IHA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2015 16:49
Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği Başkanı Hüseyin Bayol, "Bizler tarihi şanla şerefle dolu bir milletin fertleri, bir cihan imparatorluğunun varisleriyiz" diyerek, Ermeni iftiralarını kabul eden devletlerin amaçlarının siyasi olduğunu söyledi.
Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği tarafından ’Ermeni-Türk İlişkileri’ konferansı düzenlendi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Cafer Ulu katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği Başkanı Hüseyin Bayol, "Bir dünya imparatorluğunu kaybedişimizin üzerinden bir yüzyıl geçmiş bulunmaktadır. I. Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı coğrafyası bir facia yaşadı. Yemen, Sarıkamış, Galiçya, Mısır, Filistin, Trablus ve arkasından Balkanlar gelen felaketlerle sarsıldı. Osmanlı Devleti 4 milyon kilometrekare toprak, 5 milyon insan kaybetti. 450 yıl idare ettiğimiz, yaşadığımız Balkanlardan 158 günde çekildik. Hem de çoğu zaman tek kurşun atmadan. Sırp çetelerinin, Makedon serserilerinin, Bulgar ve Yunan komitacılarının önünden geçtik. Ne oldu, nasıl ve neden oldu? Hata ve sevaplarımızın sebep ve sonuçlarını sorgulamadan tarihimize düşman olduk. Evlad-ı Fatihan olarak kabul ettiğimiz Balkan Müslümanları büyük bir trajedi yaşadılar, soykırıma uğradılar, canlarını kurtaranlar da anavatana sığındılar. Cyrus Hamlin, International Review Ağustos sayısında yer alan bir makaleyi ’mükemmel’ dedikten sonra hasta adam olarak nitelendirdiği Osmanlı için şu reçeteyi önerir: ’Yok etme, ama dönüştür.’ Evet, yok etmediler fakat istedikleri gibi de dönüştürdüler. Milletimizi geçmişine, tarihine, dinine, kültürüne, tarihi misyonuna düşman ettiler" dedi.
Devletin her kademesinde görev yapan Ermeniler’in 1877-1878 tarihindeki Osmanlı-Rus savaşına kadar sorunsuz yaşadığını dile getiren Bayol, "Balkanlar, ardı ardına gelen felaketlerle sarsılmanın ardından, Çanakkale’de ölüm-kalım mücadelesinin verildiği sırada, Ermeniler düşmanla işbirliği yaparak, planlı bir biçimde Van’dan Zeytun’a kadar olan şehirlerde isyanlar çıkararak birçok Türk’ü katlettiler, ordunun mühimmat konvoylarına saldırılar düzenleyen Ermeniler, Roma İmparatorluğu döneminde sürekli ezilmekte ve hor görülmekteydiler. Ta ki, 1071 de Selçukluların Malazgirt Savaşını kazanarak Anadolu’ya yerleşmeleri ile rahat bir nefes almışlardır. Selçuklu ve daha sonra Osmanlı hakimiyetine girmişlerdir. Osmanlı döneminde hiçbir gayrimüslim topluluk için kullanmadığımız bir sıfatı, Ermeniler için kullanıyorduk: tebaa-i sadıka. Devletin her kademesinde görev yapan Ermeniler 1877-1878 tarihindeki Osmanlı-Rus savaşına kadar sorunsuz yaşamışlardır. Savaş sonrası Rusya ve diğer batılı devletlerin zorlaması ile yapılan antlaşmaya Ermeniler ile ilgili bazı maddeler konularak Ermeni sorununun temeli atılmış oldu" ifadelerini kaydetti.
"Ermeni iddiaları Türkiye’nin ABD ve diğer birçok ülke ile ilişkilerinde sorun olması, dış politikasında manevra alanını kısıtlaması gibi bir durum söz konusu değildir" diyen Bayol, Türkiye’nin Ermeni sorununun dünyada oynadığı rolü, yerine getirdiği işlevi, hangi kesimlere hizmet ettiğini çok iyi bildiğini dile getirdi.
Türkiye’nin artık cazibe ve caydırıcılığı olan, diğer bir ifade ile diğer ülkelerin Türkiye’den önemli beklentileri ve korkuları olan bir ülke haline geldiğini sözlerine ekleyen Bayol, "Bizler tarihi şanla şerefle dolu bir milletin fertleri, bir cihan imparatorluğunun varisleriyiz. Türk milletine hak etmediğimiz bir lekenin alnımıza vurulmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Bizim tarihimizde yüzümüzü kızartacak hiçbir şey yoktur. Son olaylarla hafızamız tazelendi, aydınlandı. Her yıl Nisan ayının 24’ünde ABD devlet başkanı ne diyecek, parlamentosundan geçer mi geçmez mi endişesini artık taşımıyoruz. Osmanlı arşivleri açılmış olup bu konuda yeterli belgeler de mevcuttur. Türkiye 100 yıl evvelki devlet değil, ideolojik olarak Batı’ya da, Doğu’ya da mahkum olmadığımızı dünya görmüştür. Türkiye bugün ekonomi, teknolojik gelişme, askeri güç, idare anlayışı, diplomasi, toplumsal yapı, tarih, demokrasi, özgürlükler ve insan hakları gibi konularda dünya liderliğine yürümektedir. Ermeni iftiralarını kabul eden devletlerin amaçları ise tamamen başkadır, siyasidir, onların korkularıdır. Tarih ve vicdanları onları asla affetmeyecektir" dedi.