Güncelleme Tarihi:
SİVAS, (DHA)- SİVAS Kongresi'nin 99'uncu yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Sivas 7'nci Kitap Günleri" yoğun katılımlarla devam ediyor.
4 Eylül Sivas Kongresi Kültür ve Sanat Şenlikleri etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Sivas 7'nci Kitap Günleri"nde söyleşiler aralıksız devam ediyor. Sivaslı gazeteci yazar Yavuz Bülent Bakiler, "Var Olmamız Yok Olmamız" konulu söyleşi ile vatandaşlarla buluştu. Buruciye Medresesi’nde düzenlenen söyleşiye katılım oldukça yoğundu. Konuşmasının bazıları tarafından son derece önemli olacağına değinerek sözlerine başlayan Yavuz Bülent Bakiler, "Türkiye’nin ve Türk topluluğunun üzerinde hassasiyetle durması gereken bir konu var. Ben bunu Hacı Bektaş Veli Hazretlerinin Makalet adlı kitabında gördüm, beni düşündürdü ve bana yeni bir ufuk açtı. Basitin ötesinde basit önemlinin ötesinde çok önemli bir tespit. Hacı Bektaş Veli hazretleri, iman, akıl ve şeytan üçlüsü üzerinde çok büyük bir dikkatle duran din alimimiz diyor ki; bu tespitlerinden birisinde iman bir hazinedir akıl bu hazinenin sahibidir şeytan ise hırsızdır. Akıl imanın başından çekilip giderse şeytan imanı çalar akıl çok önemli. Diyor ki Hacı Bektaş Veli hazretleri, iman süttür, akıl bu sütün sahibidir, şeytan ittir, üçü bir aradadır. Sütün sahibi, sütün başından ayrılırsa ne olur it yani şeytan sütü içmeye başlar. Burada Hacı Bektaşi Veli hazretleri aklın önemini ortaya koymaya çalışıyor." dedi.
"OSMANLI TÜRKÇEYİ YAYGINLAŞTIRAMADI"
Osmanlı’nın Türkçeyi geniş bir alana yayamadığına dikkat çeken Bakiler, "Osmanlı İmparatorluğunun sebebi Türkçeyi yaygınlaştıramamaktan kaynaklanır Türkçeyi geniş bir alana yayamadık. İmparatorluk bu sebepten duraksamaya, gerilemeye, yıkılmaya başladı. Ben bu yazıyı okuduktan sonra bütün samimiyetimle söylüyorum neden bir topluluk karşısında rahat konuşamadığımı anladım çünkü okumuyordum ve hafızamda yeterli miktarda kelime yoktu. Ben, Namık Kemal’in yazısını okuduktan sonra içerisinde bulunduğum facianın boyutlarını çok iyi değerlendirdim dedim ki aklımda yeterli kelime olmadığı için ben toplumda konuşamıyorum. Bu nerde var, bu bakkalda yok, bu kitaplarda var. Okumaya başladım fakültenin birinci sınıfından itibaren okudukça çok cahil bir insan olduğumu gördüm ve cehaletimden utandım. Daha çok daha çok daha çok okumaya başladım, okudukça hafızamda yeni kelimeler boy vermeye başladılar. Günün birinde hafızamda yeterli miktarda kelime seviyesi meydana gelince bir topluluk önünde dakikalarca kağıda bakmadan şey demeden, yani demeden bir takım çirkinliklere bulaşmadan konuşmaya başladık. Niye okudukta ondan, algımızı kullanmaya başladıkta ondan. Aklı değerlendirdiğiniz zaman böyle bir takım güzelliklerle karşı karşıya kalıyorsunuz." dedi. Bakiler söyleşinin ardından imza alanına geçerek okuyucularının kitaplarını imzaladı.
FOTOĞRAFLI