IHA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2015 10:08
Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesi Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şubesi’nden yapılan açıklamada, "Bugün bize Ermeni soykırımı yalanını dayatanlar, dün bize Sevr’i dayatanlardır. Soykırım tarihi bir yalandır" denildi.
ADD Çerkezköy Şubesi’nce ’Ermeni soykırımı’ ile ilgili açıklama yapıldı. Açıklamada, Ermeni soykırımının tarihin çarpıtılması olduğu ifade edilerek, "Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasının yolunu açan 1878 Berlin Antlaşması sonrası, kendilerine Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurma vaadi verilen Osmanlı Ermenileri, Ermeni İhtilal Komiteleriyle devlete karşı 1888-1915 yılları arasında tıpkı bugün PKK’nın yaptığı gibi binlerce kişinin ölümüne sebep olan baskın ve katliamlar gerçekleştirmiş, 1. Dünya Savaşında Doğu Anadolu’yu işgal eden Çarlık Rusyası ordularında Osmanlı’ya karşı savaşmış, katliamlar yapmış, Kurtuluş Savaşında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu işgal eden Fransız ordularında yer almış ve dönemin hükümeti tarafından çıkarılan zorunlu göç yasası kapsamında askeri bir tedbir olarak olayların yoğun yaşandığı yerlerden, yine Osmanlı toprağı olan başka vilayetlere göç ettirilmişlerdir. 85 bin Osmanlı Ermenisi’nin yaşadığı İstanbul’da soykırım günü ilan edilen 24 Nisan 1915 günü, sadece 2 bin 345 Ermeni’nin tutuklandığı sabittir, belgelidir. Bu durum bile olayın bir soykırım olmadığının en basit kanıtıdır. Yine 1914 yılı Osmanlı nüfus sayımında 1 milyon 229 bin Ermeni nüfusu olduğu, bunun yaklaşık 500 bininin zorunlu göçe tabi tutulduğu, göç edenlerin geriye dönenleri, Kafkaslara, İran’a gidenleri bulunduğu devlet arşiv ve belgeleriyle sabittir. Esasen bu döneme ait tüm devlet arşivleri işgal kuvvetlerince toplanıp İngiltere’ye götürüldüğü ve incelendiği halde herhangi bir suç delili bulunamadığı da bir tarihsel gerçektir. İşte bu nedenlerle Ermeni Soykırımı iddiası kocaman bir tarihi yalandır" denildi.
Ermeni soykırımının ikinci sorunlu yönünün ise hukuksal bir dayanağı olmadığı yönüne dikkat çekilen açıklama şöyle devam etti: "Ermeni soykırımı iddiasının hukuki dayanağı da yoktur. Çünkü soykırım, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesinde, ’Ulusal, etnik, ırksal, ya da dinsel bir gurubun kısmen ya da tamamen gerçek kişiler tarafından, kasten ortadan kaldırılması’ olarak tanımlamıştır. Buna göre, kişiler soykırımla suçlanabilir, devletler ve milletler değil. Bu suç, özel kastı ile işlenmelidir. Soykırım suçu işlendiğine ancak, suçun işlendiği ülke yetkili mahkemesi, ya da yargılama yetkisine sahip olan uluslararası bir ceza mahkemesi karar verebilir. Oysa Ermeni Soykırımı yalanı ile Türkiye ve Türkler suçlanmaktadır. Olayda Ermeni ırkını ortadan kaldırma özel kastı olduğu iddiası gülünçtür. Bunu gösteren tek bir belge yoktur. Soykırım konusunda Türkiye aleyhine verilmiş ulusal ya da uluslararası bir yargı kararı yoktur. Ama aksi yolda, yani soykırım iddialarını boşa çıkaran üç ayrı yargı kararı vardır. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak barıştan yana olan tüm devletlere sesleniyoruz: Yüzyıllarca bu topraklarda birlikte, kardeşçe yaşamış olan Türklerle Ermenileri, Osmanlı’nın paylaşılması sürecinde kendi emperyalist emelleri için birbirine düşman eden, Birinci Dünya Savaşında 9 cephede ve Batı’da Çanakkale’de bize Sevr’i dayatanlarla vatan için savaşan Türkleri, Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni devleti kurma vaadi ile kandırıp, Ermeni İhtilal Komiteleri eliyle arkadan vurduran, ve bu trajedinin yaşanmasına neden olan Haçlı zihniyetini, Dünya barışını zedeleyen emperyalizmi, mahkum edin. Mahkum edin ki Dünya Barışı doğsun."