Güncelleme Tarihi:
İrfan ÖZŞEKER/KANGAL(Sivas), (DHA)- MİLLİ Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesindeki olayları değerlendirirken, "O çirkin olayda ötekileştirmeye, dışlaştırmaya yol açmamak için kınamamız gereken bir eylemdir. Hiç kimse 'ben farklıyım' demekle ötekileşmez. Ne zaman 'ben sizden farklıyım' diyene 'evet siz bizden farklısınız' denildiğinde işte o zaman ötekileşme ve farklılaşma başlar. Bu güzel ülkede barış ve huzur içinde yaşamak ortak irademizdir" dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğle saatlerinde karayolu ile Sivas'a gelerek, Kangal ilçesine bağlı Kocayurt köyünde yapımı tamamlanan Esma-Mehmet Balı Cemevi'nin açılışına katıldı. Törene Bakan Yılmaz'ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Sivas Valisi Davut Gül, il protokolü ve çok sayıda kişi katıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba törende laptığı konuşmada Türkiye'yi Ortadoğu ülkelerinden ayıran iki önemli özellik bulunduğunu vurguladı. Ağbaba, şöyle dedi:
"Bugün Türkiye Suriye, Irak, İran, Libya değilse iki şeyin sayesinde. Birincisi bu topraklara her zaman hoşgörü, barış tohumlarını eken velilerimiz, ulularımız, Hacı Bektaş-i Veliler, Yunus Emre'ler, Mevlana sayesinde. Onların sayesinde barış içerisinde, kardeşlik içerisinde yaşıyoruz. Biliyorum ki Sivas'ta burada her zaman sizlerde Alevisiyle, Sünnisiyle, Kürdüyle, Türküyle her zaman bu tohumlara su verdiniz, su vermeye devam edeceksiniz. Bir diğer şey bizi Ortadoğu'daki bir ülkeden farklı kılan bir diğer şey ise bizim bugün kıymetini daha fazla bilmemiz gereken şey laik, demokratik cumhuriyetimiz. Bugün Anadolu topraklarında insanlarımız mezhepleri nedeniyle kesilmiyorsa, etnik kimliğinden dolayı ciğerleri kesilip yenilmiyorsa, vahşet uygulanmıyorsa bunu laik, demokratik Cumhuriyet'e borçluyuz. Bunu laik, demokratik, Cumhuriyet'i kuran bu toprakların yetiştirmiş olduğu en büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz. Zaman zaman haklı, haksız eleştirilse de hep beraber sağcısı solcusu Mustafa Kemal Atatürk'ün değerlerinin kıymetini bilmeliyiz. Kıymetini bilmeliyiz ki Türkiye Ortadoğu ülkelerine benzemesin, Türkiye Afganistan'a, Pakistan'a benzemesin. Geçtiğimiz günlerde bir olay yaşandı onu da burada barışın tohumlarının atıldığı topraklarda kınamak istiyorum. 80 yaşında bir kadının cenazesi Türkiye'de maalesef hiç kimsenin sağcı, solcu, AK Partili, CHP'li, MHP'li, HDP'li hiç kimsenin istemediği bir görüntü oldu. O da yine sağduyulu insanlar sayesinde kınandı, toplumun bütün kesimleri kınadı bende bu olayı bir kez daha kınamak istiyorum."
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU
Ağbaba'nın ardından konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz çocukların dünyaya geldikleri toplumun ulaştığı kültür birikiminden yararlandığını ve sahiplendiğini söyledi. İnsanların en önemli ihtiyaçlarından birinin de inanç özgürlüğü olduğunu ifade eden Bakan Yılmaz, şöyle dedi:
"Kültürün muhtevasını nesilden nesile aktarmak, zenginleşmesini sağlamak ve gelişimi için elverişli ortamı sağlamak eğitimin görevidir. İnsanın kendi potansiyelini en üst seviyeye çıkmasını sağlamak insanların önem verdiği ihtiyaçlarını doğru ve yeterli bir şekilde karşılanmasına bağlıdır. Bu ihtiyaçlardan biri de inanç özgürlüğüdür. İnanç su gibi, ekmek gibi kutsal ve en az onlar kadar bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaçların doğru kaynaktan karşılanması kişinin ve toplumun huzurlu kılar ve kişinin ve toplumun gelişmesi için de gerekli ve yeterlidir. Bu çerçevede devlet olarak vatandaşların inançlarına yönelik ihtiyaç ve taleplerini karşılamak yöneticilerin öncelikli görevi ve sorumluğudur. Bu ülkede yaşayan her vatandaşın birlikte yaşadığı insanların inancını, kültürünü, değerlerini bilmesi ve birbirini tanıması barış içinde kardeşçe bir arada yaşamanın unsurudur."
"ALEVİLER VE SÜNNİLER OLARAK KARDEŞİZ"
Yüzyıllardır bir arada yaşan Alevi ve Sünnilerin kardeş olduğunu ifade eden Bakan Yılmaz şöyle devam etti:
"Bu amaçla din kültürü ve ahlak dersini vatandaşlarımızın inançlarının değerlerinin esas unsurlarını öğrencilerimize öğretilmesini amaçlıyoruz. Yüzyıllardır bir arada yaşayan aleviler ve Sünniler olarak dindar ve kardeşiz. Ülkemizdeki Alevilerle ilgili sorunlar sadece Alevileri, Sünnilerle ilgili sorunlarda sadece Sünnileri değil, hepimizi ilgilendirmektedir. Çünkü bizler gerçekten bir vücudun parçaları gibiyiz. Bir organdaki sıkıntıya diğerinin de ilgisiz kalması mümkün değil. Bu anlayışla sorunlarımız var ama birlikte çözeceğiz. İnanç ve düşüncelerimiz arasındaki aynı, benzer ya da farklı yönleri doğru olarak öğrendiğimizde karşılıklı iletişimimiz daha çok artacaktır. Alevi-Sünni kardeşlerimiz birbirini olduğu gibi tanıyacaktır."
"ALEVİLERİN SORUNLARI BİZİM SORUNLARIMIZDIR"
Alevilerin sorunlarının çözümü için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Yılmaz şöyle dedi:
"Bu hedefe sadece okul programlarıyla ulaşabilmek de mümkün değildir. Bu konuda başta anne ve babalara, eğitimcilere, aydınlara, kanaat önderlerine, din görevlilerine, Alevi vakıf ve dernek mensuplarına, cemevlerimize kısacası milletimizin her kesimine büyük sorumluluk düşmektedir. Alevi kardeşlerimizin sorunları bizim sorunlarımızdır. Bunu inanarak canı gönülden söylüyorum. Bu sorunları birlikte çözeceğiz. Kanaat önderleri ile düzenlediğimiz Alevilik çalıştayı. Çalıştayların da bir amacı budur. Bu ülkede hiç kimse inancı, düşüncesi ve yaşam tercihinden dolayı dışlanıp ötekileştirilmeyecektir."
'KINAMAMIZ GEREKEN BİR EYLEM'
Bakan Yılmaz HDP'li Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesindeki olayları değerlendirirken, çirkin olan bu olayı ötekileştirmeye, dışlaştırmaya yol açmamak için kınamak gerektiğini söyledi. Bakan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Hiç kimse 'ben farklıyım' demekle ötekileşmez. Ne zaman 'ben sizden farklıyım' diyene 'evet siz bizden farklısınız' denildiğinde işte o zaman ötekileşme ve farklılaşma başlar. Çanakkale'de, milli mücadelede ve demokrasinin kesintiye uğratılmak istendiği dönemlerde bu milletin bütün fertleri olarak nasıl bir araya geldik ve birlikte mücadele ettik ve bu devleti birlikte kurduysak, bundan sonra da bu ülkede kardeş ve barış içerisinde diğer inanç gruplarıyla birlikte yaşayıp bu ülkeyi çağdaş uygarlık seviyesi üzerine çıkaracağız, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizler bu güzel ve büyük ülkenin eşit vatandaşlarıyız. Büyüklüğümüzü ve gücümüzü sahip olduğumuz değerlerimize ve özellikle de beşeri sermayemize borçluyuz. Yaşadığımız coğrafya hepimizi bağrına bastı, bu güzel ülkede barış ve huzur içinde yaşamak ortak irademizdir. Bu irade doğrultusunda dayanışmamızı artırmamız hepimizin ortak görevidir."
Konuşmaların ardından Cemevinin açılışı gerçekleştirildi.
FOTOĞRAFLI