedenini araştırdığımız zaman karşımıza Muradiye kanalizasyonu çıkıyor. Hemen şu üst tarafımızda bir arıtmama tesisi var. Dilim sürçmedi. Bilerek söylüyorum, ’arıtma değil arıtmama tesisi’ bunlar. Eğer siz bir ilçenin bir kentin artıklarını boruyla toplayıp bir yere getirip onu da arıtmadan doğrudan bu çaya verirseniz işte böyle ölüzon oluşur. Bu arıtma tesisinde Muradiye’nin atıkları geliyor, hiç araştırmadan doğrudan Bendimahi çayına veriliyor ve bu bölgede ölüzon oluşmuş bir durumda balıklar açısından. Sadece üreme zamanında inci kefali buradan yukarı geçiyor. Az sıcaklar arttığı zaman burada balık ölümleri görüyoruz. Onun nedeni de o. bu arıtmama tesisi. Dolayısıyla bilimsel olarak 12 aylık çalışmanın sonucunda tespit edilmiş oldu. Biz buradan bu arıtmama tesisini çalıştıracak olan kurumlara, bunu denetleyecek olan kurumlara çağrıda bulunuyoruz."
Bendimahinin Van gölü havzasında biyoçeşitlilik açısından çok kıymetli bir çay olduğunu anlatan Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradaki bu ölüzonun ortadan kalkması için kanalizasyonun dereye girmesini engellenmesi gerekiyor. Kim engelleyecek bunu arıtmama tesisini çalışmaktan sorumlu kurum kimse, o çalıştırması lazım. Olmadı her halde bunu denetleyecek başka bir kurum var. Bu kurumlarda bunu denetleyip çalışır hale getirmeleri gerekiyor. Şu an eğer bu yapılmazsa korkumuz bu ölüzonun yukarı doğru yayılmaz ama aşağı doğru Bendimahi deltasına kadar sulak alana kadar yayılmasından endişe duyuyoruz. Kurak periyotları olduğu yıllarda bu çok hızlı yayılabilir ve bu ölüzonların ortadan kaldırılması daha sonraki yıllarda çok uzun yıllar çabayı gösterir. Onun için tekrar tekrar altını çizerek diyoruz ki Bendimahi çayına akan Muradiye’nin kanalizasyonu, tabii ki yukarı bölgede de Çaldıran’ın kanalizasyonu akıyor. Bendimahi çayına akan tüm kanalizasyonların kesilmesini, arıtıldıktan sonra çaya verilmesini talep ediyoruz.”
Yaklaşık 10 yıldır burada balık olmadığını gözlemlediklerini ifade eden Prof. Dr. Sarı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ama her gözlediğimiz zaman düzenli bir yıla yayılan düzenli araştırmalar yapmadığımız için hep şöyle düşündük, belki bize denk gelmedi. Olurya o an denk gelmez. Ama son 12 aylık periyodik çalışma gösteriyor ki burada bir tesadüf yok çok düzenli bir kirlilik kaynağı var. Bu kirlilik kaynağı ortadan kaldırmadığı için burada 3-4 kilometre uzunluğunda bir ölüzon oluşmuş durumda. Bu yüzden bu ölüzonun ortadan kaldırılması gerekiyor.”