Trabzon Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Yazıcı’dan Kurban Uyarısı

Güncelleme Tarihi:

Trabzon Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Yazıcı’dan Kurban Uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2015 16:32

Trabzon Bölgesi (Artvin, Bayburt, Gümüşhane ve Rize) Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sebahattin Yazıcı, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi uyarılarda bulundu.
Kurban’ın sosyal boyutu ağır basan dini bir olgu olduğuna dikkat çeken Yazıcı “Ekonomik boyutu da olan kurban, hayvan sağlığı, halk sağlığı, çevre sağlığı ve gıda güvenliğinin yanında hayvan refahı açısından da önemlidir. Yasaların hayvan sağlığı ve gıda güvenliği ile ilgili bir kısım hükümlerinin kurban dolayısıyla kapsam dışı bırakılması nedeniyle insan, hayvan ve çevre sağlığı ile ilgili hususlara her zamankinden daha çok dikkat edilmeli, gerekli tedbirler önemsenerek vakit geçirilmeden alınmalıdır. Kurban Bayramında, halkımız kurban vazifesini sağlıklı bir şekilde yerine getirerek, dini vecibelerini ifa etmenin huzurunu yaşamak istemektedirler. Ancak, her yıl kurban Bayramı öncesi,sırası ve sonrasında yaşanan olaylar ve basında yer alan haberlerle kurban kesen insanlar bu görevlerini layıkıyla yerine getirmenin huzurunu yaşayamamaktadırlar. Kurban Bayramında, veteriner hekim kontrolü dışında yetiştirilen, sevki yapılan, satışa sunulan ve kesilen hayvanlar, bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıklarının yayılma riskini arttırmakta ve bu hayvanlardan elde edilen etler insan sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Kurbanlık hayvanların, sokaklarda dolaştırılması, meydanlarda bekletilmesi, evlerin bahçelerinde, balkonlarda tutulmaları ve uygun olmayan yerlerde kesilmeleri tehlikenin boyutunu daha da arttırmaktadır” dedi.
TRABZONLU BÜYÜKBAŞ KURBANLIĞI TERCİH EDİYOR
Trabzon ve yöresinde kesilen hayvanların ortalama olarak yüzde 60’ının büyükbaş yüzde 40’ının da küçükbaş hayvanlardan oluştuğunu ifade eden Yazıcı “Yöremizde yerli hayvanların yanında genellikle Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Kars, Tokat ve Amasya yöresinden getirilen hayvanlar da kurban edilmektedir. Besi hayvancılığının bölgemizde gelişmemiş olması, dışarıdan hayvan getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Çünkü yörenin hayvan varlığı oluşan talebi karşılayamamaktadır. Kurban sebebiyle hayvan hareketliliğinin çok artması beraberinde bulaşıcı hayvan hastalıklarının bir yerden bir yere taşınma riskini de getirmektedir. Zira ülkemizde kurban sonrasında bulaşıcı hayvan hastalıklarında yaklaşık yüzde 30 oranında artış görüldüğü bilinmektedir. Hayvanlardan insanlar bulaşabilen Bruselloz, Tüberküloz, Şarbon, Kist hidatik, Sistiserkoz, gibi 250 den fazla zoonoz karakterli hastalık bulunduğu, insanlarda görülen hastalıkların yüzde 61’ den fazlası hayvansal kökenli olduğu ve bunun yanı sıra insan sağlığı açısından gıdaların ortaya koyduğu riskin yüzde 90’ı hayvansal kökenli gıdalardan kaynaklandığı göz önüne alındığında bulaşıcı hayvan hastalıklarındaki kurban bayramı sonrası yüzde 30 oranındaki artışın ne kadar önemli bir sorun olduğu anlaşılacaktır” diye konuştu.
İYİ BİR KURBAN İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
