Güncelleme Tarihi:
Ali LEYLAK- Ömer PINAR/ŞANLIURFA, (DHA) - ATATÜRK Baraj Gölü'ndeki suyun 221 kilometrelik kanallarla taşınacağı Mardin’de heyecanlı bekleyiş sürerken, kanalın tamamlandığı Şanlıurfa'da, çiftçilerin yüzü gülüyor. Şanlıurfalı çiftçiler, arazilerinin sulanmasıyla kuraklığın sona erdiğini, refah seviyelerinin yükseldiğini söyledi. Çiftçiler, Mardin'de de arazilerin suya kavuşmasının geliri artıracağını ve tersine göçü sağlayacağına inanıyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı koordinesinde, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen projeyle 221 kilometre uzunluğundaki Mardin-Ceylanpınar Sulama Ana Kanalı'nın kalan 25 bin 321 metrelik kısmı da tamamlandı. Depolama istasyonlarının yapılması ve GAP Eylem Planı'nda yer alan 4 ayrı proje ile ilgili çalışmalar sürüyor. Proje ile 2 milyon 167 bin 930 dekar tarım arazisi suyla buluşacak, 433 bin kişiye istihdam, yıllık 500 milyon lira gelir sağlanacak.
ÇİFTÇİLER UMUTLU
Projeden ilk yararlanan kent olan Şanlıurfa'da çiftçi Habib Pamur, Atatürk Barajı’ndan Harran Ovasına su bırakılmadan önce bölgenin çölden farksız olduğunu, suyla birlikte refah düzeyinin yükseldiğini, arazilerinin değerlendiğini dile getirdi. Su ile birlikte ekonomik olarak refaha erdiklerini ifade eden çiftçi Pamur şunları söyledi:
“Buradaki araziler bir çöldü ve koyunlar otlatılırdı. Burada hiçbir tarım arazisinde bir şey yetişmezdi. Pamuk, buğday, mısır yetişmezdi. Daha sonra Atatürk Barajı'ndan buraya su geldi ve bütün arazilerden yararlanabiliyoruz. Arazilerimize pamuk ve mısır ekebiliyoruz. Suyun gelmesi buradaki esnafın ve çiftçilerin de bütçesine çok iyi bir şekilde yansıyor. Su gelmeden önce burası tamamen çöldü ve insanlar bir şeyle uğraşamıyordu. Hayvancılıktan başka bir şey yapılmıyordu. Şimdi ise millet tarımla uğraşıyor, sera ekiyor ve pamuk ekiyor suyun gelmesi milletin bütçesine ek katkı oldu. Suyun gelmesi zaten bir nevi medeniyetin gelmesi gibi bir şey oldu. Su geldikten sonra bu ortama barış ve huzur geldi. Eskiden su olmadığı için kavga olurdu. Su geldi diye şimdi barış da var, huzur da var, kavga eden yok. Yine suyla birlikte bölgedeki terör olayları ve göç olayları azalacak."
Bölge çiftçilerinden Hasan Çardak ise geçmişte arazilerini işleyemedikleri için ırgatlık yapmak üzere farklı coğrafyalara gitmek zorunda kaldıklarını dile getirerek şunları anlattı:
"Suyun gelmesi ile birlikte refaha kavuştular ve çiftçilerimiz daha iyi verim elde ettiler. Cepleri para kazandı ve mağdur değiller. Bununla birlikte eksikliklerde vardır. Çiftçilerimiz bilinçsiz ve eğitimsizdi. Birden herkes suya çullandı. Barbarca sulama şekliyle arazilerimizin çoraklaştırıp tuzlanmasına sebep oldular. Bizim yaşadığımız bu sıkıntının aynısının Mardin’e yaşanmasını istemiyoruz. Umut ediyoruz ki bu su bizim gibi Mardinlilerinde yüzünü güldürür."
Viranşehirli çiftçi Mustafa Kaplan da barajdan gelen suyla tarlalarını suladıklarını ifade ederek, "Baraj suyu bizim için çok büyük bir avantaj ve mahsulümüzü barajdan gelen su ile yapıyoruz. Su bizim için bir hayat kaynağıdır. Su olmasa bir şey olmaz. Harran Ovasına su gelmeden önce bizler sebze ve meyveye hasrettik. Şimdi ürün bol ve ucuz her mevsimde isteğimiz ürünü rahatlıkla bulabiliyoruz. Yine eskiye nazaran mevsimlik tarım işçiliği göçü bölgeye su gelmesiyle birlikte yarılandı. Aynı şeklide Mardin’e su gelirse hayat kaynağını değiştirebilir" diye konuştu.
DOÇ. DR. ÖZTÜRKMEN: SU MALİYETİ AZALTACAK, ÇİFTÇİMİZ PARA KAZANACAK
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölüm Öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, Atatürk Barajı’ndan Mardin’e su götürülmesinin bölge insanı açısından çok mutluluk verici olduğunu kaydetti.
KIZILIRMAK GİBİ AKACAK
Sulama alanının genişlemesi ve bunun baraj suyuyla yapılmasının maliyetleri artırıp, geliri artıracağını vurgulayan Doç.Dr. Öztürkmen şöyle konuştu:
"Atatürk Barajı'ndan 221 kilometre uzunluğunda olan Mardin kanalına su verilmiş ve çalışmaya başlamıştır. Bunun 195 kilometresi ilimiz sınırları içerisinde yer almaktadır. 195 ile 200 kilometre arasında olan kısımda Mardin sulama kanallarının içerisindedir ve Mardin toplama havzasında toplanacaktır. Türkiye’deki en büyük kanallardandır. Harran Ovası'na verilen kanallardaki su debisi saniyede 134 metreküptür. Mardin-Ceylanpınar kanalındaki su debisi ise 200 metreküptür. Yani bir Kızılırmak Nehri kadar su Mardin’e doğru taşınmaktadır. Bu alanda yaklaşık 2 milyon 167 bin dekarlık bir alan sulanacaktır. Bu sulanan alanların yüzde 41’i Şanlıurfa sınırları içerisindedir. Bunun yüzde 59’u da Mardin tarım alanlarını sulayacaktır. 2’nci GAP eylem planında bahsedilen hedeflerden bir tanesiydi . Biz ümit ediyoruz ki GAP Projesi enerji aşamasında yüzde 85’lere varan rakamlarda tamamlanmıştır. Ama ancak sulama kısmında ise en son yapılan bu çalışmalarla birlikte yüzde 27-28 olduğunu tahmin ediyorum. Bu sulama sistemlerinin artması Mardin sulamasıyla beraber şüphesiz ki enerjiye bağımlılık bir nebze azalmakta ve sulanan 2 milyon 167 bin dekarlık bir alanda maliyet azaldığı için çiftçimiz daha büyük paralar kazanmaktadır.”
‘TERSİNE GÖÇ OLACAK’
Tarımda en büyük masraf, enerji, gübre ve tarımsal ilaçlar olduğunu da anlatan Doç.Dr. Öztürkmen, "Dışarıdan oraya doğru göçler olacak ya da geri dönüşler devam edecektir. Bizim en büyük problemlerimizden biri geçim sıkıntısı ve yokluktur. Bu gelir artıkça insanlar daha iyi yaşadıkça bu bölgedeki terör olaylar gittikçe azalacaktır. Zaten terörün en büyük hedeflerinden bir tanesi gelir seviyesini aşağı düşürerek, karışık ve karmaşık olaylar yaratmaktır. Bu şekilde tarımın artışıyla beraber ümit ediyorum ki önümüzdeki günlerde bölgemizde barış tohumları, mutluluk ve bereket gelecektir" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI