IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2015 00:20
MHP UŞAK 1. SIRA MİLLETVEKİLİ ADAYI DURMUŞ YILMAZ, KENDİSİYLE İLGİLİ BİRÇOK SORUYU VE SİYASİ GÜNDEMİ DEĞERLENDİREN BİR BASIN AÇIKLAMASINDA BULUNDU.
MHP Uşak 1. Sıra Milletvekili adayı Durmuş Yılmaz, kendisiyle ilgili birçok soruyu ve siyasi gündemi değerlendiren bir basın açıklamasında bulundu.
Merkez Bankası eski Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanlığı görevlerinin ardından kendi ili olan Uşak’tan siyasete atılan Durmuş Yılmaz merak edilen birçok konuya aydınlık getirirken yerel ve ülkenin siyasi gündemini de değerlendiren uzun soluk bir basın açıklamasında bulunarak şunları söyledi; “Diyorlar ki Durmuş Yılmaz’a ulaşmak zordur. Tam tersi bana ulaşmak hiç zor değil. Bugün de zor değil, seçildiğim zaman da zor olmayacak. Hatta diyebilirim ki görev yaptığım süre boyunca da bana isteyen istediği zaman kolaylıkla ulaşabiliyordu. Sorunlarını anlatıyordu. Ve ben elimden geldiğince Uşaklılara yardımcı olmaya çalışıyordum.
YAPAMAYACAĞIM HİÇBİR ŞEYE YAPARIM DEMEDİM, BUNDAN SONRA DA DEMEYECEĞİM
“Diyorlar ki Durmuş Yılmaz devletin en üst kademelerinde görev yapmış üst düzey bir bürokrattır. 35 yılımı milletime ve devletime hizmetle geçirdim. Allah’a hamdolsun ki geçmişimle ilgili, görev yaptığım dönemle ilgili en ufak bir şaibe bile bulunmamaktadır. Milletimin geleceği için, halkımızın huzurlu ve mutlu bir geleceği için, çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye bırakabilmek için doğru olan neyse onu yaptım. Seçildiğim takdirde de aynı şekilde mecliste de bu görevi yerine getirmekten mutluluk duyacağım. Bana oy veren hiçbir Uşaklı bundan dolayı pişman olmayacak.
Seçim çalışmaları boyunca memleketimin köylerini, sokaklarını tek tek dolaştım ve de dolaşmaya devam ediyorum.
UŞAK, TÜRKİYE SİYASETİNİN YAKINDAN TAKİP ETTİĞİ BİR İLİMİZ HALİNE GELMİŞTİR
Seçim çalışmaları boyunca birçok ulusal kanalda canlı yayınlara katıldığına değinen Yılmaz; “Uşak, Türkiye siyasetinin yakından takip ettiği bir ilimiz haline gelmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Uşak Milletvekili adayı olarak bile şimdiden tüm kanallarda ilimizi tanıttım. Seçildiğim takdirde de Uşak tüm Türkiye gündeminde olmaya devam edecek. Ben, öyle devletin kanallarına siparişle yaptırılan dizilerin paraları ile seçim çalışmaları yürütmüyorum. Güzel ilimizin tanıtımını yapacağım diyerek sizlerden alınan vergilerle sipariş dizilerle Uşak tanıtımı olmaz. Uşaklılar da bu oyuna gelmez. Uşak’ın Eşme İlçesinin Karacaömerli köyünde doğdum ve büyüdüm. Çok büyük zorluklarla mücadele ederek ve sadece çalışarak kazandım ne kazandımsa. Uşak’la irtibatım hiç kopmadı. Düğünlerimizi Uşak’ta yaptık, cenazelerimizi Uşak’ta defnettik, bayramlarımız köyümüzde geçti, kısacası iyi günümüzde de kötü günümüzde de Uşak’ta olduk, bundan sonra da memleketimle ilişkim kesilmeyecek. Bundan sonraki hizmetlerimi MHP Uşak Milletvekili olarak sürdürmek istiyorum. Uşak’lıların şimdiye kadar bana ve partime gösterdikleri yoğun bir ilgi ve sempati var. Her yaştan ve her düşünceden insan, her siyasi partiden insan, genç, yaşlı, kadın, erkek gözlerimin içerisine bakarak bir umutla bana şunu söylüyorlar; “Temiz ve dürüst bir siyaset istiyoruz. Sizin gibi tertemiz insanlar Uşak’ı temsil etsinler istiyoruz. Yalanlardan, yolsuzluklardan bıktık usandık. Gelin, bizi kurtarın.” Biz de diyoruz ki yolsuzluğa karşı bizimle yürü Uşak. Haksızlıklara karşı bizimle yürü Uşak. Ülkemizin ve milletimizin geleceği için bizimle yürü Uşak. AKP’nin uyguladığı yanlış politikalardan milletimiz rahatsızdır. Toplumsal onarım ve huzurlu bir gelecek için bizimle yürü Uşak. Oyuna sahip çık, iradene sahip çık, geleceğine sahip çık ve tercihini MHP’den yana kullan.” İfadelerini kullandı.
