Güncelleme Tarihi:
Yaprak KOÇER- Hüseyin KALAY/LADİK (Samsun), (DHA)- SAMSUN’un Ladik ilçesindeki Ladik Gölü’nde su seviyesinin yükselmesi, geçen yıl karaya oturan yüzen adalara etki etmedi. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat, yüzen adaların su altında kaldığını belirterek, "Ladik'e gittiğimizde yüzen adaları değil de yüzen ağaçları görüyoruz. Çünkü ağaç ve bitkilerin kökleri suyun tabanında kaldı. Maalesef yüzen adalarımız tabanla birleşti" dedi.
Samsun'un Ladik ilçesinde 870 hektarlık alana sahip Ladik Gölü'nde, çevredeki erozyon tehdidi, sudaki bitki tortuları ile zemininin dolması ve tarım faaliyetleri için aşırı su çekilmesi nedeniyle geçen Kasım ayında en derin yerinde su seviyesi 80 santimetreye kadar düştü. Bu nedenle gölün meşhur yüzen adaları karaya oturdu. Su seviyesi, kışın yağan kar ve bahar yağmurları ile 4 metreye kadar yükseldi. Ancak karaya oturan yüzen adalar için bir etkisi olmadı. Zeminle birleşen adalar, su yüzeyine çıkmadı. Adaların üzerinde bulunan ağaçların gövde kısımları su altında kalırken, dalları da su yüzeyinden görülmeye başlandı.
'YÜZEN ADALAR MAALESEF TABANLA BİRLEŞTİ'
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat, Ladik Gölü’ndeki yüzen adaların göl ve çevresindeki biyolojik çeşitlilik için çok önemli alanlar olduğunu belirterek, yüzen adaların tabanla birleştiğini söyledi. Polat, "Şu an Ladik Gölü'ndeki su maksimum kotunda. Maksimum kotuna yükselince doğa gözlemcilerin yüzen adaları tekrar yüzen vaziyette görmesini bekliyorduk. Ama bugün Ladik'e gittiğimizde yüzen adaları değil de, yüzen ağaçları görüyoruz. Çünkü yüzen ağaç ve yüzen bitkilerin kökleri suyun tabanında kaldı. Maalesef yüzen adalarımız tabanla birleşti" dedi.
'GÖÇMEN KUŞLARIN GELME İHTİMALİ AZALDI'
Yüzen adaların korunaklı bölge olması nedeniyle özellikle balıkların yüzen adaların alt kısmını yuva olarak kullandığını dile getiren Polat, “Gölün bu özelliği yitirilmiş oldu. Ladik gölünün bir diğer özelliği de ornitolojik değeridir. Göçmen kuşlar üreme maksadıyla buraya geliyor. Göçmen kuşların burayı tercih etmesindeki etken, buraların insan etkisinden uzak, korunmalı yüzen adalarda yuva yapıp kuluçkalara yatmalarıydı. Artık buralarda kuluçka yapacak habitatlar kalmadığına göre, göçmen kuşların buralara gelme ihtimalleri de çok aza indi. Dolayısıyla hem balık popülasyonun geleceğini, hem kuş popülasyonunun geleceğini yüzen adalar ile birlikte zarara uğrattık” diye konuştu.
'GEÇEN YILKİ MANZARANIN DAHA KÖTÜSÜYLE KARŞILAŞACAĞIZ'
Yakın gelecekte sulama maksadıyla tekrar su çekilmeye başlandığında geçen yıl görünen manzaranın biraz daha kötüsüyle karşılaşılacağını da kaydeden Prof. Dr. Polat, şunları söyledi:
“Çünkü Ladik Gölü baraj gölüne dönüştürülmeden önceki su derinliği 6-6,5 metre derinliğindeydi. Bugün bu derinlik maksimum kotunda en derin yerde 4 metre şeklinde. Bu şunu ifade ediyor; Ladik Gölü’nün tabanı erozyonla en az 2 metre tabı yükselmiş oluyor. Dolayısıyla gölün alanı tarım yapılan arazilere doğru kayacaktır. Su çekilmeye başlandığı andan itibaren ham tarım topraklarının büyük bir kısmı su rejimi ile birlikte tabana dolmaya devam edecek ve dolayısıyla Ladik Gölü’nü yakın bir gelecekte önce gölete, ardından bataklığa dönüştürecek ve yok olma seyrini hızlandıracaktır.”
'YENİDEN BİR YÜZEN ADALAR SİLSİLESİNİ GÖRMEK ZOR'
Sular altında kalan yüzen adaların yerine yeni yüzen adaların yapılmasının çok masraflı olacağını da aktaran Prof. Dr. Polat, şöyle konuştu:
“Eğer 'biz yeniden bir yüzen ada yapalım, kuşlarımız, balıklarımız tekrar yuva yapacak habitatlara kavuşsun' desek herhalde Samsun’un bütçesini bu iş için harcamamız gerekir. Sonucunda ise 'kesin başarılı olacağız' diyemeyiz. Bunun için bir doğal habitatı, geri dönüşümsüz olarak tahrip ettikten sonra onu tekrar doğaya kazandırmanın çok masraflı ve çoğu zaman da imkansız olduğunu bilmemiz gerekir. Yeniden bir yüzen adalar silsilesini Ladik Gölü’nde görebilmemiz mümkün değil. Ancak şunu yapmamız gerekir. En kısa sürede Ladik Gölü’nün boşa akan sularını sulamada değerlendirecek yeni bir sistem kurarak Ladik Gölü’nün su rejimi ile daha fazla uğraşmamak, doğal haline bırakıp, gölün ömrünü elimizden geldiği kadar uzatmak bizim görevimiz olmalı”
FOTOĞRAFLI