Güncelleme Tarihi:
Mehmet YİRUN/ÇORLU (Tekirdağ), (DHA)- AK PARTİ İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, ABD'de Reza Zarrab ve Halk Bank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın yargılanmalarına değinerek, "Türkiye uluslararası hukuk düzeyine aykırı bir Amerikan tutumunu Birleşmiş Milletler nezdinde yine başka bazı uluslararası kurumlar nezdinde yargı önüne taşıma imkanına sahip" dedi.
Ak Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde Bakkallar Odası'nın genel kuruluna katıldı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şentop, ABD'de Reza Zarrab, davasına değinerek, şunları söyledi:
"Zarrab konusu Türkiye'de muhalefet partilerinin ve bazı basın yayın organlarının lanse ettiği gibi bir olay değildi. Daha çok ilgilendikleri işin magazin kısmıydı. Halbuki verilen kararda açık ve net olarak görüyoruz, aslında hukuk bakımından yargı tiyatrosu bir yargı piyesi izlemiş olduk. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki eyalet mahkemesinde duruşma salonunda gerçekleşen Zarrab davasının dışında öbür salonda bitişikteki bir başka salondaki davanın bir başka davanın kuralları usulleri aynı değil. Delillerin toplanmasından, birçok konuda çok farklı çok özel bu davaya mahsus hükümler uygulandı. Pek çok kişinin dikkatinden kaçmış olabilir davanın yargıcı, savcılara birkaç kez şunu sordu. Amerikan sisteminde, İngiliz sisteminde emsal dava, emsal kararlar çok önemlidir. Şunu sordular davanın benzeri bir dava daha önce oldu mu diye sordu yargıçlar. Savcılar, 'hayır buna benzer bir dava görülmedi' dediler."
'İNTİKAM ALMAYA ÇALIŞTILAR'
Şentop, Amerika'nın bir ambargo kararı aldığını, Türkiye'deki bir şirketin de buna uymadığı gerekçesiyle yargılama yaptığını belirterek,
"Kendi iç hukukuna göre alınmış bir karara başka bir devletin tabiiyetindeki gerçek ve tüzel kişilerin uymasını sağlamak için Amerika yargılama yapıyor. Dolayısıyla bu Amerikan tarihinde de benzeri olmayan bir uygulama. Buradaki maksat FETÖ'cüler eliyle Türkiye'deki 17 - 25 Aralık'ta gerçekleştiremedikleri operasyonun Türkiye'nin iktidarına, siyasi iktidarına karşı Cumhurbaşkanımıza karşı gerçekleştirmek istiyorlar. Benzerini Amerika'da yapmak sürdürmek istediler. Tabi malzeme sağlam olmayınca istedikleri gibi bir süreç yönetim gerçekleştiremediler. Malum oradaki ifadeleri, Zarrab'ın oradaki ifadelerine ne kadar güvenilebileceğini, hapishanede yaşadıkları gardiyanlara vermiş olduğu rüşvetlerden tutun da başka şeylere kadar birçok şey ortaya çıktı. Bu davadaki planlarını gerçekleştirmelerine imkan vermedi ama nihayetinde hiç kimsenin suçlamadığı bir adam üzerinden intikam almaya çalıştılar" diye konuştu.
