Güler: “Türkiye’de Akaryakıt İstasyonu Enflasyonu Var”
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2015 13:31
PÜİS SAMSUN ŞUBE BAŞKANI ZAFER GÜLER, AKARYAKIT İSTASYONLARI OLARAK SIKINTILI GÜNLER GEÇİRDİKLERİNİ, BUNUN İÇİNDE DEVLETİN, STANDART DIŞI AKARYAKIT SATANLARI, VERGİ KAÇIRANLARIN VEYA FATURASIZ MAL DOLAŞIMINI ORTADAN KALDIRARAK KENDİLERİNE YARDIMCI OLMALARI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ.
Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Samsun Şube Başkanı Zafer Güler, akaryakıt istasyonları olarak sıkıntılı günler geçirdiklerini, bunun içinde devletin, standart dışı akaryakıt satanları, vergi kaçıranların veya faturasız mal dolaşımını ortadan kaldırarak kendilerine yardımcı olması gerektiğini söyledi.
Akaryakıt istasyonların çalışmasında en büyük sorunlarından bir tanesinin Türkiye’de akaryakıt istasyonu enflasyonun olduğunu belirten PÜİS Samsun Şube Başkanı Zafer Güler, “Bugün Türkiye’de yaklaşık 13 bin adet akaryakıt istasyonu, 9 bin 500 adet LPG istasyonu var. Bu Avrupa ortalamasının yaklaşık olarak 3 katıdır. Hal böyle olunca istasyonlar normal kapasitelerinde çalışmıyorlar. Kapasitesinin yaklaşık olarak 4’te birinde çalışıyorlar. İstasyonların genel giderleri iş olsa da olmasa da devam ediyor. Eğer siz istasyonlarda kalifiyeli eleman çalıştırmazsanız, gerekli maaşlarını vermezseniz, 24 saat açık ve faal bulunmazsanız müşteri sizi tercih etmiyor. Müşterinin tercih etmesi için her zaman görsel, ışıkları yanan, personelin kurallara uygun giyinmesi ve hizmet vermesi gerekiyor. İstasyonlarda kar marjları düşünce bu defa personelden veya ışıklardan tasarruf etmeye kalkışılıyor. Buradaki en büyük sorun istasyon fazlalığıdır” dedi.
Diğer bir sorunlarının ise akaryakıt fiyatlarının yüksekliği olduğunu belirten Güler, “Bugün 1 litre akaryakıt yaklaşık olarak 1 lira 80 kuruşa yakın ÖTV ve KDV var. Akaryakıtın kendi parası zaten 1 lira 60 kuruş. Hal böyle olunca bayiye veya bize mal veren dağıtıcıya toplam kar payı 45 kuruş. Bu şartlarla piyasada tutunabilmek çok zordur. Son 5 yıla baktığımızda el değişen, satılan veya kiralık veren istasyonların sayısı çoğaldı. Görüntülerde çok büyük para dönüyor ama yüzde 1’ler, 2’ler, 3’lerle çalışan istasyonların ayakta durabilmeleri mümkün değil. Bugün bin metrekarelik bir istasyonda dahi aylık masraf 20 bin TL’nin altında değildir. Ayakta kalamayan arkadaşlarımız kendilerini ya yeniliyorlar, ya istasyonlarını kiraya veriyor ya da satıyorlar” diye konuştu.
“DEVLET VERGİ KAÇIRANLARI ORTADAN KALDIRMALI”
Türkiye’de kontrolsüzlükten doğan bir sıkıntının olduğunu ifade eden Güler, “Maliye Bakanlığı ölçüsünde kontrol edilmediği için Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi (TÜPRAŞ) fiyatına veya TÜPRAŞ fiyatının 2-3 kuruş üstüne mal veren meslektaşlarımız var. Biz normal yüzde 4-5’lerle ayakta durmaya çalışıyoruz ve para kazanamıyoruz. Bir de TÜPRAŞ fiyatının üstünde mal satan ve ticaret yapan arkadaşlarımız var. Maliye Bakanlığı bunları mutlaka denetlemelidir. Çünkü faturasız mal dolaşımı var. Bunun önüne bir türlü geçilemedi. Daha öncelerde kaçak vardı. Kaçaklar minimize edildi, eskisi gibi değil. Bugünkü verilere baktığınız zaman rafineri çıkışları ve ithal motorin satışları çoğalmış. Yani kaçağın önlenmesinden dolayı resmi girdiler arttı. Devlet bireylerin veya bununla ilgili kolluk kuvvetlerin bu işin üzerine daha teknik olarak gitmeleri gerekiyor. Bu şartlarla bizlerin ayakta durması zordur. Eğer böyle devam ederse istasyonlar el değiştirmek ve kapanmak mecburiyetindeler. İstasyonlarda böyle büyük karlar yok. Biz minimize edilmiş karlarla ayakta durmaya çalışıyoruz. Burada öncelik devletin toplam vergisinin 4’te birine tekabül eden vergi topladığı bir sektörü koruma altına alması gerekir. Standart dışı akaryakıt satanları tespit etmesi gerekir. Vergi kaçıranların veya faturasız mal dolaşımını ortadan kaldırması gerekiyor. Bunlar devletin olmazsa olmazlarıdır. Bunlardan dolayı bu sektör büyük bir problem yaşıyor. Çünkü bu standardı olmayan mallar araçlarda da arızaya sebep oluyor” şeklinde konuştu.
