Kurbanın atılan sakatatları kist hidatiğine neden oluyor

Güncelleme Tarihi:

Kurbanın atılan sakatatları kist hidatiğine neden oluyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2016 12:47

Kurbanın atılan sakatatları kist hidatiğine neden oluyor

Haberin Devamı

Yaprak KOÇER/SAMSUN, (DHA)- SAMSUN İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle 'Kistikekinokkozis' (kist) hastalığıyla ilgili uyarılarda bulundu. Dr. Kasapoğlu, "Köpek ve kedilere kesilen kurbanlarıdan alınan çiğ et verilmemelidir. Yenmeyen sakatatlar gömülerek bertaraf edilmelidir" dedi.
Samsun İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, kurban kesimi sonrasından vatandaşların kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek ya da rastgele ortada bırakmalarının bir çok sorunun yanında kistikekinokkozis (karaciğer kist hidatiği) rahatsızlığına da neden olduğunu söyleyerek vatandaşları uyardı. Karaciğer kist hidatiği rahatsızılğının hayvandan insana geçen ve ölüme kadar götürebilen ciddi bir hastalık olduğunu dile getiren Dr. Kasapoğlu, "Bu hastalığın etkeni, 'Echinococcusgranulosus' adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir. Parazit, köpeklerin ince barsaklarında yaşar. Hastalık köpek dışkısı ile atılan yumurtalar ile insana bulaşır. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. İnsanlardan başka koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlar da bu parazit yumurtalarını alarak hastalanırlar" dedi. Dr. Kasapoğlu, şöyle devam etti:
"Alınan bu yumurtalar, barsaklarda açılarak kurtçuk açığa çıkar, barsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Bu kistlerin içinde binlerce parazit oluşturacak kurtçuklar mevcuttur. Daha sonra bu kistleri içeren hastalıklı organların kurt, çakal ve köpek gibi hayvanlar tarafından yenmesi ile parazit tekrar bunların bağırsağına ulaşır ve burada gelişerek erişkin parazit haline gelir. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak bu hayvanlar tarafından dışkı ile atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür. Başka bir deyişle parazitin üremesi için böylesine bir döngüye ihtiyacı vardır."
İnsanlarda hastalık kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebileceğini ifade eden Dr.Mustafa Kasapoğlu, "Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirtiler görülür. Kist kendi haline bırakılırsa genellikle giderek büyür ve istenmeyen olaylara neden olur. Bunlar kistin içinde bakterilerin üremesi, delinme ve yırtılmadır. Kist patladığında şiddetli, hayatı tehdit edebilecek alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Ya da kist içeriği bütün karın boşluğu içerisine yayılarak yaygın hastalık halini alabilir" dedi.
Dr. Kasapoğlu, "Ülkemizde kist hidatiğin sorun olmasının nedenlerinden birisi de özellikle kurban bayramlarında yapılan kesimler sonrası kistli sakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek ya da rastgele ortada bırakarak sokak köpeklerinin bu sakatatlarla beslenmelerine yol açmaktır. Bu nedenle hastalıktan korunmak için, köpek ve kedilere mümkün olduğu kadar çiğ et verilmemelidir. Kişisel temizlik kurallarına dikkat edilmeli, içme ve kullanma suları temiz olmalı, çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir. Kesilen veya ölen hayvanların kist bulunduran organları köpeklerin ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı şekilde gömülerek bertaraf edilmelidir. Özellikle kurban bayramlarında bu hususlara daha çok dikkat edilmelidir" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!