Güncelleme Tarihi:
Hakan AKGÜN/SAMSUN, (DHA) - KOÇ Bilim Ödülü Sahibi ve Koç Bilim Ödülleri Jüri Başkanı Prof. Dr. Turgay Dalkara, “Sorgulama yeteneğimiz yok. Biz her şeye inanırız. Sorgulamayı okulda öğretmeye çalışıyoruz ve onu mükemmelleştirebilmek yıllar sürüyor. İyi bir bilim insanı olabilmek için sorgulama yeteneğinin çok gelişmiş ve objektifleşmiş olabilmesi lazım” dedi.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen ‘1. UluBAT Bilim Zirvesi'ndeki ‘Mikrodolaşımda bilimsel bir serüven' adlı sunumunda konuşan KOÇ Bilim Ödülü Sahibi, Koç Bilim Ödülleri Jüri Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Enstitüsü Nörolojik ve Psikiyatrik Temel Bilimler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turgay Dalkara, insan beyninin özelliklerinden birinin de pozitif düşünme olduğunu söyledi. Prof. Dr. Dalkara, insanların sorgulama yeteneğinin olmadığını ifade ederek şöyle konuştu:
“İnsan beyninin özellikleri var bir sürü. Bunlardan bir tanesi de biz pozitif düşünebiliyoruz. Negatif düşündürebilmek insanlara çok zor. Mesela dünyanın yuvarlak olduğu neredeyse yazılı tarih kadar eski. Bazı insanlar bunu anlamışlar. Ama her mantıklı, ruh sağlığı yerinde insan için dünya düzdür. Bunun sorgulanacak bir tarafı yoktur. Onun için modern zamanlara gelene kadar bu ufak azınlık çok sıkıntılar çekmiştir. Negatifi hayal etmek çok zor insanlarda, mesele bunu medyada çok iyi görürüz. Bütün haberler pozitiftir. Yani hiç şöyle bir haber çıkmaz, ‘Bugün de kansere çare bulunamadı’. Aslında doğru haber odur. Ama her gün kansere çare bulunur ya da o haber olur. Ya da, x adlı katil. Hiç kimse sorgulamaz. Mesela adam suçsuz. Suçsuz olduğunda o haber olarak yer almaz bile. Çünkü itibar görmez. Bizim beynimiz pozitife çalışabiliyor. Dolaysıyla hekim olsun, hasta olsun bir şey iyi geldiğinde pozitif osilasyon olduğunu düşünüyor. Yani yapılan işlemle alakalı olduğunu düşünüyor. Sorgulama yeteneğimiz yok. Doğal olarak böyle bir yeteneğimiz yok. Biz her şeye inanırız. Sorgulamayı okulda öğretmeye çalışıyoruz ve onu mükemmelleştirebilmek yıllar sürüyor. İyi bir bilim insanı olabilmek için sorgulama yeteneğinin çok gelişmiş ve objektifleşmiş olabilmesi lazım.”
TÜRKİYE TIP ALANINDA ÖRNEK BİR ÜLKE OLABİLİRDİ
İnsan organizmasının doğanın bir parçası olan matematikle konuştuğunu ve kendisinin matematiği çok sevdiğini söyleyen Başkanı Prof. Dr. Turgay Dalkara, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Matematik hayatın dilidir. Eğer hayatı anlamak istiyorsanız, hele ki doğal olayları anlamak istiyorsanız, onlar matematikle konuşuyorlar. Başka yolunuz yok. Benim şansım babamın matematikçi olması. Küçük yaşlardan itibaren matematikle çok içli dışlı olmam. Tıp fakültesine girişteki en büyük hayal kırıklığım matematikle olan izdivacıma ara vermiş olmamdı. Maalesef tıp bunu yeni yeni kavrıyor. İnsan organizması doğanın bir parçası olarak matematikle konuşur. Her şey matematikle konuşur. Mesela retinası, eklemlerinin dinamiği ve ya vücudunuzdaki kıllar hepsinin bir matematiği var. Hastalarımız o matematikle geliyorlar. O matematik bozulmuş şekilde geliyorlar. Ama bizim eğitimimizde bu olmadığı için biz onu öyle görmüyoruz. Hep modeller üzerinden görüyoruz. Bu da kısa vadede belki bizi rahatsız etmiyor ama uzun vadede tıp bilimlerinin gelişmesini olumsuz olarak etkilemiş bir özellik aslında."
FOTOĞRAFLI