Güncelleme Tarihi:
Osman ŞİŞKO/TRABZON, (DHA) - KARADENİZ Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim eski üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Irak'ın güneydoğusunda meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki depremin Türkiye'ye etkisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Depremin, 'Arap levhası' denilen ve yılda 24 milimetre kuzeye doğru hareket ederek, Avrasya'yı sismik kuşak boyunca kıran bir hat üzerinde meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Bektaş, "Süleymaniye'de yaşanan 7.3 büyüklüğündeki deprem, bizim bölgemizdeki fay hattında deprem olma riskini bir adım daha ileri taşıyacaktır" dedi.
Prof. Dr. Bektaş, Irak'ın Süleymaniye kentinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.3 büyüklüğündeki depremin Türkiye'ye etkisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Aynı kuşak üzerinde meydana gelen depremin, fayın Türkiye'nin bulunduğu kısmını da etkileyeceğini belirten Bektaş, "Türkiye'nin güneyinde, Irak ile İran arasındaki Süleymaniye kentinde oluşan 7.3 büyüklüğündeki deprem, gözleri ister istemez Türkiye'nin Güneydoğu Bölgesi'ne çevirdi. Merak edilen şu. 'Bu depremin Güneydoğu Anadolu bölgemizde olma olasılığı nedir?'. Depremin oluştuğu yer, 'Arap levhası' dediğimiz yer. Bu levha, yılda 24 milimetre kuzeye doğru hareket ederek ve Avrasya'yı sismik kuşak boyunca kırıyor. Bu sismik kuşak da Türkiye'ye, Lice'ye kadar devam ediyor. Demek oluyor ki bu Zağroz sismik kuşağı, Hakkari'den Türkiye sınırlarına girerek, Lice'ye kadar ilerliyor. Aynı deprem kuşağı üzerinde oluşan bu deprem, fayın bizim bulunduğumuz kısmını da etkileyecektir" diye konuştu.
HAKKARİ VE LİCE ARASINDA DEPREM RİSKİ
Yaklaşık 500 yıldan bu yana suskun olan bölgelerin, deprem açısından tehlikeli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bektaş, şunları söyledi:
"1975 tarihinde, Lice depremini yaşamıştık. Lice ve Hakkari arasında tarihsel depremlerimiz var. Bölgede 1500 ile 1800 yılları arasında yıkıcı birçok deprem yaşanmış. Yaklaşık 500 yıldan buyana suskun olan bölgeler, deprem açısından tehlikelidir. Tıpkı İstanbul depremi gibi. Bu bölgede bir sıkışım var ve yakın zamanda güncel bir deprem yaşanmamıştı. Lice-Hakkari arası zaten yıllardır enerjinin biriktiği deprem olma olasılığının yüksel olduğu bir bölgedir. Bu Süleymaniye'de yaşanan 7.3 büyüklüğündeki deprem de bizim bölgemizdeki fay hattında deprem olma riskini bir adım daha ileriye taşıyacaktır. Bu Süleymaniye'de yaşanan deprem bir çeşit enerji boşalması oluştururken bu başka bir yerde de enerji birikmesine neden olacaktır. Süleymaniye ile Hakkari arasındaki fayda bir dengesizlik olma olasılığı mevcuttur. Bu olay, Türkiye acısından ne kadar tehlikeli olduğu yönünde kesin bir şey söylemek mümkün olmamakla birlikte mevcut olan deprem tehlikesini de bir adım daha ileriye götürmüş durumdadır. Deprem tehlikesi ile deprem riski farlı şeylerdir. Bu bölgelerde deprem riski az; çünkü buralarda nüfus yoğunluğu yok. Bana göre, bu yüzden can kaybı da beklenenin altında oldu. Hakkari ve Lice arasındaki bölgenin nüfus yoğunluğu Süleymaniye'den daha fazla olduğu için bu bizim bu bölgedeki deprem riski daha fazla. Türkiye'nin en kötü yapısal stoku da bu alandadır. Taş ve kerpiçten derme çatma binalar, deprem nizamnamesine uymayan yapılar bölgede çoğunlukta."
'SÜLEYMANİYE'DEKİ DEPREM, SÜRPRİZ DEĞİL'
Komşu ülkede meydana gelen depremin, ister istemez Türkiye'yi de tedirgin ettiğini belirten Prof. Dr. Bektaş, Türkiye'nin deprem bölgesinde yer aldığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Deprem, bizim bu bölgemizdeki daha fazla can kaybına sebebiyet verir. Komşuda oluşan bu olay, ister istemez bizi de tedirgin etti. Bizim depremselliğimizde yeniden tartışmaya açık tutacak. Türkiye, bir deprem bölgesinde. Şu da bir gerçek, Süleymaniye'de oluşan deprem, sürpriz değil; çünkü bu depremim oluştuğu yer bilinen bir deprem kuşağı. Halen daha depremi zamanı ve büyüklüğü tam bilinmiyor. Depremleri daha önceden haber verecek bir aletsel sistem ve teknoloji olamadığı için 'Yarın deprem olacak, şu zaman olacak' diye bir şey söyleyemiyoruz. Depremler, halen daha bir muamma."
FOTOĞRAFLI