Güncelleme Tarihi:
TRABZON (AA) - Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, karbonmonoksidin renksiz, kokusuz, rahatsız etmeyen, havadan hafif bir gaz olduğunu, zehirlenen kişinin bu gazı soluduğunda önceleri pek bir şey fark etmediğini söyledi.
Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havaların soğumasıyla sobadan zehirlenmeleri haberlerinin yine gündeme gelmeye başladığını belirtti.
Soba, şofben, egzoz zehirlenmeleri denilen bu trajedik olayların, karbonmonoksit gazının solunmasına bağlı geliştiğini ifade eden Özlü, "Sessiz katil, gizli katil denilen karbonmonoksit, odun, kömür, tezek, doğalgaz, tüp gazı, benzin, gaz yağı gibi karbon içeren yakıtların yanması sırasında açığa çıkar ve yanma tam olmadığında oluşur" dedi.
Karbonmonoksidin soba, mangal, LPG tüplü ısıtıcılar, gazlı Japon sobaları, propanlı kamp ısıtıcıları, şofben, kombiler, kalorifer kazanları gibi ısınma araçlarından açığa çıktığı gibi ocak, tandır gibi pişirme araçlarından, trafikte egzozlardan, jeneratörlerden, maden ocaklarından, formaldehit ve metilen klorürün kullanıldığı fabrikalardan, dökümhanelerden, sigaradan da ortama yayıldığını ve yangınlar sırasında çok yoğun oluştuğunu dile getiren Özlü, yangınlarda kurbanların çoğu zaman yanmadan önce karbonmonoksit gazıyla öldüğünü söyledi.
Karbonmonoksidin renksiz, kokusuz, rahatsız etmeyen, havadan hafif bir gaz olduğuna dikkati çeken Özlü, zehirlenen kişinin bu gazı soluduğunda önceleri pek bir şey fark etmediğini belirtti.
Özlü, karbonmonoksidin kısa sürede kandaki oksijenin yerini aldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Karbonmonoksit soluyan kişilerde aşırı yorgunluk, halsizlik, keyifsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, grip benzeri semptomlar, bulantı, düşünme güçlüğü, zihin karışıklığı, dikkat bozukluğu, halüsinasyon, ajitasyon, görme kaybı, idrar ve dışkı kaçırma, emosyonel bozukluk, uyuşma, karıncalanma, bulantı, kusma, uyuşukluk, uyku hali, inme, bayılma, koma, epileptik nöbetler, göğüs ağrısı, çarpıntı, kalp ve solunum durması gibi belirtiler, bulgular ortaya çıkar. Kazazede, zehirlendiği anlasa bile bunu fark ettiğinde adım atacak mecali kendinde bulamaz. Sonunda kişi oksijensizlikten ölür. Olay tesadüfen fark edilse de geri dönüş her zaman mümkün değildir. Ölüm önlense bile kalıcı sakatlanmalar olabilmektedir."
Zehirlenme fark edildiğinde müdahale eden kişinin öncelikle kendini koruması gerektiğini vurgulayan Özlü, "Derhal pencere ve kapılar açılmalı, kırılmalıdır. Hasta hemen ortamdan uzaklaştırılmalı, açık havaya taşınmalı ve yatırılıp hareket ettirilmemelidir. Hasta sıcak tutulmalı, gerekli hallerde suni solunum ve kalp masajı uygulanmalıdır" ifadesini kullandı.
- Önlemler
Prof. Dr. Özlü, böyle acı olaylara tanık olmamak için sobalarda iyi yanan kaliteli kömür ve tutuşturma işlemi için uygun malzeme kullanılması gerektiğine dikkati çekerek, "Sobalar usulüne göre üstten tutuşturulmalı, üstten ilave kömür atılmamalı ve kömürün yanması bittikten sonra boşaltılıp yeniden doldurulmalı ve yakılmalıdır. Isıdan tasarruf sağlamak amacıyla sobanın duman çıkışı asla daraltılıp kapatılmamalıdır. Sobanın hava girişleri tamamen kapatılmamalıdır. Bacalar düzenli aralıklarla temizlenmeli, dumanın geri tepmemesi için baca başlıkları kullanılmalıdır" diye konuştu.
Lodos, fırtına gibi hava sirkülasyonunun olumsuz olduğu koşullarda sobaların yakılmaması gerektiğini belirten Özlü, "Bu tür havalarda sobalar, yatmadan önce tamamen söndürülmeli ve içindeki yanmış, yarı yanmış kömür, odun gibi yakacak malzemeler dışarıya çıkartılmalıdır. Bazı binalarda bacalar, alttaki daireyle ortak kullanılmaktadır. Bu durumda tedbirli davranıp sobanızı yakmasanız bile alttaki komşunuzun sobasından çıkan duman, odanıza geri tepip sizi zehirleyebilir" diyerek sözlerini tamamladı.