Polat: "Kıt İmkanlarla Biyolojide Türkiye 7’incisi Olduk"

Güncelleme Tarihi:

Polat: Kıt İmkanlarla Biyolojide Türkiye 7’incisi Olduk
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2015 13:17

İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN BU BAŞARILARI YAKALADIKLARINI SÖYLEYEN ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ(OMÜ) FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. NAZMİ POLAT, YETERLİ İMKANLARIN SAĞLANMASI HALİNDE ÇOK DAHA BÜYÜK BAŞARILAR YAKALAYABİLECEKLERİNİ SÖYLEDİ.

Türkiye’de biyoloji alanında 7. olduklarını belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazmi Polat, yeterli imkanların sağlanması halinde çok daha büyük başarılar yakalayabileceklerini söyledi.
Web of Science/InCites ile YÖK’ün yayınladığı verilerden yararlanılarak hazırlanan University Ranking by Academic Performance (URAP) 2015-2016 Türkiye sıralama sonuçları açıklandı. University Ranking By Academic Performance(URAP) Araştırma Laboratuvarı 2015 sıralamasına göre OMÜ biyoloji, kimya, çevre bilimleri, tıp, sağlık bilimleri, ziraat ve veterinerlik alanlarında dünyada ilk bin üniversite içinde kendisine yer buldu. Türkiye’de ise biyoloji alanında 7, kimya ve çevre bilimlerinde 9, tıp ve sağlık bilimlerinde 13, psikoloji ve bilişsel bilimler alanlarında 14. sıralarda yer aldı.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan OMÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazmi Polat, kısıtlı imkanlarla ve akademisyenlerin özverileriyle bu başarıları yakaladıklarını söyledi. Temel bilimlere gerekli önemin verilmediğinin altını çizen Polat, imkansızlıktan dolayı biyolojide yeterli akademisyen yetiştiremediklerini ifade etti.
"BİYOLOJİ BÖLÜMLERİ KAPANMA NOKTASINDA"
Biyoloji Bölümü olarak Türkiye’de yakalamış oldukları başarıyı değerlendiren OMÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazmi Polat, "Önceki yıllarda da ilk 10 içinde yer aldık. Bu sene de 7. sırada yer aldık. Bu da üniversitemizde en fazla bilimsel aktivite gösteren bölüm manasına geliyor. Bizim bölümümüzde bu bilimsel aktivitelerimizi sağlayan akademisyenlerimiz ve yardımcı arkadaşlarımız sayesinde oluyor. Biz yakın zamana kadar ortalama 100 öğrencinin mezun olduğu bölüm hüviyetindeydik. Ama Türkiye genelinde temel bilimlerin yanlış değerlendirilmesi, temel bilimsiz bilim olmayacağının idrak edilememesi maalesef birçok üniversitemizde matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi öğrencisiz konuma düşmesine neden oldu. Bunun sorumluları bunun cevabını aramalı. Biyoloji alanında kendi çevremizden örnek verecek olursak; Ordu, Sinop, Tokat ve Giresun Fen Edebiyat Fakültelerinin biyoloji bölümlerinde öğrenci yok. Bu kadar bölüm varken öğrencinin neden olmadığı sorusunun da cevabı verilmeli. Öncelikle boş olan yerlerdeki mevcut akademisyenlerimizin aktivitelerini yerine getirebileceği bir merkez kurulmalı. Birliktelik oluşturulmalı. Bu birliktelik bizim yakaladığımız başarıyı daha da ileri noktalara taşıyacaktır. Bizim esas sıkıntımız temel bilimlere karşı uygulanan bu politika karşısında kan kaybetmemiz. 50d kadrolarla doktora yapan her arkadaşımız doktorasını bitirdiği gün üniversiteyle ilişkisi kesiliyor. Bu şekilde geçen yıl iki, bu yıl üç asistanımızı kaybettik. Bize yeni araştırma görevlisi kadrosu da verilmiyor. Yıllardır biz araştırma görevlisi alamıyoruz. Araştırma görevlisi, bölümde yapılan araştırmaların olmazsa olmazıdır. Yeni araştırma görevlileri almazsanız yapılan araştırmaları da bitirme noktasına getirirsiniz" dedi.
"TEMEL BİLİMLER OLMADAN DİĞER BİLİMLER OLMAZ"
Temel bilimlerin diğer bilimlerin alt yapısını oluşturduğunu ifade eden Polat, “Temel bilimlerin asistansız kalması geleceğimizin sınırlandırılması demektir. Temel bilimlerin olmadan hiç bir bilimin olamayacağını herkesin idrak etmesi gerekir. Biyoloji olmadan tıp olmaz, biyoloji olmadan veterinerlik olmaz, biyoloji olmadan ziraat olmaz, biyoloji olmadan su ürünleri bölümü olmaz, biyoloji olmadan moleküler genetik gibi dallar olmaz, biyoloji olmadan geleceğin asrı olan ’biyoloji asrına’ hazır olamazsınız. Bunların hepsi birbirine bağlı kimya matematiksiz, matematik fiziksiz yapamaz, fiziğin olmadığı bir yerde elektronik olur mu, fiziğin olmadığı bir yerde bir makine olur mu? Eğer TUBİTAK ve diğer kamu kurumlarından destek almasak, kendi çocuklarımızın nafakasını bilimsel çalışmalara aktarmazsak yedinci değil bin yedinci oluruz ancak. TUBİTAK da her projemize destek vermiyor. Şu anda geldiğimiz nokta arkadaşlarımızın özverileri sayesindedir. Türkiye’de bilimsel aktivitelere imkansızlıklar öne sürülerek sınırlandırmalar getiriliyor. Bilimsel aktivite akademisyenlerin olmazsa olmazıdır. Derste önemlidir fakat dersi verebilmemiz için bilimsel aktiviteleri yeterince yerine getirmemiz gerekir. Üniversitelerin özellikle Fen Edebiyat Fakültelerinin bu manada çok büyük sıkıntıları var. Araştırma laboratuvarlarımız çağdaşlığın çok çok gerisinde. Araştırma laboratuvarlarımızdaki eksiklerin alınması için maalesef yeterli bütçe ayrılmıyor. Arazi gözlemleri konusunda da eksiklerimiz çok. Biz kıt imkanlarla aktivitelerimizi gerçekleştiriyoruz. İmkansızlıklar içinde bu başarıları elde eden arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Bu aldığımız dereceler imkan ve fırsat verildiğinde neler yapabileceğimizin göstergesidir" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!