Güncelleme Tarihi:
VAN (AA) - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüce, "Dünya Sağlık Örgütü tüberkülozu bütün dünya için tehlike olarak ilan etti. Yılda yaklaşık 1,5 milyon insan bu hastalıktan ölüyor ve 9 milyon yeni hasta oluyor" dedi.
YYÜ Cengiz Andiç Konferans Salonunda Türkiye'nin değişik üniversitelerinden 45 öğretim üyesinin katılımıyla dün başlayan sempozyum, bugünkü oturumlarla devam etti.
Sempozyumun bugünkü ilk oturumuna başkanlık eden KLİMİK Tüberküloz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yüce, tüberkülozun insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olmasına rağmen insanların yaşamını tehdit etmeyi sürdürdüğünü bildirdi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre 2002-2020 yılları arasında 1 milyar yeni enfekte olgu,150 milyon yeni hasta ve 36 milyon ölüm beklendiğine dikkati çeken Yüce, bu hastalık nedeniyle yaşanan ölümlerin büyük bir bölümünün önlenebilir düzeyde olduğunu söyledi.
Yüce, tüberküloz tedavisinde en önemli etkenin erken teşhis ve tedavi olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"15 yıldan bu yana bu tür etkinlikler düzenleyerek hastalığın tedavisindeki yeni gelişmeleri meslektaşlarımıza anlatıyor ve bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Van'da düzenlediğimiz bu sempozyumda 45 öğretim üyesi bilgilendirme yapacak. Tüberküloz biraz öksüz aynı zamanda çok önemli bir hastalık. Farkındalık olması amacıyla bu etkinliklerimizi yapıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, tüberkülozu bütün dünya için tehlike olarak ilan etti. Yılda yaklaşık 1,5 milyon insan bu hastalıktan ölüyor ve 9 milyon yeni hasta oluyor. Bu çok önemli bir şey. Ayrıca tüberküloz enfeksiyon hastalıkları sıralamasında ikinci sırada. Bu nedenle hastalık konusunda bilgili olmalı ve korunma yollarını bilmeliyiz. Tüberküloz için bütün insanlar tehlike altında. Çünkü insanların üçte biri enfeksiyonu almış durumda ve bunların ne zaman hasta olacağını bilmiyoruz.
Hastalığın ortaya çıkmasında, işsizlik, kalabalık yaşam, beslenme ve yaşam koşulları gibi bir çok faktörün etkili olabildiğini ve bu koşulların düzelmemesi durumunda hastalığın önüne geçilemeyeceğini anlatan Yüce, tüberkülozun önlenebilir bir hastalık olduğunu ve korunma yollarının bulunduğunu kaydetti.
Hastalığın belirtilerinin bilinmesi ve kısa zamanda hastanaye başvurulmasının tedavide önemli olduğunu kaydeden Yüce, "Kısa zamanda insanların doktora başvurması gerekiyor. Doğru tanı konulduktan sonra tedaviye başlayan hekimin o hastayı bir yıl boyunca tabiri caizse kendi nüfusuna geçirmesi gerekir. Çünkü hastalığın takibi ve hastanın ilaçlarını zamanında ve doğru alması çok önemli" diye konuştu.
Sempozyum Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Özyurt ise bu hastalıkla mücadelede görev yapan Verem Savaş Dispanserlerinin karşılaştıkları en büyük sorunlardan birinin mali sıkıntı olduğunu aktardı.
Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından bu kurumun bütçesinin desteklenmesi gerektiğine değinen Özyurt, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz sadece sorunun çözümünde bir noktayız. 15 yıldır bu farkındalığı sağlamaya çalışıyoruz. Bu etkinlikleri düzenlerken insanların hangi sorunları yaşadıklarını öğrendik ve ne yapmaları gerektiğini söyledik. 10 kişilik bir çalışma grubu olarak dünyanın önemsediği bu hastalıkla ilgili neler yapılması gerektiğiyle ilgili meslektaşlarımızı bilgilendiriyoruz. Türkiye ve dünya için tüberküloz hastalığı eboladan çok daha önemli bir sorun. Türkiye, ebolaya yönelik risk alanı itibarıyla tüberkülozun yarattığı bilinmezliğin içinde değil. Ebolanın neden kaynaklandığı, nereden geldiği bilinebiliyor ve buna karşı gerekli önlemler alınıyor. Ama tüberküloz çok sinsi bir hastalık. Bir hasta bile gözden kaçar ve yılda 10 kişiyi enfekte ederse bu ciddi sorunlara yol açabiliyor."