IHA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2015 12:05
AK PARTİ TUŞBA İLÇE BAŞKANLIĞI DANIŞMA MECLİS TOPLANTISI YAPILDI.
AK Parti Tuşba İlçe Başkanı Nayif Şabu, “Bir gün gelecek tarih Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt halkı için verdiği mücadeleyi de yazacak, bunu inkar edenleri de” dedi.
AK Parti Tuşba İlçe Başkanlığı Danışma Meclis Toplantısı, AK Parti İl Başkanı Av. Zahir Soğanda, AK Parti Tuşba İlçe Başkanı Nayif Şabu, Tuşba Belediye Başkan Vekili Necla Orbayi, Tuşba Belediye Meclis üyeleri ve çok sayıda partilinin katılımıyla AK Parti Van İl Başkanlığı binasında yapıldı. Burada konuşan AK Parti Tuşba İlçe Başkanı Nayif Şabu, Türkiye’nin 13 yıldan beridir ekonomik, sosyal ve siyasal alanda istikrarla yoluna devam ederken, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra bu istikrarın bozulmasının tüm dengelerin bozulmasına yol açtığını ve her türlü çabaya rağmen bir koalisyon hükümeti kurulamadığını söyledi. Şabu, “Bu da gösteriyor ki koalisyonlar hiçbir zaman istikrar getirmez. Zira istikrarın olmadığı yerde ne istikbal, ne istiklal, ne ekonomi, ne de sosyal hayat olamaz. Bu istikrarı bozmak isteyenler 7 Haziran öncesi halkımıza tozpembe bir Türkiye vaat ettiler. 7 Haziran’dan sonra ise ülkenin sevk ve idaresinde görev almaya cesaret edemediler. CHP ‘saraya çıkmam’ derken, MHP kırmızı çizgilerin arkasına sığınarak görev almaktan kaçındı. Oysa sormak lazım, ey Bahçeli sana oy verenler senin kırmızı çizgilerinin oyuncağı mıdır? Onlar sana devlet ve millete hizmet etmen için oy vermediler mi? Daha seçimin akşamından itibaren ‘muhalefete soyunman’, görevden kaçtığını göstermiyor mu? 13 yıllık muhalefet rehaveti yetmedi mi? Sana oy verenlere ne zaman iktidar yüzünü göstereceksin? Doğrusu merak ediyoruz. Keza halkımız bir başka partiye 80 milletvekili ile TBMM’de temsil gücünü verirken, bu halkın sorunlarını TBMM’de çözsünler diye bu imkanı vermiştir. Çünkü demokrasilerde çözüm halkın iradesidir, halkın iradesi ise TBMM’dedir. Çözüm dün olduğu gibi bugünde, yarında huzur ve kardeşliğin son adresidir. Başka yollarla çözüm arayanların bu millete vereceği yegane şey gözyaşı, kan ve hüsrandır. Barış ve kardeşliğin adresi bu değildir. Bu halkında artık huzur, güven ve kardeşliğe ihtiyacı vardır. Halkımız artık yarından emin, işinden, aşından, mal ve can güvenliğinden endişe duymak istemiyor. Halkımız yerinden, yurdundan, yuvasından göç etmek istemiyor. Yüzyıllardır doğup yaşadığı topraklarda hür ve özgürce yaşamak istiyor. Halkımız 30 yıldan beridir acı ve elem verici bu filmi bir daha görmek ve yaşamak istemiyor. Bu
film kopsun değil, artık bitsin diye haykırıyor. Fakat ne yazık ki bitmesini istemeyenler var ve bu duruma alet olanlar var. Ayrıca kimi çevreler yanlış hesap yaparak bu devletin bileğini bükeceklerini zannettiler, hem devlete ve hem de bu halka yazık ettiler. Zira bir devletin beli bükülmeden bileği bükülmez. Bu devletin beli büküldüğü zaman bu ülkede ne Türk kalır, ne Kürt kalır, ne de 76 milyon vatan evladı. Bu ülkenin üzerinden hesabı olanların böl, parçala, dağıt projeleri var. Bu projede Kürt’ün de, Türk’ün de, Laz ve Çerkez’in de yok edilmesi hesabı var. Bunun sonu gaflettir, delalettir ve felakettir. Bu uykudan bir an önce uyanmalıyız. Başkası bu ülkeyi sarmadan, biz birbirimize sarılmalıyız. Yoksa her şey için çok geç olabilir. Buna fırsat vermemeliyiz. Ayrıca ‘bu savaşı Recep Tayyip Erdoğan başlattı’ diyenler, ellerini vicdanlarına koysunlar
seçim öncesi ve seçim sonrası söylem ve eylemlerine bir baksınlar, olayların tehdit ve tahriklerini gözden geçirsinler. Devletin tahammül sınırlarını aşan vahim ölümlere sebebiyet verenleri görerek vicdanlarında değerlendirsinler. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Eerdoğan’ı bu olayların müsebbibi olarak gösterenler, geriye dönüp Kürtlerin tarihine bir baksınlar. Gerek cumhuriyet öncesi ve gerekse cumhuriyet döneminde hiçbir hükümetin Recep Tayyip Erdoğan kadar Kürt halkına sahip çıkmadığını göreceklerdir. Kürt halkının bugüne kadar verilmeyen demokratik, sosyal, siyasal, kültürel hak ve özgürlüklerini kim verdi? Yüzyıllardır devam eden inkar politikasına kim son verdi? Bu halkın dilini, dinini, rengini, örf, adet ve geleneklerini inkar edenlere karşı çıkarak ‘sorunun bedeli ne olursa olsun ben çözerim’ diyen kimdi? Hakir görülen bu halkı ülkenin birinci sınıf vatandaşı haline kim getirdi? Doğu ve batı arasındaki kalkınmışlık farkını yapılan yatırımlarla kim ortadan kaldırdı. Bu ülkede barış ve kardeşliğin kalıcı olması için milli birlik ve kardeşlik projesi ile çözüm sürecini başlatan kim? Kürtçe radyo, televizyon, kitap, dergi, müzik ve yayınları kim serbest etti? İnsanların çocuğuna, köy, yol ve sokaklarına istediği ismi koymasına engel olan zihniyeti kim değiştirdi? Üniversitelerdeki Kürdiyoloji bölümünü kim açtı? Daha sayamayacağımız hak ve özgürlüklerin mimarı olan Recep Tayyip Erdoğan değil mi? 57. hükümetten önceki hükümetler bu sorunu devletin demir yumruğu ile çözmeye çalışırken Recep Tayyip Erdoğan 13 yıl boyunca hep sabrederek devletin demir yumruğunun yerine şefkatli kollarını açarken, bunu hükümetin bir zaafı olarak düşünerek istismar edenler bugünün müsebbibi değiller mi? Bir gün gelecek tarih Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt halkı için verdiği mücadeleyi de yazacak, bunu inkar edenleri de. Kürt halkı kadirşinastır, bunları unutmayacak kadar asil olduğu gibi çıkmaz yolların yolcusu olmayacak kadar da feraset sahibidir. Kürt halkı suyu getireni de testiyi kıranı da çok iyi biliyor” dedi.
Yapılan konuşmanın ardından toplantıya devam edildi.