ASLA ALDATAN OLMAYACAĞIZ
“Milletimiz AKP’nin yapmış olduğu yanlış politikalardan son derece rahatsızdır. 13 yıllık iktidarları döneminde süreç içerisinde AKP’nin nasıl değiştiğini milletimiz görmüştür. İktidara gelirken söyledikleri ilkelerin ve savundukları tüm değerlerin altını boşalttılar. İktidar süresi boyunca “yapmayacağız” dedikleri ne varsa hepsini yaptılar. Aldatmayacağız dediler aldattılar. Yalan söylemeyeceğiz dediler, yalan söylediler. Yolsuzlukla mücadele edeceğiz dediler yolsuzluk batağına saplandılar. Bütün kutsallarımızı kullandılar. Kutsallarımızla “bakara-makara” diyerek dalga geçtiler. Hatta biri çıktı, 1500 yıllık İslam tarihi boyunca yalnızca peygamberimiz için söylenen “anam babam sana feda olsun ya Resulullah” sözünü tuttu kendi liderleri için kullandı. Böyle bir şeyi İslam tarihi boyunca kimse ne söyledi, ne işitti. Daha bir çok değerimizi, inancımızı kendi çıkarları uğruna acımasızca kullandılar, tükettiler. Mevlana ve Şems arasındaki o ulvi sevgiyi de kullandı bunlar. Biri dedi ki “Mevlana Şemse ne kadar aşıksa ben de sana o kadar aşığım” dedi. Bütün bunları sizlerin takdirine bırakıyorum sevgili Uşaklılar. Bütün bunlar aşırılığın örnekleridir. Milli ve manevi değerlerimizin bu kadar kolay tüketilmesine karşı duracağız. Milli ve manevi değerlerimizi kimseye tükettirmeyeceğimiz gibi kendimiz de tüketmeyeceğiz. İktidar hırsı ve şehvetiyle gözleri kör oldu. Doymak bilmeyen bir iktidar hırsı içerisindeler. Güç kirlenmesi yaşıyorlar. “Biz ne istersek olur” diye düşünüyorlar. En ufak bir eleştiriye, en küçük bir öneriye dahi tahammülleri kalmamış durumda. En küçük eleştirilere bile parmağını göstererek, sesini yükselterek “sen kimsin, sen kim oluyorsun” diyerek bastırmaya çalışmaktalar. Firavunlaşmayacağız dediler ama firavun olunacaksa da en iyi firavun biz oluruz dediler. Necip Fazıl’ın dediği gibi hohlaya hohlaya buz dağını erittik ama ortalığı balçığa dönüştürdüler. Bu seçimler, değersizleştirilen değerlerimize yeniden sahip çıkma günüdür. Milletin gücünü yeniden gösterme günüdür. Uşaklı, asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışırken, çocuğunu nasıl okutacağını düşünürken, memur ay sonunun nasıl getireceğini düşünürken milyonluk mercedeslere “çerez parası” dediler. Doğrudur sizler için milyonluk mercedesler çerez parasıdır. Ama bizler için değil. Uşaklı için milyonluk mercedesler çerez parası olamaz. Alnının teriyle, helal kazanç peşinde koşan Uşaklı da zaten tenezzül etmez böyle şeylere. Biz diyoruz ki, biz aldatmayacağız ve aldanmayacağız. Eğer aldatan ve aldanan taraftan biri olacaksak bizim yerimiz asla aldatan taraf olmayacak. Bizim iktidarımızda devlet milletini aldatmayacak. Bizim yöneticilerimiz milletini kandırmayacak. “ dedi.
VAKIF KENDİ CEBİNDEN HARCAYABİLMEKTİR
Durmuş Yılmaz; “Biliyorsunuz bizim kadim medeniyetimizde vakıflar çok önemli yer tutar. Özellikle Osmanlı bir vakıf medeniyetidir. Burada sizlere uzun uzun vakıfları anlatmayacağım ancak günümüzde AKP iktidarının vakıfları da nasıl gerçek anlamından uzaklaştırdığını, vakıfların da nasıl içlerinin boşaltılarak kendi amaçlarına hizmet eden kurumlar haline getirmeye çalıştıklarını ibretle görüyoruz.
