Güncelleme Tarihi:
Gökhan CEYLAN/ŞARKIŞLA (Sivas), (DHA) - MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, refarandum süreciyle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi'nin de değiştiğini belirterek, "Sırf halk oylamasının adı dahi CHP'yi olumlu yönde değiştirmeye yetti. CHP olumlu yönde gidiyor. İyi bir yolda gidiyor. CHP bize hiç Ak Parti demiyordu, AKP diyordu. Şimdi halk oylamasının ismi geldikten sonra 'Ak Parti' demeye başladı. Cumhurbaşkanımıza 'Sayın Cumhurbaşkanı' diyeceğiz diyor" dedi.
Milli Eğitim Bakanı İstmet Yılmaz, öğle saatlerinde bazı programlara katılmak üzere Ankara'dan karayolu ile Sivas'ın Şarkışla ilçesine geldi. Bakan Yılmaz burada Kayseri Şeker Fabrikası tarafından Aşık Veysel Gençlik ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen çiftçi eğitim seminerine katıldı. Seminere Bakan Yılmaz'ın yanı sıra Sivas Valisi Davut Gül, Şarkışla Kaymakamı Akif Pektaş, Şarkışla Belediye Başkanı Ahmet Turgay Oğuz, Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Akay ve çiftçiler katıldı. Seminerde konuşan Bakan Yılmaz, hükümetleri döneminde eğitimde ve tarımda yapılan çalışmaları anlattı.
"CHP OLUMLU YÖNDE GİDİYOR"
16 Nisan'da yapılacak referandum sürecine de değinen Bakan Yılmaz, halk oylaması ismi henüz kabul edilmeden Cumhuriyet Halk Partisi'nin değiştiğini belirterek, "CHP nasıl değişti? Sırf halk oylamasının adı dahi CHP'yi olumlu yönde değiştirmeye yetti. CHP olumlu yönde gidiyor. İyi bir yolda gidiyor. Bakın önceden 'Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne' götüreceğim' dedi. O millete sorulacak, onda da Anayasa Mahkemesi'ne gidilir mi? Bunu fark etti şimdi 'Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğim' dedi. Niye? Halk oylamasından dolayı. Halkın söz söyleme hakkı olduğu yerde bir başka kimseyi araya koymak demokratik rejimlere, halka güvene, milli iradeye saygıya uymazdı. Olumlu değişti. Cumhuriyet Halk Partisi şimdiye kadar başörtülü kardeşlerimize, 'Orta çağın ürünü, irticadır, mültecidir' diye her bir şeyde bir şey söyledi. Yani bunu devlete meydana okunacak temel hak ve özgürlüklerden saymazdı. İlk defa Maltepe'de hanım kardeşimize kendini bilmezin biri nezaketsizlik, saldırı yapınca Kılıçdaroğlu bu kardeşimizi ziyaret etti. Teşekkür ediyoruz. Doğru bir işlem yaptı. Bakın daha önceden devlete tehdit olarak gördüğü bir hususa şimdi destek vermek durumunda kaldı. 'Türkiye'de herkes kılığında, kıyafetinden özgürdür' dedi. CHP bu konuda da değişti. Necmettin Erbakan'a 28 Şubat'ta ne çektirdiler. Değil mi? Erbakan 'Bana ikinci doktoramı yaptırdılar' dedi. Geçen gün rahmetli Necmettin Erbakan'ın anma toplantısına katıldı. İşte bakın halk oylaması CHP'yi nasıl değiştirdi. Bizim ismimiz Adalet ve Kalkınma Partisi, kısaltılması Ak Parti. CHP bize hiç Ak Parti demiyordu, AKP diyordu. Şimdi halk oylamasının ismi geldikten sonra 'Ak Parti' demeye başladı. Cumhurbaşkanımıza 'Sayın Cumhurbaşkanı' diyeceğiz diyor. Bakın halk oylamasının adı dahi CHP'yi olumlu yönde değiştirmeye yetti. Hiç şüpheniz olmasın ki bu değişiklik geçerse inşallah milletimizde, Türkiye'nin yönetimi de olumlu yönde değişecektir" dedi.
"ANAYASA MESELESİ MEMLEKET MESELESİDİR"
Anayasa değişikliği hakkında da bilgiler aktaran Bakan Yılmaz şöyle dedi:
"Anayasa değişikliği parti meselesi değildir, memleket meselesidir ve 80 milyonun her birinin kendi meselesidir. Bu partiler dışı bir meseledir. Yani bir kardeşim ister devlet memuru olsun, ister başka bir şey 'evet' veya 'hayır' demekte serbest ama bir başka kimseye hakaret etmekte yasak. Öyle bir şey yapamaz. Ötekileştirici, kutuplaştırıcı kişilik haklarına saldıran bir üslupla tarafını belirtmesi hatalı olur. Ancak bu anayasa bu ülkeye uygundur 'evet' bu anayasa şu gerekçeler için uygun değildir 'hayır' demek her vatandaşın hakkıdır. Dolayısıyla anayasa meselesi memleket meselesidir. Anayasa meselesi 80 milyonun ve gelecek nesillerin meselesidir. Bu aziz millet bu ana kadar hiç yanılmadı."
"MİLLETİNDEN GÜÇ ALANA TEK ADAM DENMEZ"
Cumhurbaşkanlığı sisteminin 'tek adam' olarak eleştirilmesiyle ilgili de konuşan Bakan Yılmaz, şunları söyledi:
"Bazen deniliyor 'tek adam'. Tek adamın bir gücü olabilir mi, kuvveti olabilir mi? Tek adam yanına milletini alırsa güçlü olur. Millet yoksa güç sahibi değilsin. Saddam ve Kaddafi de tek adamdı diyorlar. Tek adamlardan birisi köprü altında yakalandı birisi de kuyuda yakalandı. Dolayısıyla yanında milleti olmayanlara dersin ama milletin yanında olan gerçek güç adamıdır. Diktatörler tankı önüne koyar milletine karşı tankla savaşır. 15 Temmuz Türkiye'nin mutlaka milletiyle beraber güçlü bir lidere sahip olması gerektiğini gösterdi. Ve milletiyle beraber tankların önünde kaldı. Milletiyle beraber tankın önünde durana diktatör denmez. Milletinden güç alana tek adam denmez. Dolayısıyla bu millet hiç yanılmadı. 'Bu millet hata yapar, yanılır' diyemedikleri için böyle bir suçlama yöneltiyorlar. Bu millet kendi değerleriyle barışık olmayan, kendi değerleriyle adeta kavga eden, milletle arasına mesafe koyan milletine hizmet etmeyen hiç kimseyi bu göreve getirmez. Menderes de, Özal da ve Tayyip Erdoğan da doğru yaptı. Hiç şüpheniz olmasın bundan sonra da daha doğru yapacaktır."
Bakan Yılmaz daha sonra aynı salonda muhtarlarla Şarkışla İlçe Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.
FOTOĞRAFLI