Güncelleme Tarihi:
Mehmet YİRUN/ÇORLU (Tekirdağ), (DHA) - JEOLOJİ Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Marmara Bölgesi'nde önümüzdeki 20 yıl içinde 7 büyüklüğünde bir deprem beklediğini belirterek," Marmara Denizi'ndeki depremlerin yaratacağı tsunami kıyılar için çok önemli bir konu. Bu konuda yapılmış çalışmalar var. Son İstanbul için yapılan tsunami çalışmalarında 4 ile 6 metre arasında İstanbul sahillerde tsunami bekleniyor büyük bir deprem sonucu" dedi.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından 17 Ağustos depreminin yıl dönümü nedeniyle Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası'nda Deprem ve Afetlere Hazırlık Paneli düzelendi. Panele Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Doğan Kalafat, ile davetliler katıldı. Paneli öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, kıyı bölgeleri tehdit eden bir tsunaminin olduğunu belirterek, "Marmara Denizi'ndeki depremlerin yaratacağı tsunami kıyılar için çok önemli bir konu. Bu konuda yapılmış çalışmalar var. Son İstanbul için yapılan tsunami çalışmalarında 4 ile 6 metre arasında İstanbul sahillerde tsunami bekleniyor, büyük bir deprem sonucu. Son 2 bin yılının deprem tarihi var Marmara Bölges'iyle ilgili elimizde. Bu konuda çalışan bir çok meslektaşımız var, jeoloji mühendisleri. Marmara Denizi'nde daha önce olmuş büyük depremlerin yarattığı tsunamiler oldu. En son Bodrum'da biliyorsunuz 6.6 büyüklüğündeki deprem denizde bir nokta 9 metre tsunami yarattı. Dolayısıyla Marmara Denizi'ndeki depremlerin yaratacağı tsunami kıyılar için çok önemli bir konu. Bu konuda yapılmış çalışmalar var. Son İstanbul için yapılan tusunami çalışmalarında 4 ile 6 metre arasında İstanbul sahillerde tsunami bekleniyor büyük bir deprem sonucu" dedi.
'HALKIN BU DEPREMLERE HAZIR OLMASI GEREKİYOR'
Türkiye'nin deprem bölgesi olmasıyla birlikte halkın da bu depremlere hazırlık olması gerektiğini ifade eden Eyidoğan, "Şimdi Türkiye'de deprem bölgesi haritasına baktığımız zaman kırmızı bölgeler her zaman büyük depremler olabileceğine dair bir işarettir. Bu resmi bir haritadır. Devletin yaptırdığı kırmızı bölgeler haritası her zaman burada yaşan halkın yöneticilerin büyük depreme hazır olması gerektiğini söylüyor. Ama biz depremin yerini zamanını ve tam olarak büyüklüğünü kesin olarak söyleyemiyoruz. Ancak bunun ihtimalini söylüyoruz. Yani Türkiye deprem bölgeleri haritasına baktığımız da gördüğümüz kırmızı bölgeler diyor ki, burada yaşıyorsanız depreme hazır olacaksınız. Nedir bunlar? Kuzey Anadolu fayının çevresindeki bölgeler, Doğu Anadolu Bölgesi'nin çevresindeki bölgeler, Marmara'nın hemen hemen tümü ve Ege Bölgesi'nin batı tarafı özellikle kıyılara yakın bölgeler. Bunlar birinci derece deprem bölgeleri. Yani Türkiye'nin elliye varan yakınındaki alanlar birinci derece deprem bölgeleri. Dolayısıyla bu bölgelerde yaşayanlar her zaman büyük depreme hazırlıklı olmak durumunda. Bunun gerçekten artık tartışma yapılmasına da gerek yok. Biz depreme hazırmıyız? Gelecekte büyük depremlere hazırmıyız? Büyükşehirlerde depremlere hazırmıyız? Bunun bir hesabını yapmamız gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye'nin son 2 binlik tarihine bakıldığın ülkenin büyük depremlere sahne olduğunu söylemenin doğrunu belirten Eyidoğan, "Son depremler bunu öncüsüdür diyemeyiz. Habercisi de şöyle. Evet bu depremler hasar yapıcı depremler, orta ve kuvvetli depremler bizi Türkiye'nin bir depremler ülkesi olduğunu hatırlatıyor. Hatırlatma açısından değerlendirmemiz lazım. Yani burada haberci deyince insanlar önceden depremin habercisi gibi algılamaması lazım. Hatırlatma açısından yorumlamak lazım. Bu da bu coğrafyanın yapısı. Türkiye son 2 binlik tarihine baktığımız zaman bir çok büyük depremlere sahne olmuş bir ülkedir" dedi.
20 YIL İÇİNDE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM VAR
Jeoloji Mühendisi Prof.Dr. Haluk Eyidoğan, 1999 depreminden sonra yapılan bir çok araştırmanın sonucuna değinerek, "Marmara Bölgesi önümüzdeki 20 yıl içinde büyük deprem ile karşılaşacaktır. Bu da 7'ye yakın olması yüzde 60. Bu bilimsel olarak hesaplandı ve yayınlandı. Bunu herkes biliyor. Dolayısıyla buna hazır olmamız lazım. Bugün bizim yapacağımız şey son 18 yıldır tartışıyoruz, olacak mı olmayacak mı diye. Bunu artık aşmamız lazım. Türkiye dünyadaki afet yönetim sistemine entegre olup onu anlayıp çağdaş bir afet yönetim sistemini büyük şehirlerde uygulamak zorunda. Aksi takdirde 99 depreminde yakalandığımız gibi yakalanabiliriz ve çok acılar çekebiliriz" dedi.
FOTOĞRAFLI