IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2015 15:09
CHP TRABZON MİLLETVEKİLİ ADAYI AVUKAT HALUK PEKŞEN, TÜRKİYE'DE SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ENDİŞELERİNİN BULUNDUĞUNU SÖYLEDİ. 7 HAZİRANDA YAPILACAK OLAN SEÇİMLERİN YENİ BİR SÜRECİN BAŞLANGICI OLACAĞINI BELİRTEN PEKŞEN, 76 MİLYON İNSANIN SANDIKLARA SAHİP ÇIKMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTTİ.
CHP Trabzon Milletvekili adayı Avukat Haluk Pekşen, Türkiye’de
seçim güvenliği konusunda endişelerinin bulunduğunu söyledi. 7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerin yeni bir sürecin başlangıcı olacağını belirten Pekşen, 76 milyon insanın sandıklara sahip çıkması gerektiğini kaydetti.
CHP Trabzon Milletvekili adayı Avukat Haluk Pekşen, seçim çalışmalarını Trabzon’un Ortahisar ve Maçka’nın Mataracı ve Hamsiköy mahallesinde sürdürdü. Akçaabat’ta 6 televizyon kanalının ortak canlı yayın yaptığı programda konuşan Pekşen, AK Parti hükümetinin Karadeniz Bölgesi’nde ağır bir tahribatı olduğunu savundu. Pekşen, "Trabzon’da 135 bin emekli var. 76 bin emekli açlık sınırında, 112 bin esnafa da icra takibi var. 65 bin genç işsiz, işsizlik ve yoksulluktan dolayı 300 bin göç var. AK Parti 13 yılda ülkeyi algı operasyonu ile yapılmayanı yapılmış gibi göstererek yönetiyor. Trabzon için de oluşturulan algı aynı. Bu algı operasyonunu Trabzonlular da bir kez daha gözden geçirsinler. Dünya çapında sanatçıları olan bu kentte AK Parti’nin saldırılarını bitireceğiz. Bu kent için Türkiye’nin her tarafında yaşayan yurt sever insanlarından destek bekliyoruz. Bu algı ön yargısını yıkmalıyız" ifadesini kullandı.
"TRABZON’U ÇOK ÇALIŞTIK VE ÇOK İYİ ANALİZ ETTİK"
Trabzon’u çok çalıştıklarını ve çok iyi analiz ettiklerini belirten Pekşen, "Limanı harekete geçireceğiz. Azerbaycan, Gürcistan, İran bu limana gelmek istiyor. Burayı kullanmak istiyorlar. İran’ın Benderabbas limanından getirdiği mallar Trabzon’a göre çok daha uzun zamanda ve çok daha maliyetli bir şekilde taşınıyor. Avrupa’dan Tuna Nehri’nden gelip Trabzon’a iniyor gemiler. Lojistik açıdan onlar için kolaylık Trabzon limanı. Kendi coğrafyalarına hemen gidiyorlar. Milletvekili seçilir seçilmez İran’a gidip bu konuyu görüşeceğiz. Turizmi canlandıracağız. Yeni alanlar oluşturarak altyapıyı dizayn edeceğiz. Burada yüzde yüz yatırım indirimi vereceğiz. Buraya yatırım yapacak fabrikalara destek vereceğiz. Teknolojik destekler vereceğiz. Türkiye’de turizm nasıl bir marka oluşturulduysa, tekstil nasıl bir marka oluşturulduysa Karadeniz Bölgesi’nde de en büyük gelir kaynağı fındık bir marka oluşturulmalıdır. Bunu biz yapacağız. Fındık ve çikolata sanayi bu bölgede belli bir aşamaya kadar zaten var. Bu aşamadan sonrası çikolata sanayi. Bunu da biz kuracağız. Bunun için gerekli tüm maddeler, kakao hariç bizim kentimizde mevcut. 4-5 yıl sonra Trabzon’da çikolata sanayi çok rahat kurulabilir. Bunun için Türk girişimcileri destekleyeceğiz. Bu konuda faaliyet gösteren yabancıları da davet edeceğiz. İtalya, Almanya, İsviçre gibi ülkelerin fabrikaları, yatırımları burada olacak. Bu da Trabzon’dan göç eden insanlarımız için yeni bir iş olacak ve göçle bu kentten giden nüfus geri gelecek. Kent bu söylediklerimiz gerçekleştiğinde duracak" dedi.
"SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ENDİŞELER VAR"
Pekşen, Türkiye’de seçim güvenliği konusunda endişelerinin bulunduğunu belirterek, "Seçim güvenliği konusunda endişelerimiz var. Sandıkta kullanılan oyların yerine ulaşıp ulaşmayacağı konusunda kaygılar var. Önceki seçimlerde bunu yaşadık. Seçim sonuçlarına çeşitli yerlerden giriş yapılabiliyor. Bunlar Yüksek Seçim Kurulu, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’ndan girilebiliyor. UYAP denen bir sistem var ve UYAP portalına girişlerin yapılabileceği konusunda çok ciddi ihbarlar geliyor. Bu konuda bütün Türkiye’yi uyarıyoruz. İçişleri Bakanlığı’ndan UYAP portalına oy yüklemesi gibi bir tehlikenin var olduğundan ciddi anlamda haberdarız. Buna karşı çok kararlı bir şekilde tepki göstereceğiz ve bunu asla hoş görmeyeceğimizi ağır sonuçları taşıyacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz. Sürekli elimize ihbar ve dokümanlar geliyor. Karadeniz Bölgesi’nde köylerinde ve mahallerinde geçmişte kayıtlı gözüken ama burada yaşamayan insanlarımız var. Bunların adlarına oy kullanıyorlar. Mesela sandıkta 200 oy kullanılıyor ama 150 kişinin adı geçmesine rağmen onlar yok. Buradaki yakınları onların adlarına sandıklarda oy kullanıyorlar şeklinde çok ciddi duyumlarımız var. O oy kullanmalara olağanüstü sert tepki göstereceğiz. Çünkü bu resmi evrakta aldatmaca ve sahtecilik suçudur. Bunu yapanlarla ilgili o sandık başkanları, imzayı atanlar kimlerse tek tek bulacağız. Yani bu dönem, 7 Haziran seçim akşamı Türkiye’de yeni bir süreç başlayacak. O mahallelerde o kentlerin hepsinde sandık görevlilerimiz var. Sandık görevlilerimiz bu süreci titizlikle takip edecekler. Sandıklarda herhangi bir sahte oy kullanmayı tespit edersek kararlılıkla gereğini yapacağız. Bir diğeri ise sandıklardan oy getirildiğinde çok yapılan bir hile, bunu da artık biliyoruz. Bir partinin oyu başka bir partinin sütununa kaydırılıyor. Bu bir hata ile yapılıyormuş gibi gösterilmeye çalışılıyor ama her nedense CHP’nin yoğun olduğu oylar bir alt sütuna veya bir üst sütuna kaydırılıyor. İnsanlar göz yanılgısı olduğunu sanıyor. CHP oylarına tek tek baksınlar, 5 dakikalarını alır. Sistemle muhakkak karşılaştırın ve bağımsız adayın bile aldığı oya mutlaka bakın. Islak imzalı tutanaklar çok önemli. Islak imzalı tutanaklar mutlaka sahip olsunlar. Sandıkları koruyun ve sahip çıkın. Sandıklara sahip çıkmak hepimizin görevi. 76 milyonun görevidir. Yıllardır ve aylardır söylüyoruz ‘oylar çalınacak’ diyoruz. ‘Hayır, yapmayacağız’ diye bir ses duydunuz mu? Çalacak olan adres belli mi? Herkes çalacak olan partiyi biliyor mu? O partinin bu konudaki yeteneğini biliyor muyuz? Bu seçimin Türkiye’ye hayırlar getirmesini diliyorum. Umarım sağlıklı bir seçim olur" şeklinde konuştu.
SÜLEYMAN DEMİREL İLE ANISINI ANLATTI
Pekşen, Maçka’nın Mataracı Mahallesi’nde kendisini karşılayan kalabalığa seslenirken Süleyman Demirel’e dair bir anektottan söz etti. Pekşen, “Ben bir zamanlar Süleyman Demirel’le bir görüşmemde bana dedi ki, ‘Siyaset insanların tenceresine bir şey söyleyemiyorsa’, Süleyman Demirel öyle söylerdi. Ben bir görüşmemde bana dedi ki; ‘Bak evlat siyaset yapacaksanız üç şeye çok dikkat edip söyleyeceksiniz. Bir, onların tenceresine bir şey söyle, iki, onların geleceklerine yönelik bir şey söyle, yani onlara iş, gelecekte insanca çalışabilecekleri, kimseye muhtaç olmadan, ailelerinin huzurlarını devam ettirebilecekleri bir iş, üç, gelecek kaygısı olmayacakları güvenli bir yaşam sağla ki, tencere olsun, iş olsun, gelecek kaygısı olmasın. Bütün bunları karşılarsan siyaset o zaman siyaset olur. Gerisi boş laftır’ demişti” şeklinde konuştu.