Güncelleme Tarihi:
TEKİRDAĞ (AA) - Basın İlan Kurumu (BİK) yayınlarından çıkan, "Basın Penceresinden Harb-i Umumi ve Çanakkale" isimli eserde savaşın tüm şiddetiyle devam ettiği günlerde cephede savaşan futbolcuların anılarına da yer verildi.
BİK Tekirdağ Şube Müdürü Zeki Gümüş, AA muhabirine, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 101. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, BİK Yayınları'ndan çıkan, "Basın Penceresinden Harb-i Umumi ve Çanakkale" isimli eserde yer alan anılara ilişkin bilgi verdi.
Gümüş, futbolcusuyla, taraftarıyla tüm spor dünyasını hüzünlendirirken aynı zamanda gururlandıracak tarihin, bir de gizli kalmış çarpıcı hikayeleri olduğunu anlattı.
Muharebe tüm şiddetiyle sürerken futbolcuların da savaştığını kaydeden Zeki Gümüş, "Fenerbahçe Kaptanı Galip Kırıkkale'den, Müdafi Emirzade Arif Keşan'dan, Ethem Bey Fikirtepe Uçaksavar Batarya Kumandanlığından izinli geldiklerinde, üniformalarını çıkarıp formalarını giyiyordu. Bu şartlar altında Fenerbahçe-Galatasaray maçlarından biri de oynanacaktı. Siperde geçen günler, aylarca topa vuramayan ayakları zor durumda bırakmıştı. Trakya'da askerlik yapanlar, önce atla sonra da uzun bir tren yolculuğuyla İstanbul'a geliyor ve kimi zaman maça bitap düşmüş, yorgun olarak yetişmeye çalışıyordu" diye konuştu.
- Sahada 10 kişi
Gümüş, Mülazımevvel Arif'in, Bor Ovası'nda şehit düşmesinden dolayı Fenerbahçe'nin o gün sahaya 10 kişi çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Fenerbahçe'nin, İstanbul'un işgaliyle başlayan düşmana mukavemeti sürüyordu. Kadıköy Kördere'deki lokal, İngilizler tarafından basılmıştı. Kulüp, İngiliz askerlerince muhasara altına alındığında gerekçe Anadolu direnişçileriyle iş birliği olmuştu. Doğruydu, Fenerbahçeliler, Üsküdar ve Kadıköy'den Anadolu'ya geçişi sağlıyor, asker ve silah naklini gerçekleştiriyorlardı. Savaşan Fenerbahçeliler, 1. Dünya Savaşı'nda futbolcu ve yönetici olarak savaşmış, Milli Mücadele'ye koşmuştu. Bazıları, başka bir cephede savaşmıştı. 1. Dünya Savaşı'nda veya sonrasında gizli görevleri sebebiyle isimleri gün ışığına çıkmayan nice yurtsever vardı. Onlar, Teşkilat-ı Mahsusa, karakol veya diğer teşkilatların da gizli görevlerinde yer almışlardı.
Galatasaray da hem kulüp hem de liseden şehit verdi. Galatasaray Lisesi öğrencisi Celal İbrahim, arkadaşlarına şu şekilde hitap etti; 'Arkadaşlar, hükümet savaştaki gerçekleri saklıyor. İyi durumdayız diyorlar ama Bulgarlar Silivri’ye kadar geldi. Top sesleri buradan bile duyuluyor. Kendimizi aldatmayalım. Vatan elden gidiyor. Bir şeyler yapmalıyız. Vatanı sahipsiz bırakmayalım. Harbiye Nezareti çağırıyor. Gönüllü olarak cepheye koşmanın zamanı gelmiştir. Ben gidiyorum. Vatanını seven benimle gelsin.' İbrahim, yaptığı konuşmanın gecesi Harbiye Nezareti'nin kapısına giderek sabaha kadar bekledi ve ilk gönüllülerden biri olarak cepheye gitti. Ardından 86 arkadaşı daha başvurmuş ve birçoğu cephede şehit olmuştu."
Beşiktaş'ın da savaş yıllarında ulusal bir bilinç içinde olduğunu vurgulayan Zeki Gümüş, İstanbul'un işgali sırasında, İstanbul kulüplerinin bir yönden direniş merkezleri haline gelmesi ve Beşiktaş da dahil kulüp mensuplarının Anadolu'da Cumhuriyet Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki ulusal bağımsızlık hareketine katılışının semt örgütlerini de faaliyete geçirdiğini aktardı.
- "BİK'ten tarihi görev"
Çanakkale Zaferi'yle ilgili tarihin gizli kalmış bir çok anısı olduğuna işaret eden Gümüş, "BİK, bu konuda önemli bir misyonu yüklendi. BİK Yayınları'ndan çıkan, Basın Penceresinden Harb-i Umumi ve Çanakkale isimli prestij eseri, bunlardan sadece birini teşkil ediyor" dedi.
BİK Tekirdağ Şube Müdürü Zeki Gümüş, tarihi gerçekleri belgeleyerek, gelecek nesillere aktarma görevini yeni eserlerle sürdüreceklerini sözlerine ekledi.