Hayır adı altında bazı vakıfları kullanıyorlar. Kendi adamlarına vakıf kurdurtuyorlar sonra da bu vakıflara devletin parasını ve devletin bütün imkanlarını akıtıyorlar. Böyle vakıfçılık olmaz. Bu vakıfların da içlerinin boşaltılmasıdır. Milletimizin vakıflara olan inancının bitmesidir. Kendi paranızla, kendi kazancınızla, kendi emeğinizin ürünü olan helal para ile vakıf kurulur ve hizmet yapılır. Bugün yapılan ise “bende bir vakıf kurayım da devletin imkanlarından arsa tahsisinden, yurt tahsisinden yararlanayım” şeklindedir. Devlet elbette ihtiyaç sahiplerine yardım yapacaktır. Bu sosyal devlet olmanın bir zorunluluğudur. Ama bunu yandaş vakıflar altında değil, yandaş vakıflara imkan ve para aktararak değil bizzat kendi kurum ve kuruluşları ile yasal yoldan yapmalıdır. Bizler hayır yapmayı şu şekilde öğrendik. Önce kazanacaksın, sonra kazandığınla vergini ve yükümlülüklerini yerine getireceksin, sonra eğer sana kalan bir rakam var ve bu rakamdan vazgeçebiliyor isen hayır yapacaksın. Dolayısı ile bugün hizmet ve hayır kavramları birbirine karışmış durumdadır. Hayır cüzdandan yapılandır. Milletin malını millete hayır diye satarsanız yanlış yaparsınız. Devlet hayır yapmaz yapamaz, kişiler hayır yapar. Devlet vatandaşına hizmet eder. Sosyal devlet olmak devletin boynunun borcudur. Bunlar AKP’nin cebinden yaptığı bir yardım değil. Bunlar milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Bunun aksini iddia etmek ve elde Kuran-ı Kerim sallamakla olmuyor, yapılan yolsuzluk iddiaları ve ortaya saçılan iddialar bu şekilde temizlenmiyor. Bunun yolu yargı önüne çıkarak hesap verebilir olmaktır. Bütün bunlara dur demek için, milli ve manevi değerlerimizin tüketilmemesi için bu sefer bizimle ol Uşak ve mührü üç hilale vur.” İfadelerini kullandı.
ADALETİ KATLEDİLMİŞ BİR TÜRKİYE
Milletin adalete olan inancının kaybolduğunu iddia eden Durmuş Yılmaz; “Oysa adalet mülkün temelidir. Adalet olmazsa hayat durur. Adalete olan inanç kaybolunca topumda huzursuzluk ve güvesizlik artar. Ben 28 Şubat mağduru bir babayım o gün yapılanlar yanlıştı. Bir yanlışı kapatmanın yolu bir başka yanlışı yapmak değildir. Adaleti getireceğiz dediler ama zaman içerisinde adaleti katlettiler. Bugün Türkiye hakimleri tutuklanan ender ülkelerden birisi haline gelmiştir. Adaletsizliklerin önüne geçilmeli ve gereken yapılmalıdır. Derelerinizden petrol aksa, dağlarınızdan altın fışkırsa eğer adalet kavramı yok ise ve kurala göre değil duruma göre adaleti benimsemişseniz ülkede ekonomik gelişmeden ve kalkınmadan bahsedemezsiniz. Bugün ülkenin maliye bakanı çıkıp çerez parası ifadesi kullanıyor. Be adam sus bari de milleti kızdırma ve kırma demekten başka bir şey geçmiyor içimden. Eskiden Ak Parti varoşlarda iftar açmaya gidiyordu. Şimdi ise kibir abidesi oldular. Ben iki aydır köy köy sahadayım, tüm köylerde yükselen ses; “borçluyuz, geçinemiyoruz”. Ak Parti 3Y diyerek geldi. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. Ancak üçünde de sınıfta kaldı. Bunun en büyük sebebi bozulma ve adalet kavramını duruma göre çiğnenmesidir.” Dedi.
DIŞ BORÇ DÖRDE KATLANDI
Durmuş Yılmaz iktidar partisine yaptığı eleştirilerle devam ettiği açıklamasında; “Yalan söyleme konusuna gelince bugün İMF’ye olan borcumuzun kapandığı söyleniyor. Doğrudur. Türkiye’nin İMF’ye borcu yoktur. Ama Dış borcu da 4 kat artmıştır. Bunu şu şekilde kısaca ifade edebiliriz. Bir kredi kuruluşu olan A bankasına 35 lira borcunuz var. Toplamda da bankalara 100 lira borcunuz var. Aradan 12 yıl geçiyor ve A bankasına borcunuz kalmıyor ancak toplamda 400 lira banka borcunuz var. Üstelik bu rakamlar dolar cinsinden. İşte bugün A bankasına borcumuz kalmadı hatta borç verebilir hale geldik demek samimi değildir. Bu ancak bütün halinde gösterildiğinde bir anlam kazanıyor. Biz doğru yapılanlara doğru, yanlış olanlara da yanlış diyebilmeli ve gerekirse hata yaptığımızda özür dileyebilmeliyiz. Milliyetçi Hareket Partisi bugün adım adım iktidara yürüyor. Allah yolumuzu açık etsin. Niyetimizde bir sıkıntı olmadığı için akıbetimizin de hayırlı olacağını düşünüyoruz. 7 Haziran hemşehrilerimizin ve Türkiye’nin seçimini yapacağı bir karar tarihi olmakla birlikte devletimiz, ekonomimiz, adalet sistemimiz ve Türkiye’nin bir çok sorunu için bir dönüm noktası olacaktır. Bizlere inanan ve güvenen milletimize sözümüz Bizimle yürü Türkiye, Bizimle Yürü Uşak.” Diyorum dedi.