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın bu ülkenin gerçekten onurlu, şerefli, haysiyetli insanlarından biri olduğunu ABD'de ispat ettiğini ve gösterdiğini söyleyen Mustafa Şentop, şöyle devam etti:
"Zarrab'ın bile suçlamadığı bir kişi şahıs fakat ellerinde o var diye bütün kurguyu onun üzerine yıkmaya çalıştılar. Temyiz imkanı var. Muhtemelen Hakan Atilla'nın avukatları süreci devam ettirecekler. Ama benim esas yoğunlaştığım konu Amerika Birleşik Devletleri'nin bu şekilde bir yargılama yapma yetkisi yok. Birleşmiş Milletler ambargo kararı alabilir, bu karar bağlayıcıdır. Türkiye bu karara uyar ve uymuştur. Amerika kendisi, kendi iç hukukuna göre bir karar aldığın zaman bu karar Amerika şirketlerini bağlayabilir. Amerikan şirketlerine sermaye ortağı olduğu şirketleri bağlayabilir, Amerikan vatandaşlarını bağlayabilir. Amerika Birleşik Devletleri sınırları içerisinde faaliyet gösteren, iş yapanları bağlayabilir ama Amerika ile hiçbir alakası olmayan başka ülkenin vatandaşı tabiiyetindeki ülkelerin vatandaşlarını, finans kuruluşlarını, şirketlerini bağlamaz. Eğer böyle derseniz dünya yaşanmaz hale gelir. Başta Amerikan vatandaşları, Amerika sınırları dışına çıkamazlar. Herkes tuttuğunu yakalayıp yargılarsa dünyada bir kaos ortamı olur. Buna biz eşkıyalık deriz. Dolayısıyla Türkiye uluslararası hukuk düzeyine aykırı bir Amerikan tutumunu Birleşmiş Milletler nezdinde yine başka bazı uluslararası kurumlar nezdinde yargı önüne taşıma imkanına sahip. Bunları muhakkak hükümetimiz değerlendirecek, görüşecek ama elimizde Türkiye'nin elinde çok büyük imkanlar var. Dünyada Amerika'nın bu tutumundan mağdur olan başta Avrupa olmak üzere birçok ülkeden finans kuruluşları var, şirketler var onların da açık veya üstü örtülü Türkiye'ye bu anlamda destek vereceğini düşünüyorum."
BYLOCK MAĞDURLARI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 'ByLock' kullanıcısı 11 bin 480 cep telefonu kullanıcısının iradesi dışında FETÖ'nün gizli haberleşme programı ByLock'a yönlendirildiğini açıklaması ve tahliyelerle ilgili soru üzerine Şentop, şunları söyledi:
"Onunla ilgili işlemler yapıldı. Burada yanlış ByLock yükleme değil de yine FETÖ'cü bir teknik grubun yapmış olduğu bazı programlar var. Bu programları kullandığınız zaman bu programlar üzerinden sizin bilginiz dışında ByLock sunucularına yönlendirme yapıyor sistem. Siz namaz vaktini tıklıyorsunuz veya bir şarkı indirmek için tıklıyorsunuz oradan sizi ByLock sunucusuna girmiş gibi gösteriyor. Burada girişler gözüküyor, şahıslar bağlanmış gibi gözüküyor ama çok kısa süreli bağlantılar var bir saniye birkaç saniyelik bağlantılar var. Sanıyorum bizim hakimlerimiz ve savcılarımız da bu noktada bir şüphe duydu. Bunları kullanan birisinin bir takım işler yapması gerekiyor, bu da zaman istiyor. Fakat 100 kere bağlanmış ama hepsi birer saniye, bir saniyede bir şey yapabilmesi mümkün değil. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı ve neticede düzeltme yapıldı 11 bin 480 kişinin aslında ByLock kullanıcısı olmadığı ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından diğer illerimizdeki başsavcılıklara gönderildi. Bunlardan soruşturması devam edenler yargılama aşamasında olanlar da eğer FETÖ ile ilgili başka bir delil yoksa sadece ByLock üzerinden bir işlem yapılmışsa bunlar tahliye edildi. Göreve iadelerle ilgili çalışmalar da yapılıyor. Çok farklı, belki Türkiye'nin değil dünyanın görmediği bir sinsilikte, gizlilikle çalışan bir örgütle karşı karşıyayız. Bir istihbarat örgütü mantığıyla çalıştığını görüyoruz. Bu tür şeytanlıklar tabiri caizse dünyada çok nadir çok az görülebilecek şeytanlıklar. O bakımdan böyle bir mücadelede zaman zaman bu tür hususlarla ilgili olarak hatalı durumlar ortaya çıkması mümkündür. Ama tespit edildiği anda da devletimiz gerekeni yapıyor, düzeltmeleri yapıyor. Burada hepimiz mücadele ederken kararlılığımızı etkileyecek, kararlılığımızı zayıflatacak bir takım tutumlar olmaması lazım. O açıdan buna dikkat etmemiz lazım. Bir takım yanlışlıklar varsa yargılama süreçleri içerisinde mutlaka düzeltilecektir. Ama örgütle mücadeledeki kararlılıkta kesintisiz olarak devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."
FOTOĞRAFLI