“İyi bir kurban, ideal bir kurbanlık seçimiyle başlar” diyen Yazıcı “Daha sonra hijyenik bir ortamda, hayvana eziyet edilmeden ehil insanlar tarafından çevre sağlığı da dikkate alınarak, eti, sakatatı,derisi ziyan edilmeden kurban kesimi gerçekleştirilmelidir. Kurban kesimi sonrasında etler usulüne uygun olarak muhafaza edilmeli ve saklanmalıdır. Ayrıca kesim yapıldıktan sonra kulak küpeleri atılmamalı, İl veya İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri’ne teslim edilmelidir. Et ve et ürünleri bakterilerin çoğalmaları için son derece uygun bir ortam niteliğindedir. Bu nedenle, hastalık yapan mikroorganizmaların ete bulaşmasını önlemek, ette mevcut mikroorganizma sayısını azaltmak ve toksin salgılamalarını engellemek için; kesim, yüzüm ve et parçalama işlemleri serin bir yerde titizlikle yapılmalıdır. Mide ve Bağırsak içeriği görünebilir bir şekilde karkasa bulaşmışsa, kan pıhtısı veya fazla miktarda kir var ise gövde makul ölçüde yıkanmalıdır. Bunun dışında mümkün olduğunca gövdeyi yıkamaktan kaçınılmalıdır ve unutulmamalıdır ki yıkama ile görünebilir kirler temizlenebilir ancak mikropları bertaraf edilemez. Kesim ve yüzme işlemleri sırasında kan pıhtılaşmaması, etin renginin normal olmaması, göğüs kafesinde inci gibi oluşumlar olması gibi anormal bir durumla karşılaşıldığında vakit geçirilmeden görevli veteriner hekim çağrılmalıdır. Böylelikle kist hidatid, şarbon, sarılık, sistiserkoz ve sarkosporidoz gibi hayvanlardan insanlara geçen (zoonoz) hastalıkların teşhisi yapılabilir. İç organlar kesimden sonra en geç 30 dakika içinde çıkarılmalıdır. İç organların çıkarılması geciktirilirse işkembe ve bağırsak gazlarını kokusu ete geçebilir ve ayrıca işkembe ve bağırsakta bulunan mikropların etkisi ile etin ısısı yükselebilir ve dolayısıyla etin rengi solar ve sulu bir hal alır. Bu ise etin dayanma süresini azaltır. Yenilmeyen iç organlar usulüne uygun bir şekilde imha edilmeli veya derin çukurlara gömülmelidir. Gömme işlemini yaparken çukurun atılan organların kedi, köpek gibi hayvanların çıkaramayacağı derinlikte olmasına, atılan organların üzerine sönmemiş kireç dökülmesine dikkat edilmelidir. Böylelikle karakterdeki hastalığın bertaraf edildiği unutulmamalıdır. Hastalık taşıyan karaciğer ve akciğer gibi iç organların köpek ve kedilere verilmemesi gerekir. Bütün bunlar usulüne uygun bir şekilde imha edilmeli veya derin çukurlara gömülmelidir” açıklamasında bulundu.
ETLERİN MUHAFAZASI VE SAKLANMASI
Temiz bir şekilde çıkarılan kurban etlerinin parçalar halinde temiz kaplara konulması gerektiğini vurgulayan Yazıcı, şunları söyledi:
“Güneş görmeyen serin bir yerde 5-6 saati geçmeyecek şekilde bekletilerek etin sıcaklığının düşmesi sağlandıktan sonra buzdolabına kaldırılmalıdır. Etler henüz kesim sıcaklığındayken buzdolabına poşet içinde veya hava almayacak bir durumda üst üste konulmamalıdır. Bu durum etlerin iç kısımlarının soğumasına engel olur. Çok kısa sürede (2.gün) bozulma ve kokuşma hatta yeşillenme görülür. Et ve et ürünlerinde bakteriler hızlı çoğalır. Uygun koşullarda bir bakteri 15 saatte 536 milyona ulaşabilmektedir. Bu da etin iyi muhafaza edilmediği takdirde bir gece sonra insan sağlığı açısından büyük bir tehlikeye dönüşebileceğini göstermektedir. Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesi ve et parçasının büyüklüğüne göre değişmektedir. Etin dayanma süresi normal buzdolabı koşullarında 5 veya 6 gündür. Kıymanın dayanma süresi 3 gündür. Uzun süreli muhafaza düşünülüyorsa etler -18 derecede muhafaza edilmelidir. Derin dondurucuya koyulan etler bir yemek dozu büyüklüğünde olmalıdır. Dondurulmuş etlerden pişirilecek miktarı kadar çözdürülmeli, çözdürülen etler tekrar dondurulmamalıdır. Bu durumdaki etler tekrar bekletilecekse pişirilmeli ve öylece muhafaza edilmelidirler."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!