Güncelleme Tarihi:
TEKİRDAĞ,(DHA)- TEKİRDAĞ'da Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, Cem Vakfı Çorlu Şubesi tarafından Kırklar Cemevi’nde düzenlenen Muharrem Ayı Aşure ve Anma Programına katıldı.
Cem Vakfı Çorlu Şubesi tarafından Kırklar Cemevi’nde Muharrem ayı nedeniyle Aşure ve Anma Programı düzenlendi. Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan, Çorlu Kaymakamı Levent Kılıç, Tekirdağ Milletvekilleri Metin Akgün ve Candan Yüceer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, Çorlu Belediye Başkan Yardımcıları SerhadÇatalkaya ve Erdoğan Demirci, Ak Parti Çorlu İlçe Başkanı Kerim Atalay, CHP Çorlu İlçe Başkanı İsmail Akar, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve yöneticileri ile kadın ve gençlik kolları, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Muharrem Ayı Aşure ve Anma Programı açılış konuşmasını Cem Vakfı Çorlu Şube Başkanı Muzaffer Birdal’ın ardından Cem Vakfı Çorlu Şubesi Dedesi İbrahim Bayar ve Cem Vakfı Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Büklü, günün anlam ve önemine istinaden birer konuşma gerçekleştirdiler. Birdal ve Bayar’ın ardından kürsüye gelen Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, Muharrem ayının önemine değinirken, Muharrem ayının Aleviler için aynı zamanda matem ayı olduğunu ifade ederek, “Kerbela’da Hz. Hüseyin’in zulüm gördüğü ve katledildiği aydır Muharrem ayı... O gün, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in kızı Fatma ve Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'e, çocuklarına ve yanındakilere yapılan zulüm ve işkencenin acılarını bugün yüreğimizde yeniden yaşıyoruz.10 Ekim 680 tarihinde Kerbela'da yaşananları hatırladıkça içimiz bir kez daha ürperiyor, Hz. Hüseyin'in yaşadıklarını hatırlayınca insanın yüreği kan ağlıyor.
Tarihin çeşitli dönemlerinde Kur'ân-ı Kerim ve benzeri kutsal değerler, egemenliği ellerinde tutmak isteyenler ve bu imkânları başkalarına kaptırmak istemeyenler tarafından kötüye kullanılmış ve siyasi olaylara alet edilmiştir. Kişisel menfaatlerini her şeyin üstünde tutan bencil kişiler ve işin yorumunu yapamayan, gerçeklerin farkında olmayanlar da bu tür din sömürücülerine aldanıp peşlerine takılmışlardır.
Zulmün olduğu her yer Kerbela’dır. Her türlü zulme karşı hak mücadelesi veren herkes bizim için birer Hz. Hüseyin’dir. Kerbelâ aynı zamanda acıların ayrıştırdığı bir unsur değil, Alevî-Sünnî herkesi sevgide buluşturan ortak bir matemin adıdır. Bugün her türlü zulme, haksızlığa, ihanete karşı birlik ve beraberlik içinde olmak zorundayız. Alevîler ve Sünnîler birbirlerini geçmişten beri süregelen söylenti ve önyargılarla değil, oldukları gibi tanımaya çalışmalıdır. Böylelikle Hz. Hüseyin'i ve mücadelesini daha iyi kavramış oluruz.
Öte yandan aşure eşitliktir, aşure sevgidir, aşure bir şükürdür. Aşure birliktir, beraberliktir. Yoksulun aşevi, muhtacın sığınağı, bilim ve ilmin inanç ve kültür ile yoğrulduğu yuvada, Cem evinde gerçekleştirdiğimiz bu anma gününde sizlere, "Zalimin zulmüne karşı çıkmamak, mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı alçaklık sayarım. Zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım…" diyen H.z. Hüseyin'in ışığında ahlâk, insaf, adalet, sağduyu, basiret ve merhamet değerleri ile yoğrulmuş yarınlar diliyorum.
Muharrem ayınız mübarek olsun. Kerbela'da Şehit edilen Hz. Hüseyin'e, Kerbela Şehitlerine ve başta ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, zorda, darda kalan herkese Hz. Hüseyin sabrı diliyor, cümle canlara selam ediyorum” dedi.