Akaryakıt istasyonların çalışmasında en büyük sorunlarından bir tanesinin Türkiye’de akaryakıt istasyonu enflasyonun olduğunu belirten PÜİS Samsun Şube Başkanı Zafer Güler, “Bugün Türkiye’de yaklaşık 13 bin adet akaryakıt istasyonu, 9 bin 500 adet LPG istasyonu var. Bu Avrupa ortalamasının yaklaşık olarak 3 katıdır. Hal böyle olunca istasyonlar normal kapasitelerinde çalışmıyorlar. Kapasitesinin yaklaşık olarak 4’te birinde çalışıyorlar. İstasyonların genel giderleri iş olsa da olmasa da devam ediyor. Eğer siz istasyonlarda kalifiyeli eleman çalıştırmazsanız, gerekli maaşlarını vermezseniz, 24 saat açık ve faal bulunmazsanız müşteri sizi tercih etmiyor. Müşterinin tercih etmesi için her zaman görsel, ışıkları yanan, personelin kurallara uygun giyinmesi ve hizmet vermesi gerekiyor. İstasyonlarda kar marjları düşünce bu defa personelden veya ışıklardan tasarruf etmeye kalkışılıyor. Buradaki en büyük sorun istasyon fazlalığıdır” dedi.
Diğer bir sorunlarının ise akaryakıt fiyatlarının yüksekliği olduğunu belirten Güler, “Bugün 1 litre akaryakıt yaklaşık olarak 1 lira 80 kuruşa yakın ÖTV ve KDV var. Akaryakıtın kendi parası zaten 1 lira 60 kuruş. Hal böyle olunca bayiye veya bize mal veren dağıtıcıya toplam kar payı 45 kuruş. Bu şartlarla piyasada tutunabilmek çok zordur. Son 5 yıla baktığımızda el değişen, satılan veya kiralık veren istasyonların sayısı çoğaldı. Görüntülerde çok büyük para dönüyor ama yüzde 1’ler, 2’ler, 3’lerle çalışan istasyonların ayakta durabilmeleri mümkün değil. Bugün bin metrekarelik bir istasyonda dahi aylık masraf 20 bin TL’nin altında değildir. Ayakta kalamayan arkadaşlarımız kendilerini ya yeniliyorlar, ya istasyonlarını kiraya veriyor ya da satıyorlar” diye konuştu.
“DEVLET VERGİ KAÇIRANLARI ORTADAN KALDIRMALI”
Türkiye’de kontrolsüzlükten doğan bir sıkıntının olduğunu ifade eden Güler, “Maliye Bakanlığı ölçüsünde kontrol edilmediği için Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi (TÜPRAŞ) fiyatına veya TÜPRAŞ fiyatının 2-3 kuruş üstüne mal veren meslektaşlarımız var. Biz normal yüzde 4-5’lerle ayakta durmaya çalışıyoruz ve para kazanamıyoruz. Bir de TÜPRAŞ fiyatının üstünde mal satan ve ticaret yapan arkadaşlarımız var. Maliye Bakanlığı bunları mutlaka denetlemelidir. Çünkü faturasız mal dolaşımı var. Bunun önüne bir türlü geçilemedi. Daha öncelerde kaçak vardı. Kaçaklar minimize edildi, eskisi gibi değil. Bugünkü verilere baktığınız zaman rafineri çıkışları ve ithal motorin satışları çoğalmış. Yani kaçağın önlenmesinden dolayı resmi girdiler arttı. Devlet bireylerin veya bununla ilgili kolluk kuvvetlerin bu işin üzerine daha teknik olarak gitmeleri gerekiyor. Bu şartlarla bizlerin ayakta durması zordur. Eğer böyle devam ederse istasyonlar el değiştirmek ve kapanmak mecburiyetindeler. İstasyonlarda böyle büyük karlar yok. Biz minimize edilmiş karlarla ayakta durmaya çalışıyoruz. Burada öncelik devletin toplam vergisinin 4’te birine tekabül eden vergi topladığı bir sektörü koruma altına alması gerekir. Standart dışı akaryakıt satanları tespit etmesi gerekir. Vergi kaçıranların veya faturasız mal dolaşımını ortadan kaldırması gerekiyor. Bunlar devletin olmazsa olmazlarıdır. Bunlardan dolayı bu sektör büyük bir problem yaşıyor. Çünkü bu standardı olmayan mallar araçlarda da arızaya sebep oluyor” şeklinde konuştu.